Olay, 6 Haziran'da, merkez Yıldırım ilçesi Çınarönü Mahallesi'nde meydana geldi. Mahalle muhtarı Yusuf Ün'e ait çay bahçesinde çalışan Erdal Akkuş, muhtarın kardeşi Fatih Ün ile para meselesinden tartıştı. Birbirlerini darbeden taraflardan Fatih Ün, iddiaya göre, elektrikli ısıtıcının demir sapını Erdal Akkuş'un bacağına sapladı. Araya kahvedeki müşterilerin girmesiyle ayrılan taraflardan Akkuş, bacağına ve başına aldığı darbelerle kanlar içinde kaldı. Kendisini dışarı atan Akkuş'u kahvedeki diğer müşteriler Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Burada tedaviye alınan 2 çocuk babası Akkuş, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Gözaltına alınan Fatih Ün, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
'KENDİMİ KORUMAYA ÇALIŞTIM'
Hakkında müebbet hapis istemiyle dava açılan Fatih Ün'ün yargılanmasına başlandı. 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Fatih Ün, SEGBİS ile katıldı. Pandemi nedeniyle izleyicilerin alınmadığı duruşmada taraf avukatları ise hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan Fatih Ün, Erdal Akkuş ile aralarında husumet bulunduğunu, olay günü bu yüzden tartıştıklarını söyledi. Akkuş'un kendisine saldırdığını ileri süren Ün, "Olaydan önce bana ait olan kuyumcu soyulmuştu. 81 bin lira zararım vardı. Erdal bana, '5 bin lira verirsen malını bulurum, bulamazsam 1 ay sonra paranı veririm' dedi. Ben de inanıp parayı verdim. Aradan zaman geçmesine rağmen altınları bulamadığı gibi parayı da iade etmedi. Üstelik benden borç para istedi, vermedim. Israrla aramaya devam edince de telefonunu engelledim. Olay günü ağabeyime ait çay bahçesinin önünden geçerken Erdal bana seslendi. Çok kibardı. O yüzden şaşırdım ve gittim. Beni yanına çağırdı. İçeri girdikten sonra da kapıyı kilitledi. Neden kilitlediğini sorunca 'Çıkacağın zaman açarım' dedi. Yüzümü yıkamak için lavaboya gidecektim. Erdal, elindeki demir sopayla ayağıma ve boynuma vurmaya başladı. O sırada Özgür isimli garson da oradaydı. Bu sırada ben de kendimi korumaya çalıştım. Ona demir sopayla vurmadım, ayağındaki yaranın nasıl olduğunu bilmiyorum. Zaten biz kavga ederken içeri ağabeyim Yusuf ve müşteriler de gelip bizi ayırdı. Arbede sırasında Erdal yaralanmış. Nasıl oldu, bilmiyorum. Erdal ile ben ve ağabeyim arasında, iddia edildiği gibi arsa yüzünden herhangi bir husumet yok" dedi.
'KİMSENİN ELİNDE KESİCİ ALET YA DA SOPA GÖRMEDİM'
Tanıkların dinlenmesiyle devam eden duruşmada söz alan çay bahçesinin sahibi ve sanığın ağabeyi Yusuf Ün, "Benim Erdal ile arsa yüzünden herhangi bir anlaşmazlığım yoktu. Kardeşimle kavgalarını, çalışanlardan öğrendim. İçeri girip, onları ayırdım. Aralarında 5 bin lira yüzünden husumet varmış. Kavga sırasında Erdal'ın bacağı çok kanıyordu. Gömleğime de bulaştı. Beni kan tuttuğu için dışarı çıktım. Kimsenin elinde kesici alet ya da sopa görmedim" dedi.
AVUKATTAN SOPA ÜZERİNDE DNA TESPİTİ TALEBİ
Duruşmada Erdal Akkuş'un eşi Gülsem Akkuş'un avukatı Hakan Gündoğdu ise Yusuf Ün'ün, Erdal Akkuş adına kaçak inşaat yaptırdığını daha sonra buraya 350 bin liralık yıkım cezası kesildiğini, Akkuş'un da sanıktan parayı ödemelerini istediğini öne sürdü. Bu konuda araştırma ve inceleme yapılmasını isteyen Gündoğdu, sopa üzerinde de DNA tespiti yapılmasını talep etti. Ahmet Çil ve Caner Akgün'ün de tanık olarak dinlendiği duruşmayı erteleyen mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
