Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilişinin 91. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen toplantıda, kanunun resmi nikah, tek eşlilik, seçme ve seçilme hakkı, miras gibi konulardaki detayları paylaşıldı.
Bursa Kent Konseyi Kadın Meclisi, Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilişinin 91. yıldönümü münasebetiyle ‘Medeni Kanununun Kabulü’ konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya, Yerel Gündem Şube Müdürü Mahmut Turunç, kadın muhtarlar, kadın meclis üyeleri, kadın derneklerinin üyeleri ve Kadın Meclisi üyeleri katıldı.
Kadın Meclisi Başkanı Kadriye Sarıbıyık, Bursa’da yaşayan kadınların üretim, iş, siyaset, eğitim, kültür ve sanat gibi alanlarda söz sahibi olmalarını, toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmelerini, şehre karşı duygu ve düşüncelerini geliştirmelerini amaçlayan bir yapı olduklarını söyledi. Kadınların kendi meselelerine sahip çıkması için karar alma süreçlerine katılmaları sağlamak amacıyla gönüllülük esasıyla çalışmalar yaptıklarını belirten Sarıbıyık, her sene olduğu gibi bu sene de Medeni Kanununun verdiği hakları konuşmak üzere toplantıyı tertiplediklerini aktardı.
EVLİLİK YAŞI 17’YE DÜŞTÜ
Toplantının ilk konuşmacısı olan Avukat Ebru Sarısaltık, Türk Medeni Kanunu’nun tarihi gelişiminden bahsetti. Hukuk mücadelesinde öncelikle kadın erkek eşitliğini tesis etmenin, aile düzenini tekrar sağlamanın, ayrımcı ve cinsiyet farkı gözeten tüm uygulamaları kaldırmanın amaçlandığını anlatan Sarısaltık, Türk Medeni Kanunu’nun kabul sebeplerini de açıkladı. 1930’ta kadınların belediye seçimlerine, 1933’te muhtarlık seçimlerine katılma hakkı, 1934’te de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiğini hatırlatan Sarısaltık, 1951’den itibaren medeni kanunun değiştirilmesi için çalışmalar yapıldığını aktardı.
Mal varlığıyla ilgili son tasarının 1999’da yapıldığını ve 2002’de yürürlüğe girdiğini anlatan Sarısaltık, “Yeni Türk Medeni Kanunu’yla ilgili yeniliklerin en önemlisi aile hukukuna ilişkin kısımdır. Erkek kadın ayrımı yapılmadan evlilik yaşı 17 olarak belirlendi. Boşanma sebebi olarak onur kırıcı davranış da kabul edildi. Kocanın evin reisi olduğuna dair hükümlerde kaldırıldı. Evlilikte kadın ve erkeğe eşit yükümlülükler getirildi. Aileye ait konutun devri, üzerindeki hakların sınırlandırılması diğerinin açık rızasına bağlandı. Evlilikte edinilen mal varlığında yarı yarıya hak sahibi olundu. Böylece kadınların evde yaptığı işlerin bir maddi değerinin olmadığı algısı bitirilmiş oldu” dedi.
Kanunun kadınlara verdiği hakların örnekler vererek açıklayan Sarısaltık, katılımcıların sorularını da cevapladı.
İSTİHDAM ORANI DÜŞÜK
Avukat Nazlı Ceren Şendoğan ise, Türk Medeni Kanunu’nun kabulüyle sosyal alanda eşitlik anlayışının temelinin atıldığını ifade etti. Medeni Kanunu’nun kabulünün kadınlar için bir milat olduğunu söyleyen Şendoğan, 91 sene sonra sahip olunan hakları kullanma konusunda ülkemizin ne durumda olduğunu anlattı. Y
apılan araştırmalarda son 10 senelik verilere bakıldığında eşitliğe en çok yaklaşılan alanların sağlık ve eğitim olduğunu belirten Şendoğan, “Cinsiyet eşitliği sıralamasında ise Türkiye 99. sırada yer alıyor. TÜİK tarafından 2015’te yapılan bir araştırmaya göre okuma yazma bilmeyen kadın nüfus oranı erkeklere göre 5 kat fazladır. Eğitim hakkımız var ama bu hakkı kullanma noktasında sıkıntı var. TÜİK’in aynı verilerine göre kadınların istihdam oranı erkeklerin istihdam oranının yarısı kadardır. Okuma yazma öğrenilip üniversite bitirilse dahi iş bulma olasılığı erkeklere göre düşük. İş bulunsa da bu sefer kadınlar tüm eğitim durumlarında erkeklere göre daha düşük ücret alıyor. Bu durum dünya genelinde de büyük sıkıntıdır. Tüm bunlar hallolsa dahi güven içerisinde yaşayamıyoruz. Ocak ayında Türkiye’de 37 kadın öldürüldü. Bu kadınlar anayasal haklarını kullanmak isterken veya insan haklarını kullanmak isterken öldürüldü. Türkiye’de ve dünyada kadın olmak çok zor. Bu yüzden de eğitim şart” diye konuştu.