Kıdem tazminatı ve "kiralık işçilik" konusunu protesto etmek isteyen sendikaya bağlı üyeler, Kent Meydanı'ndan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Grup Başkanlığı binası önüne kadar yürüdü.
Burada grup adına gazetecilere açıklama yapan Serdaroğlu, taşeronun bir alt işveren anlamına geldiğini ve bu konuda işverenin sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Gerçek sorumlunun istihdam büroları olduğunu belirten Serdaroğlu, "O istihdam bürolarının işçisi gidecek o iş yerlerinde çalışacak. Böyle bir düzen olabilir mi? Bunlar Avrupa'da bile artık uygulanıp uygulanmaması düşünülen şeyler ve oralar daha kurallı ülkeler, bizim gibi kuralsızlığın had safhaya geldiği işverenlerin bir takım yasaları esnekleştirerek, lastikleştirdiği bir ülkede maalesef ki bunların ortaya çıkartacakları bellidir. Biz kiralık işçiliği bu ülkede istemiyoruz. Biz kiralık işçiliğin derhal geri çekilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Serdaroğlu, yaklaşık 4-5 sene önce Antalya'da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve işverenin sermaye yapılarının hazırlamış olduğu bir taslak çalışması başlatıldığını hatırlattı.
Bu çalışmaya, "Ulusal İstihdam Stratejisi" denildiğine dikkati çeken Serdaroğlu, "Burada en büyük tehlikelerden birisi kıdem tazminatı ve esnek çalışma. Esnek çalışma, bugünkü sermayenin emek cephesiyle ilgili, iş piyasasıyla ilgili daha çok sömürü alanlarının yaratılması demektir. Sermayenin istediği bir düzeni kurgulamak demektir. İşçilerin yaşamının sermayenin iki dudağının arasında şekillenmesi demektir" ifadelerini kullandı.
Esnek çalışmanın dışında, kıdem tazminatıyla ilgili de önemli noktalar olduğunu aktaran Serdaroğlu, söyle konuştu:
"Kıdem tazminatına bakanlar, başbakanlar herkes karıştı. Hep 'herkes yararlanamıyor' diyorlar. Niye kardeşim yararlanamıyor işçi? Kıdem tazminatı alma hakkı var mı bu ülkede? Niye yüzde seksen altısı alamıyor? Bir yılı doldurmuyorsa yasal düzenleme yap. 'Bir yılı doldurmayan işçi de kıdem tazminatı alır' söyleyin. İşçiyi çok seviyorsun, işçiyi düşünüyorsun. Eğer bir iş yerinde işveren batarsa, iflas ederse buyurun ücret garanti fonu içerisinde devlet ödemesini yapsın. Gitsin o işverenden birinci hak talepkarı olarak alsın. Mal varlıklarına el koysun, ailesinin mal varlığına el koysun. Şu anda yüz milyar dolar işsizlik fonunda biriken para. İşsizlik fonundan yararlanan işçilerin oranı da yüzde ondur."