Olay, Mudanya'da geçen yıl 3 Ağustos günü meydana geldi. İddiaya göre
üniversite son sınıf öğrencisi Derya Y., erkek arkadaşı Yasin Ç. aracılığıyla Harun D. ile tanıştı. Derya Y., biir süre kendisine iftira attığı gerekçesiyle Harun D. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Yine iddiaya göre, olay günü, Harun D., Derya Y.'yi telefonla arayıp, "Gel aramızdaki buzları eritelim" diyerek, uzlaşma teklifinde bulundu. Derya Y.'nin teklifi kabul etmesi üzerine ikili Mudanya ilçesinde buluştu. Harun D., otomobiline binen genç kızı, kendisine ait zeytinlik alana doğru sürdü. Ardından da Derya Y.'ye deodorant şişesiyle cinsel saldırıda bulundu. Derya Y.'nin şikayeti üzerine gözaltına alınıp, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 2 çocuk babası Harun D. hakkında Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
'SOSYAL MEDYADAN TEHDİT MESAJLARI GÖNDERDİ'
Hakkında 'Cinsel istismar ve hürriyetinden alıkoymak' suçlarından 18 yıl hapis cezası istenen Harun D.'nin yargılanmasına başlandı. Tutuksuz sanığın Mudanya Adliyesi’nden SEGBİS ile katıldığı duruşmada, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Bursa Barosu Kadın Hakları Komisyonu avukatları ve Derya Y., hazır bulundu. Savunmasında iddiaları kabul etmeyen Harun D., “Yasin'nin ailesi zeytinliğimde çalışıyor. Derya’yı onların evinde gördüm. Derya ile yan yana gelmedim. Belirtilen olay olmadığı gibi kendisiyle ilişkim de olmadı. Sosyal medyada açılan hesaplardan bana tehdit mesajları göndermeye başladı. Bu tehditler 1,5 yıl sürdü. Yasin bana saldırdı. Nedenini bilmiyorum. 2019 yılı Kasım ayında evimin önünde bir araç gördüm. İçinde bulunan üç kişi beni konuşmaya davet etti. Ancak gitmedim. Sabah kalktığımda aracımın lastiklerinin kesik olduğunu fark ettim. Yasin ile Derya hakkında şikayette bulundum. 2019 yılı temmuz ayında ise Sultan Ç.’den Derya’nın benden 'para koparacağı söylediğini' duydum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
'ZEYTİNLİK ALANDA TECAVÜZ ETTİ'
Derya Y. ise şunları anlattı:
“Harun'u erkek arkadaşım vasıtasıyla tanıdım. Erkek arkadaşımın ailesini zeytinliklerine götürüp getiriyordu. Bir kere erkek arkadaşımın ailesinin evinde denk geldik. Harun'un, Yasin’e benimle görüşmemesini söylediğini öğrendim. İkimizin arasına girdi. Husumet oluştu. 2019 yılı Nisan ayında Harun’dan tehdit içerikli mesajlar geldi. Şikayette bulundum. 28 Temmuz günü beni uzlaştırmacı aradı. Başta uzlaşmak istemediğimi söyledim. Daha sonra ikna oldum. Harun uzlaşmacıya mesajları delil olarak kullanacağını söylemiş. Sahte deliller üretiyor diye uzlaşmaktan vazgeçtim. 3 Ağustos günü mesaj attı. Konuşmak ve uzlaşmak istediğini belirtti. Görükle’deki yurttan çıkarak Mudanya'ya yanına gittim. Yanında Sultan’ın olacağını söylemişti. Ancak tek geldi. Sultan'ın ablasının yanında olduğunu söyledi. İyi niyetimden dolayı bindiim ve Yasin’in evine gitmek istediğimi söyledim. Beni zeytinliğe doğru götürdüğünü görünce, çantamdaki bıçağı çıkardım. 'Beni arabadan indir yoksa seni keserim' dedim. Kolumu büktü. Torpido gözünden tabanca çıkardı. Sakin olmaya çalıştım. Top mevkisine geldi. Bir adam vardı. Onun arkadaşıymış. Bu adam her şeyi gördü. Bana deodorant şişesiyle cinsel istismarda bulundu. Direndim ancak ayağımdaki sakatlık nedeniyle kaçamadım. Bana tecavüz etti. Arkadaşıyla birlikte gittiler. Bir yakınımı çağırdım. Bana şikayetçi olmamı söyledi. Korktum, kendimi çok kötü hissettim. Herhangi birine anlattığımda daha kötü yapacağını, saldıracağını söyledi. Olaydan 3 ay sonra müracaat ettim. Çok utandım, kendimi kanıtlayamam diye çok korktum. Ama geç müracaat ederek çok şey kaçırdığımı fark ettim. Tutuksuz yargılanmasının adaletli bir karar olduğunu düşünmüyorum. Adalet yerini bulacak inanıyorum. Sanığın tutuklanmasını istiyorum.”
'KOT PANTOLONUN FERMUARI YIRTIKTI'
Olay yerine Derya Y.'yi almaya giden Şenol Karadeniz de “Olay günü saat 22.00 sıralarında Derya mesaj attı. Kendisini zeytinlikten almamı istedi. Zeytinlikte kendisini perişan halde buldum. Arabaya aldığımda kot pantolonun fermuarının yırtık olduğunu fark ettim. Karakola doğru giderken, ne olduğunu sordum. Çok gergindi, yurda gidemeyeceğini, kendisini köyüme götürmemi istedi. Evime götürdüm, içeriye girmek istemedi. Araçta kalacağını söyleyince eşimin şalvarını ve gömleğini verdim. Başarılı öğrencilere maddi katkıda bulunuyorum. Derya’yı da bir komşumun kızı söylemişti. Derya’nın eğitim masrafını karşılıyorum” ifadelerini kullandı.
Mahkeme, Harun D. hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirerek, 15 günde bir karakola giderek imza atması yönünde adli kontrol uygulanmasına karar verdi.
Hakim, Harun D.'yi duruşmaları takip etmesi yönünde de uyardı. Duruşma, kasım ayına ertelendi.
'DERYA’YI BİR KEZ GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ'
Duruşma sonrası açıklama yapan Derya Y.'nin avukatı Zehra Şahin şunları ifade etti:
"Derya, aralık ayında 'Bursa bana mezar olacak' diye sosyal medyada paylaşım yaparak, birçok kişinin gündemine girdi. Bu celse sanık, tanıklar ve Derya dinlendi. Sanığın tüm savunması böyle bir suç işlemediği, bir araya gelmedikleri yönündeydi. Bugün bir adım ileri giderek Derya'yı bir kez gördüğünü söyledi. Sanık, ekonomik durumundan kaynaklı menfaat elde edilmeye çalışıldığını bu nedenle iftiraya kurban gittiğini söylüyor. Ancak elimizde sanığın hem kendi sosyal medya hesabından hem de kendi telefonundan gönderdiği mesajlar var. Bu mesajları delil olarak dosyaya sunduk.
Sadece cinsel saldırıyı ikrar eden mesajlar değil, ölümle tehdit, hakaret gibi bir dizi mesajlar var. Bunların hepsini dosyaya sunduk. Derya'nın sanığa yönelik birçok şikayeti var. Genç bir kadının böylesi bir şeyi kullanarak iftira atması için menfaati olması gerekir. Derya için asla böyle bir şey söz konusu olamaz.
Tutuklama talebimizin reddine ilişkin itirazda bulunacağız. Şimdilik yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza vermek koşuluyla adli kontrol şartıyla serbest. Biz gerek avukatları gerek kadın örgütleri Derya'nın sonuna kadar yanındayız.”
'SON SÖZÜ DELİLLER SÖYLER'
Sanık Harun D.’nin avukatı Hikmet Yıldırım da “Yargılamanın amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için hakimlerin, savcıların ve biz avukatların ayrı ayrı görevleri vardır. Burada maddi gerçek ortaya çıkarılacak. Ondan sonra suçlu suçsuz kararla birlikte ortaya çıkmış olacak. Bu aşamada müvekkilim suçludur diyemem, suçsuzdur da diyemem. Ben Türk mahkemelerinin adaletli hakimlerine güveniyorum. Son sözü deliller söyler, son sözü hakimler söyler” diye konuştu.