Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali kapsamında düzenlenen Sine-Şiir etkinliğinde Kelebeğin Rüyası isimli filmin gösterimi yapıldı. Film gösteriminin ardından da büyük usta Behçet Necatigil’in kızı yazar Ayşe Sarısayın’ın katıldığı söyleşi gerçekleştirildi.
Doğumunun 100. yılı kutlanan usta şair Behçet Necatigil’in hayatından kesitler içeren Kelebeğin Rüyası filmi Konak Kültürüevi’nde gösterime sunuldu. Filmi, usta şair Necatigil’in kızı yazar Ayşe Sarısayın da izledi. Film gösteriminin ardından düzenlenen söyleşi büyük ilgi gördü. Behçet Necatigil’i anlatan Ayşe Sarısayın, babasını ölümünden sonra tanıdığını anlattı. Sarısayın, “Behçet Necatigil’i erken kaybetmenin de etkisinden olsa gerek, yaşarken değil de onu sonradan yazılarından, şiirlerinden daha çok tanıdım, tanımaya da devam ediyorum. Edebiyat bütünü ile bir tanıma yolculuğu bence, yazarken de okurken de bu yolculuk sürsün diliyorum. Keşke daha kalabalık kitlelere ulaşabilsek, çünkü insanlığı kurtaracak tek şeyin vicdan ve merhamet olduğuna inanıyorum ve bunu da en iyi edebiyat yolu ile öğrenebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Ayşe Sarısayın, babası Behçet Necatigil’in 100. doğum yılında anılmasının kendilerini çok mutlu ettiğini ifade etti. Sarısayın, “Babam, ‘Birkaç şiirle de olsa yarınlara kalmayı umuyorum’ derdi bize. Nilüfer Belediyesi’nin de böyle bir etkinlik yapması ve bu şekilde babamı anması çok hoş. Salona girişte Nilüfer şiirini gördüm o da çok sevindirdi beni. Dünya ne kadar olumsuz ve umutsuz gitse de sanat her zaman birileri tarafından karşılığını buluyor” diyerek duygularını dile getirdi.
“ŞİİR YAZANA DEĞİL İHTİYACI OLANA AİTTİR”
Ülkenin ve Dünya’nın giderek sertleşen ortamında halen edebiyat ve şiire dair bir takım etkinlikler olmasının sevindirici olduğunu söyleyen Sarısayın, Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği şiir festivalinin önemine değindi. Sarısayın, “Hem bir şair kızı olarak, hem de bir şiir okuru olarak böyle bir festival beni her bakımdan ilgilendiriyor ve sevindiriyor. ‘Dünya’da bütün bunlar olup biterken şiir ne işe yarar?’ diye düşünmeden edemiyorum. Ama daha sonra Neruda’nın Postacısı filmindeki postacının ‘Şiir yazana değil ihtiyacı olana aittir’ sözü geliyor aklıma. Bizim de bugünlerde şiire çok ihtiyacımız var” dedi.
Behçet Necatigil’in Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu ve diğer arkadaşlarından aldığı ve onlara gönderdiği mektupların da konuşulduğu gecenin kapanışında şair Birhan Keskin sürpriz yaparak Behçet Necatigil’in Ev Çölü isimli şiirini okudu
Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç ve Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman da Ayşe Sarısayın’a plaket vererek teşekkür ettiler.
YENİ TOPRAK YENİ HAYAT YENİ ŞİİR
Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali kapsamında Konak Kültürevi’nde “Yeni Toprak, Yeni Hayat, Yeni Şiir” başlıklı etkinlik de gerçekleşti. Moderatörlüğünü Festival Danışma Kurulu Üyesi Gülce Başer’in yaptığı söyleşide Karin Karakaşlı, Marc Delouze, Zafer Şenocak ve Zoë Skoulding şiir tutkunlarıyla buluştu.
Türkiye’ye ilk kez 1969 yılında geldiğini ifade eden Marc Delouze, burada Abidin Dino, Necmiye Alpay, Ataol Behramoğlu ile güzel dostluklar kurduğunu ifade etti. Türk şairlerinin dünya çapında üne sahip olduğunu belirten Marc Delouze, etkinlik sırasında ‘Malta Kurgusu’ adlı şiirini de okudu.
Çocuk yaşta İngiltere’den Galler’e göç ettiğini söyleyen Zoë Skoulding de iki dilin aynı ortamda farklılık göstermesinin ilginç olduğunu söyledi. Ana dilde yazmanın daha kolay olduğunu söyleyen Skoulding, şiir çevirisi için çok sayıda atölyeye katıldığını söyledi. Skoulding de etkinlikte “Ağaçkakanlar” adlı şiirini okudu.
KARAKAŞLI: ÜSTÜME BASILDIĞINI HİSSEDİYORUM
Söyleşide “Tarih ve Coğrafya” adlı şiirini okuyan Karin Karakaşlı, Türkiye’nin zor ve değişik günlerden geçtiğini belirtti. Karakaşlı, “Ruhuma kalsa hayat dursun. İnsanlık olarak üstüme basıldığımı hissediyorum” dedi.
Almanya’da büyüdüğünü ifade eden Zafer Şenocak da şiire içeriden bakmak gerektiğini kaydederek, “Dil ve şiir birbirine karışmamalı. Şiir, dil işçiliği değildir. Almanca düşünüp Türkçe, Türkçe düşünüp Almanca şiir yazmadım. İçimden geldiği şekilde düşünüp yazdım” diye kaydetti. Şenocak da söyleşide “Görünmeyen” adlı şiirini okudu.
Etkinlik sonunda Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç şairlere günün anısına plaket verdi.
ŞİİRİN SESİ GENÇLERLE
Uluslararası Nilüfer Şiir Festivali kapsamında dünyanın tanınmış şairleri okullarda da öğrencilerle bir araya geldi. “Şiir’in Sesi Gençlerle” başlığıyla Şahinkaya Koleji’nde düzenlenen söyleşiye şairler Darija Zilic, Deniz Durukan, Emel İrtem ve Ryan Van Winkle katıldı. Söyleşinin moderatörlüğünü ABD’den gelen şair Ryan Van Winkle yaptı. Öğrencilere şiirle hikaye arasındaki farkı soran Ryan Van Winkle, şiirin duygularda gizli olduğunu söyledi. Bir kelimenin bile şiir olabildiğini kaydeden Winkle, kelimelerin içinde barındırdığı anlama dikkat çekti.
İnsanların yaşadıkları coğrafyanın da şiirlerin yazımında etkili olduğunu belirten şair Emel İrtem, şiirlerin toplumun kültürel yapısını gün yüzüne çıkardığını kaydetti. Şair Deniz Durukan “Hayata ve insana dair her şey şiirin içinde yer alır” diyerek şiirin kendisi için direniş olduğunu söylerken, Darija Zilic de Nazım Hikmet ve Orhan Kemal’in şiirlerinden etkilendiğini anlattı.