Ömür Akkor’un konuşmacı olarak katıldığı programa bilhassa kadınlar ilgi gösterdi. Aşurenin tarihçesini anlatan Ömür Akkor, aynı zamanda aşure yaparak bu tatlının inceliklerini anlattı. Türklerde mutfak kültürünün önemli olduğunu anlatan Ömür Akkor, Osmanlı zamanında sayısız aşure çeşidi uygulandığını belirtti. Klasik 7 malzemenin dışında 20’den fazla malzemenin aşurelerde kullanıldığını anlatan Akkor, “Aşurenin etlisinden tuzlusuna, tereyağlısına kadar her türlüsü denenmiş. Tuzlusuna keşkek denmiş. Fatih Sultan Mehmed’in aşure de kimyonu tercih ettiği söylenir. Sarayda yapılan aşurelerin ne kadar beyaz olursa o kadar iyi olduğu anlaşılırmış. Bu da hüner ister. Anadolu’da ise şeker değil pekmez tercih edilirmiş. Tadı da gayet lezzetli olurmuş. Bursa’da yapılan aşurelerde ise zaman zaman kestane kullanılmış. Günümüzde de tercih edenler var. Eskiler aşureyi en az 7 kapıya dağıtırmış. Günümüzde de bu gelenek sürüyor. Birçok güzel adetimiz unutuldu. Ancak aşure her geçen gün artarak devam ediyor” diye konuştu.
Osmanlı’da saray mutfağı denince akla sadece İstanbul’un gelmesinin yanlış olduğunu, Bursa’nın da 150 sene başkentlik yaptığını, Bey Sarayı’nın olduğunu hatırlatan Akkor. Bursa’nın bir saray yemek kültürünün mutlaka olduğunu dile getirdi. Elde ne yazık ki kayıtlı bir şeyin olmadığını söyleyen Akkor, “Ancak Osmanlı’daki birçok yemeğin geçmişinin Bursa’ya dayandığına inanıyorum. Bursa’nın bu konuda hakkı yeniyor. Osmanlı saray yemeklerini, İstanbul, Edirne ve Bursa diye ayırmak gerekir. Bursa her zaman Osmanlı’nın gıda ambarı olmuştur. Şehrin tamamı market gibiydi. Yıldırım Bayezid zamanında her ürüne bir standart getirilmişti. Günümüzde dahi böyle bir çalışma yok. Bu yüzden değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bursa’nın bir payitaht olduğu unutulmamalıdır. Bursa’nın yemek kültürünü sadece köfte ile sınırlandırmak doğru olmaz” dedi.
Programa katılanlara aşure ikram edildi. Daha sonra hat sergisi gezildi.
(İHA)