BURSALI DİLAY GÜL'ÜN KORKUNÇ ÖLÜMÜ!
İddianamede, Aydemir’e “paranoid psikoz” hastası olduğu ve cinayeti işlediği anda ceza ehliyetinin bulunmadığı yönünde rapor verildiği belirtildi. Ancak Savcı Burhanettin Öztürk, rapordan farklı bir görüş belirterek, “Katil zanlısının cinayeti düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başladığı”nı belirtti. Ailenin avukatı Leyla Süren de cinayeti işlediği anda katil zanlısının akli melekelerinin yerinde olduğunu savunarak, hastanenin eksik bir rapor verdiğini öne sürdü.
Hürriyet'ten İsmail Saymaz'ın haberine göre Gerede’de, 13 Ekim 2015’te ihbar üzerine kız yurdu yolu üzerindeki kaldırıma giden polisler, yerde 23 yaşındaki Dilay Gül’ün cesedini buldu. Gül’ün yüksekokul öğrencisi olduğu ve üç hafta önce kayıt yaptırıp ilçeye geldiği anlaşıldı. Kaldığı yurtta inceleme yapan polis, Gül’ün Kayseri’de yaşamakta olan erkek arkadaşı Sait Çiftçi’nin telefonunu buldu. Çiftçi, o akşam Gül ile telefonla konuştuklarını anlatarak, “Kız arkadaşım bana Uğur adlı bir kişinin (arkasından) geldiğini söyledi. Daha sonra Dilay çığlık attı. Telefon kapanınca bir daha kendisine ulaşamadım” dedi.
Çiftçi’nin görüşme kaydını göndermesi üzerine ‘Uğur’ adlı kişinin Gül’ün sınıf arkadaşı olan 21 yaşındaki Uğur Aydemir olduğu anlaşıldı. Gözaltına alınan Aydemir, ifadesinde, ilçeye üç hafta önce yüksek okulun açılmasıyla geldiğini ve Gül ile tanıştığını anlattı. O akşam, saat 22.50’de okul çıkışında Gül önde, kendisi arkada olmak üzere yürüdüklerini anlatarak, “Yanına gidip kendisini yurda bırakabileceğimi söyledim. Birlikte yürümeye başladık. Arkadaşlık teklif ettim. Ancak erkek arkadaşı olduğunu söyleyerek, benim teklifimi reddetti. Bu esnada pantolonumun sağ cebinde bulunan bıçağı çıkardım. Sonrasını hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey, Dilay’ın yerde yattığıydı” dedi. Aydemir, üç yıldır psikolojik tedavi gördüğünü ve düzenli ilaç kullandığını kaydederek, “Zaman zaman krize giriyorum. Olay sırasında da krizin etkisindeydim” dedi.
Araştırma sonucunda Aydemir’in, teklifini reddettiği anda bıçağı çıkararak Gül’ü kalçalarından bıçaklayarak yere düşürdüğü, bir süre uzaklaşıp geri geldikten sonra bu kez de genç kızın boğazını kestiğini, yüzünden, kafasından, göğsünden ve kollarından bıçakladığı anlaşıldı. Katil zanlısının kaçtıktan sonra bıçağı, montunu ve çantasını 400 metre uzakta bir çalılığın altına attığı belirlendi. Bu kanıtlara el konurken, Aydemir tutuklanarak cezaevine gönderildi.
HASTANE: CEZAİ EHLİYETİ YOK
Daha sonra Aydemir’in cezai ehliyetinin olup olmadığının belirlenmesi amacıyla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Kliniği’nden rapor alındı. Raporda, Aydemir’in ceza ehliyetinin bulunmadığı kaydedilerek, şöyle denildi:
“Psikotik bozukluk (paranoid psikoz) adı verilen psikiyatrik hastalığa mensup olduğu, işlemiş olduğu canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme suçunun bu hastalığının sonucu olarak gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, 17 yaşından beri devam eden ve olay sırasında aktif durumda olduğu anlaşılan akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılamayacağı, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azaldığı, ceza ehliyetini haiz olmadığı...”
SAVCILIK: PLANLAYARAK...
Aydemir hakkında hazırlanan iddianamede, “Gül’ün yaşam hakkında karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar verdiği, düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükunete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başladığı, bu fiili belirlenmiş kurgu dahilinde icra ettiği” vurgulandı. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82. maddesine göre “tasarlayarak ve canavarca hisle öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi istendi. Ancak akıl hastalığının tespiti halinde ceza verilemeyeceği için yalnızca güvenlik tedbiri konması önerildi. Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen davanın ilk duruşması, 5 Mayıs’ta. Ailenin avukatlığını üstlenen Leyla Süren, hastane tarafından verilen raporun yalnızca gözem ve dosya üzerinden verildiğini belirterek, “Hastane, katil zanlısının ilaçları üç senedir kullandığı ve hasta olduğu yönünde iddiası olduğu için bu kararı vermiştir diye düşünüyoruz. Bunu raporu kesinlikle kabul etmiyor, Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını istiyoruz. Çünkü saldırgan, iki aşamada Gül’ü öldürüyor. Bu da onun akli melekelerinin yerinde bir şekilde cinayeti işlediğini gösteriyor” dedi.