Bursa'da ev sahibi olmak isteyen yaklaşık 20 kişi, 2018 yılında, Nilüfer ilçesi Hasanağa Mahallesi'nde yapımına başlanan proje için müteahhit Haluk B.'ye 100 bin ile 150 biner TL arasında değişen miktarda para verdi. Para verenler ile müteahhit arasında ödedikleri para karşılığında sözleşme imzalandı.
İddiaya göre, müşterilerden parayı toplayan müteahhit, inşaattaki çalışmaları yavaşlattı. Para yatıranlara 2019 yılında evleri teslim edileceği söylendi. Ancak evler, belirtilen tarihte bitirilmedi. Müteahhit, mağdurların istediği para iadesini yapmadı. Bunun üzerine projeye para yatıranlar, bireysel olarak suç duyurusunca bulundu. Ancak mahkeme, dava hakkında takipsizlik kararıyla, mağduriyetin icra yoluyla çözülmesi gerektiğine karar verdi. Aradan geçen sürenin ardından mağdurlar, sözleşmeleri ellerinde olan dairelere 'Satılık' yazılı pankartların asılı olduğunu gördü. Bunun üzerine şoke olan mağdurlar bir araya gelip, toplu olarak savcılığa bir kez daha suç duyurusunda bulundu.
'EVİMİ BAŞKASINA SATMIŞLAR'
Evinin başkasına satıldığını söyleyen Gülizar Ulusoy, "Buraya topraktan girdik. 250 bin liraya anlaşmıştık. 150 bin lirasını verdik. Daha sonra inşaat durdu. Devam edebilmek için bizlerden para istedi. Biz bir şey yapmayacağını anladığımız için paranın geri kalanını ödemedik. Daha sonra pandemi araya girince tamamen durdu. Telefonla arayıp ulaşamıyoruz. Ulaştığımızda da sürekli bize tarih veriyor. Tarih gelince ödeme yapacağını söylüyor ama zamanı geldiğinde aradığımızda telefonları açmıyor. Benim dairemin bir başkasına satıldığını da bugün burada öğrendim. Sözleşmesi bende ama daire başkasına satılmış. Adalete güveniyoruz. Sonuna kadar hukuk savaşımızı vereceğiz" ifadelerini kullandı.
'HAYALLERİM VARDI'
Bilgisayar mühendisi Fatih Endirci, "2018 yılında bir ev alma hayaliyle biz buraya geldik. Akabinde müteahhit firmayla tanıştık. Bize vaatlerinden bahsetti. Yaptığı proje örneklerini gösterdi. Biz bu vesileyle bir sözleşme imzaladık. İnşaata 6 ay içinde 100 bin lira para verdim. Bu süreçte inşaat başlamış, temelleri atılmıştı. 2018'den sonra inşaatta duraklama yaşandı. Müteahhidi her aradığımda pandemiden önce ekonomik sıkıntıları bahane ediyordu. Daha sonrasında pandemiyi bahane etmeye başladı. Her seferinde inşaatın biteceğini vadetmeye başladı. Türlü bahanelerle bizleri kandırmaya başladı. Birlikte hareket etmeye başladık. Bana söylediği yalanın aynısını bir başkasına da söyleyebiliyor. Biz de birlikte hareket etme kararı aldık. Bireysel olarak hukuk ve adalet arayışımız vardı. Savcılığa gittik, suç duyurusunda bulunduk. Savcılık kovuşturmaya yer bulmadan takipsizlik kararı verdi. İcra kanalıyla şirkete icra gönderdik fakat şirketin ne tabelası, ne web sayfası, ne bir şirket yetkilisi, hiçbir şekilde bunlara ulaşamadık. Ulaştığımız tek bir kişi var, bu da bize türlü yalanlar söyleyerek zaman kazanıyor. Bize sürekli yakın tarih umut veriyor. Ben bu evi alırken evlilik planım vardı. Evlendim ama evde oturmak kısmet olmadı. Şu an evim kimin üzerine, kime ait bilmiyorum" dedi.
'ÜZÜNTÜDEN ANNEM RAHATSIZLANDI'
Üzüntü ve stres nedeniyle annesinin sağlığının olumsuz etkilendiğini belirten mağdurlardan Nuray Güler, "250 bin liraya anlaştık. 150 bin lirasını peşin verdik. 2 yıldır hukuk savaşındayız. Ne yazık ki bu hukuk savaşını verirken aynı zamanda bu durumdan dolayı annem üzüntüden rahatsızlandı. ya verdiğimiz parayı ya da dairemizi istiyoruz. Yine annem daha önce ciddi bir rahatsızlık geçirmişti. Ona motive olması için bu daireyi almıştık. Onun için daha sağlıklı, daha rahat olması için asansörlü, daha iyi bir koşullarda yaşaması için buradan ev almak istemiştik ama bu duruma annem üzüldüğü için tekrar hastalığı tetikledi" diye konuştu.