Cumhurbaşkanlığı himayesinde Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfı öncülüğünde düzenlenen "Yeditepe Bienali" açılışı Ayasofya‘da gerçekleştirildi. Açılış törenine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve çok sayıda davetli katıldı.
"TEK PARTİLİ DÖNEMİNDE SUR İÇİNDE 300’Ü AŞKIN MESCİT YOK EDİLMİŞTİR"
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan tek partili dönemin sanata bakışını eleştirerek, "Türkiye uzun yıllar sanat kültür ve tarih deyince sadece beli bir dönemi esas alan kısış bir bakış açısı esiri olmuştur. Bizans’tan çok Bizansçı, Batı’dan ziyade batıcı ama her halükarda milletin değerleri ile kavgalı bu zihniyet, ecdadın bıraktığı mirasın kıymetini de bilememiştir. Tarihi camilerin bir kısmı müzeye aynen burası gibi, bir kısmı depoya, maalesef bir kısmı da ahıra çevrilmiştir. Biz şu an Fatih ilçesindeyiz. Sadece şu sur içinde o tek parti döneminde 300’ü aşkın mescit yok edilmiştir. Biz bunları şimdi yeni yeni ihya etmenin gayreti içerisindeyiz. Çoğu zaman ihmalkarlıktan dolayı bu mescitler yıkılmış, içindeki yüzlerce nadide eser talan edilmiştir. Dönemin CHP’si asırlık kültür hazinemizi bir gerilik numunesi olarak kabul etmiştir. Ecdat mirasının kati bir tasfiyeye tabi tutulması gerektiğini kendileri ifade etmiştir" diye konuştu.
"ÇAPULCULARLA KOL KOLA YÜRÜMEDİKLERİ İÇİN SANATÇILARIMIZIN NELERLE TEHDİT EDİLDİĞİNİ İYİ BİLİYORUZ"
İslam sanat eserlerinin de bu anlayıştan nasibini aldığını vurgulayan Erdoğan, "Gelenekli sanat dallarımız yerine belli bir ideolojiyi yansıtan sanat dalları ikame edilmeye çalışılmıştır. Sanat ve sanatçı kavramı sığ bir biçimde değerlendirilerek sanat yalnızca çağdaş sanatlardan ibaret görülmüştür. Asırlardır bu topraklara ait birçok sanat dalına maalesef hiçbir değer vermemek suretiyle yok farz etmişlerdir. Kendi mecrasında bir şeyler yapmaya çalışan sanatçılarımız da ötelenmiş, dışlanmış adeta ademe mahkum edilmiştir. Bu tepeden inmeci, baskıcı, jakoben anlayışın bugün de bazı sözüm ona sanat çevrelerinde devam ettiğine şahit oluyoruz. Kendi ideolojilerini paylaşmayan, bunların diktasına boyun eğmeyen sanatçılarımıza yönelik en şiddetli saldırılar bunlardan geliyor. Gezi olaylarına destek vermeyen sanatçılarımızın nasıl hedef gösterildiğini gayet iyi biliyoruz. Çapulcularla kol kola yürümedikleri, vandallığa, sokak terörüne prim vermedikleri için sanatçılarımızın nelerle tehdit edildiğini iyi biliyoruz. Atalar ‘can çıkan huy çıkmaz’ diyor. Bunlar da kötü huylarından vazgeçmiyor, milletimizden yedikleri onca şamara rağmen bir türlü akıllarını başlarına toplamıyorlar" şeklinde konuştu.
"BUNLAR ZİHNİYET İTİBARİYLE MODERN BEDEVİLERDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Zeytin Dalı Harekatı’na destek vermek için bölgeye giden sanatçılara yönelik yapılan eleştirileri de hatırlatarak, "Gezide yaptıklarına Zeytin Dalı Harekatı’na destek için bölgeye giden sanatçılarımıza yaptılar. O zaman sanatçılarımız nasıl linç ettilerse, bugün de aynı ahlaksızlığı, haydutluğu sergilediler. Sanatçılarımızın Mehmetçiklerimize moral vermesine dahi tahammül gösteremediler. Günlerce içlerinde biriktirdikleri kin, nefret ve husumeti gazete köşelerinden, sosyal medya hesaplarından ortalığa boca ettiler. Sırf milli bir duruş sergilediler diye o sanatçılarımıza edilmedik hakaret bırakmadılar. Bunların lümpen mahalle kabadayılarından hiçbir farkı yoktur. Bunlar zihniyet itibariyle modern bedevilerdir. Kendi küçük kabilelerinden olmadığı sürece ne bir sanatçının, ne bir sanat eserinin bunların gözünde kıymeti vardır. Kabile üyeleri hangi suçu işlerse işlesin sonuna kadar sahip çıkarlar. Bunların gözünde vatana ihanet etsen bile menfaat grubuna ihanet etmediğin sürece makbulsün. Nitekim bölücü terör örgütüne destek veren, Türkiye düşmanı çevrelere taşeronluk yapan sözde sanatçıları hala baş tacı etmelerinin yegane sebebi de budur" ifadelerini kullandı.
"İSTEDİĞİNİZ KADAR BAĞIRIN ÇATLAYIN PATLAYIN BAK YIKTIK"
Türkiye’de kültür ve sanat alanında tabuları yıktıklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:
"En büyük fiziki mekana sahip çıkma dönemi iktidarımız döneminde olmuştur. Onlar yıktılar, biz yaptık. Hala da onlar yıkmanın gayretinde. Hiçbir şeyi görmeden yaptıkları gösterileri hatırlayın. İstanbul’da Harbiye Kongre Merkezi gibi bir merkezi yaparken orada bir Muhsin Ertuğrul’un daha büyüğünü yapacağız dediğimiz halde üzerimize geldiler, yaptıktan sonra sus pus oldular. Orada 3 bin kişilik dev bir kongre merkezimiz var. Şimdi Atatürk Kültür Merkezi’ni Türkiye’nin bir numaralı opera binası olarak yapıyoruz. Buna da çok bağırdı o geziciler. İstediğiniz kadar bağırın çatlayın patlayın bak yıktık. İnşallah kısa zamanda orada dünyada sayılı muhteşem bir opera binasını çok amaçlı olarak yapıyoruz. Proje çoktan bitti. Şu anda ihalesi bitmiş vaziyette inşallah bunu da bizler süratle halkımıza yetiştireceğiz. Türkiye’nin yurt dışında da burası çok önemli bir kültürde sanatta bir gösteri merkezi olacak. Gerektiğinde çok amaçlı olarak da kullanabileceğimiz bir merkezi olacak. On yıllar boyunca kültür ve sanat alanına hakim olan zümrenin tahakkümüne son verdik. Aynı şeyi Ankara’da yaptık. Cumhuriyet tarihi boyunca bir tane eser ortaya koyun ya. Bir tane fiziki mekan ortaya koyamadınız. Demek ki bunlar bizi beklediler. Biz geldik bu eserleri biz yapıyoruz. Daha da yapacağız. 81 vilayetimize yapacağız. Niye? ‘Sanatı olmayan bir milletin, şah damarı kopmuş demektir.’ Sanat ve kültür ile güçlü olursunuz. Ekonominiz ne kadar güçlü olursa olsun. Sadece belli sanat dallarının himaye edildiği, belli sanatçılarının desteklendiği eski düzeni değiştirdik. Sanat ve sanatçılarımız arasında ayrım yapmadan başarıyı destekleme çabasında olduk. Gelenekli sanat dallarımızın önünü de açtık. Diğer sanat dallarını ihmal etmedik. İmtiyazlarını kaybedenler bizi acımasızca eleştirse de bizden öncekilerin yanlışların düşmedik. Ülkemizin kültür ve sanat hayatına değer katacak her türlü eseri sahiplenmenin çabası içinde olduk. İnşallah bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Birileri gibi bu ülkeni değerlerini, ideolojisine, dünya görüşüne göre ayırmayacak, tüm zenginliği ile sanat dünyamızı kucaklamayı sürdüreceğiz. Bu ülkenin kültür ve sanat hayatına katkı sunan herkesin başımız üstünde yeri vardır."
(Oğuzcan Yazar/İHA)