Bursa Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada, şu görüşlere yer verdi:
“Son dönemde hem dünyada hem ülkemizde hepimizin bildiği üzere gıda fiyatları artıyor. Bu artışta elbette küresel ölçekte etkisini hissettiren kuraklık, iklim krizi ve salgının etkileri oldukça fazla olsa da, Türkiye’deki gıda fiyatlarının artış oranı, sadece yukarıda belirttiğimiz nedenlere bağlanamayacak kadar yüksek. Açıklanan enflasyon verilerinde fiyatı en fazla yükselen ürünler incelendiğinde ilk sıraları gıda ürünleri oluşturuyor. Tarım sektöründe kronikleşen yapısal sorunlar gıda fiyatlarının artışını etkiliyor. Gıda tedarik zincirinde marketler, fiyat belirleme tekeli oluşturuyor. Türkiye’de yaklaşık 26 milyar ton gıda israf ediliyor. Tüm bu olumsuz tablonun önüne geçmenin yolu daha fazla üretim, zamanında denetim ve doğru fiyatlandırmadan geçer. Sorun sadece etiket fiyatlarındaki fahiş oran değil. Yapısal sıkıntıları çözmek zorundayız. Aksi halde tezgah altı fiyatlarla uğraşmak zorunda da kalırız. En kötü plan plansızlıktan iyidir. Üretim planlamasının piyasaya yön vereceği kanaatindeyim. Ne ekilip ne biçileceğine çiftçi değil, bilim, toprak ve pazar koşullarına bakanlığın karar vermesi gerekmektedir. Hangi ürünün hangi miktarda, nerede üretileceği ve satış şartları da yine bakanlık tarafından belirtilmesi gereklidir"
Şevket Orhan yeni tarım stratejisinde en önemli başlıklardan biri olan suyun tasarruflu ve doğru kullanımına yönelik tedbirlerin alınmasının sağlanması gerektiğini kaydederek, "Yıllardır tarlaları su altında bırakan yanlış sulama teknikleri yüzünden tatlı suyun yüzde 73’ü heba olmaktadır. Toprağı doğru kullanmak için iyileştirici tarım uygulamalarının desteklenmesine devam edilmesi ve verilen desteklerin mümkün mertebe arttırılması gerekmektedir. Alınabilecek başka bir tedbir de pazarlama ve dağıtım noktasında tekelleşmenin önüne geçecek yasal düzenlemelerin hal yasasına eklenmesidir. Finansa erişim konusunda ürün bazlı bazı destekler ve tarım önceliği sağlanması gerekmektedir. Ürün girdi fiyatlarının desteği arttırılarak üreticinin daha fazla üretmesinin yolları aranmalıdır. Aynı zamanda daha fazla ithalat mecburiyetinde kalınmaması için, üreticinin karlı işler yapabileceği bir ortam oluşturulmalı, arazinin kullanımı ve ürün planlaması ile alakalı kurumların daha etkin çalışır hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bütün bu iyi niyetli çaba ve uğraşlar sonucunda samimi, içten ve bilimsel çözümleri devreye sokarak görmek istediğimiz tabloya ulaşabilir ve gıda enflasyonunun önüne geçebiliriz” dedi.