Saat 12.30'da Setbaşı'nda toplanan hekimler adına açıklamayı Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan gerçekleştirdi. Açıklamanın ardından Heykel Atatürk Anıtı'na yürüyüş gerçekleştiren hekimlere destek büyüktü. Yüksek katılımlı bir eyleme imza atan hekimler, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Atatürk Anıtı'na çelenk bıraktılar. Mudanya Belediyesi Bandosu'nun da bulunduğu etkinlik, kırmızı-beyaz balonların gökyüzüne bırakılmasıyla sona erdi.
Doç. Dr. Türkkan açıklamasında:
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Bugün ülkemizde 1827’de çağdaş tıp eğitimine geçişin yanı sıra, 1919'da İstanbul'un İngiliz birlikleri tarafından işgaline karşı Tıbbiyenin direnişinin yıldönümüdür!
Bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, son yıllarda hekimlik uygulamalarının önündeki engeller nedeniyle ne yazık ki 14 Mart’ın bir bayram olarak kutlanması söz konusu olamamıştır; bu yıl 14 Mart’ta tüm yurtta G(ö)REV'deyiz!
Can güvencemiz,
İş güvencemiz,
Gelir güvencemiz ve
Mesleki bağımsızlığımız için G(ö)REVDEYİZ!
Emeğimiz, Haklarımız, Sağlığımız ve Geleceğimiz İçin 14-15-16 Mart’ta G(ö)REV’deyiz.
Sağlıkta Dönüşüm Programı toplum sağlığını koruyamadığı gibi bizim emeğimizi de yok saymaktadır! Mevcut sağlık sistemi kamu sağlık kurumlarını umursamazken, özel sağlık sektörünü desteklemek için kaynaklarını seferber etmektedir. Salgın döneminde bile bu anlayışın izlerine tanık olduk. İki yüz binin üzerinde yurttaşımız ve e n az 553 sağlık çalışanı yaşamını yitirirken sağlık yöneticileri özel sağlık sektörüne ve şehir hastanelerine kaynak aktarmanın peşine düştüler. Bu yıl yalnızca 13 şehir hastanesi için Sağlık Bakanlığı bütçesinin beşte birinden fazlasını ayırdılar. Ancak yaklaşık 900 devlet hastanesi, 750 bin sağlık çalışanı, bine yakın toplum sağlığı merkezi, 8 binin üzerinde aile sağlığı merkezi ve 3 binin üzerinde 112 acil yardım istasyonuna yeterli kaynak ayırmayı umursamadılar! Sağlık çalışanlarının özlük haklarında iyileştirme olmadığı gibi, 112 ambulanslarının kasko sigortaları için bile kaynak bırakmadılar!
Pandemide özveriyle çalışan sağlık emekçilerini değersizleştirmeye çalıştılar. Büyük bir emek ve fedakarlıkla çalışan hekimlere gidiyorlarsa gitsinler dediler... Öncelikle ve bir kez daha vurgulamak isteriz: Salgının en zor günlerinde, bilimsel olmayan salgın yönetiminize rağmen biz tüm fedakarlığımızla buradaydık; önceden olduğu gibi yarın da burada olacağız. Hiçbir yere gitmiyoruz! Emperyalizme karşı direnen hekimler kötü yönetimlere karşı da direnmeyi sürdürecektir, hiç kimsenin kuşkusu olmasın. 1980’lerin sonundan itibaren Beyaz yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz Nöbetlerle taleplerimizin karşılanmasını, sesimize kulak verilmesini defalarca istedik. Bilmenizi isteriz ki siz emeğimizi-bizleri görmezden gelmeye devam ettikçe; bizler de tüm haklılığımızla sizin karşınızda durmaya, emeğimize geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.
“Emek Bizim, Söz Bizim”. Bizi duymazdan, görmezden gelip yok sayanlara; sesimize kulaklarını tıkayanlara; “Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri davet eder, istihdam ederiz” diyerek bizi değersizleştirmeye çalışanlara karşı emeğimize, mesleğimize, geleceğimize hep birlikte bir kez daha sahip çıkmak için artık G(ö)REV zamanıdır.
“GİTMEDİK, GİTMİYORUZ, GİTMEYECEĞİZ”
“GİDECEK OLAN BİZ DEĞİLİZ”
başlıkları ile yürüttüğümüz kampanyaya on binlerce hekim ve sağlık emekçisinden destek gelmiştir.
Biliyoruz: Sorunlarımızın çözümü ancak kendi mücadelemizle olacaktır. İşte bu nedenle emeğimiz için, haklarımız için, sağlığımız için, acil taleplerimizin karşılanması için 14-15-16 Mart 2022 Pazartesi ve Salı, Çarşamba günleri bütün Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)REV’deyiz!
Aile hekimliği ‘ceza yönetmeliğinin’ geri çekilmesi için, Tüm Aile Sağlığı Merkez Binalarının kamu tarafından inşa edilmesi, aynı standartlarda donanımının kamu tarafından sağlanması için G(ö)REV’deyiz!
Meslektaşlarımız saldırıya veya hakarete uğramadan, 5 dakikada hastasını nasıl muayene edebileceğini düşünmeden, her hangi bir yönetsel baskı altında kalmadan, atama, yer değiştirme ve görevde yükselmelerde haksızlığa uğramadan ve ayın sonunu nasıl getireceğini düşünmeden, gelecek kaygısı yaşamadan mesleğini uygulayabilsin istiyoruz; bunun için G(ö)REVDEYİZ!
Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden; sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren sağlık anlayışı, Sağlıkta Dönüşüm Programı iflas etmiştir. Bizleri artık sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenirken, tüm bu yaşadıklarımızın sorumlusunun yıllardır uygulanan yanlış sağlık politikaları olduğunu biliyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete artık tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı. Oyalama istemiyoruz, Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz.
Şiddetin olmadığı, malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz insanca çalışma koşulları, emekliliğimize yansıyacak insanca ücret istiyoruz.
Halkın sağlığı için en az 20 dakika muayene süresi ayırabildiğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği nitelikli sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
İnsanların uzun ve sağlıklı bir ömür yaşaması için uğraşmaya adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim” diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu haklı ve onurlu mücadelemizde; bütün yurttaşlarımızın desteğini bekliyor; sağlığımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Emperyalizme karşı direnişin simgesi olan 14 Martların bayram olarak kutlanabileceği günlerin özlemiyle, mücadelemize destek veren herkese teşekkür ediyoruz.
İyi hekimlik ve sağlık hakkı mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz.
Saygılarımızla."