Sağlık Bakanlığı’nın girişimiyle 1 Mart 2011 itibarıyla bir sistem değişikliğine gidildi. Bu kapsamda, piyasada bulunan şeker ölçüm cihazları için performans değerlendirme testi uygulanmış ve 35 cihaz bu testi geçmişti.
Posta.com.tr'den Senim Tanay Karakuş'un haberine göre; Geçen 4 yıl içerisindeSGK’nın geri ödeme listesine giren markalara yenileri de eklendi. Bu artış konu hakkında denetim eksikliği nedeniyle yaşanan sorunları daha da büyüttü. Şu anda piyasada bulunan 70 cihazın 49’u Uzak Doğu menşeli. İşin en ürkütücü tarafı, bu cihazların yanlış ölçümler yaparak diyabet hastalarının hayatını tehdit etmesi.
‘OĞLUMU ELLERİMLE ÖLDÜRECEKTİM’
Konya’da oturan Havva Akgül’ün (32) yaşadıkları tehlikenin boyutunu gözler önüne serdi. Akgül'ün 12 yaşındaki oğluna 1 yıl önce diyabet teşhisi konmuştu. Aile bu nedenle sık sık çocuklarının şekerini ölçüyordu. Havva Akgül, bir gece oğlunun fenalaşması üzerine şekerini ölçtü. Ölçüm cihazı en fazla 140 olması gereken sonucu 250 olarak gösteriyordu. Çocuğunun şekerinin yüksek olduğunu gören anne, insülin yapmadan önce bir kez daha ölçüm yapmak istedi. Ancak SGK'nın geri ödeme listesinde yer alan aynı cihaz, sonucu bu kez 20 olarak gösteriyordu. Hangi sonuca inanacağını bilemeyen anne, yaşadığı korku dolu dakikaları Diyabetle Yaşam Derneği’ne yazdığı mektupta şu sözlerle anlattı: “Çocuğumun o gece şekeri düşmüş. Eğer insülin uygulasaydım onu kendi ellerimle öldürecektim.” Bu konuda kendilerine Türkiye’nin dört bir yanından şikayetler yağdığını belirten Diyabetle Yaşam Derneği Başkanı Emine Alemdar “Her şeyimiz bu ölçüme bağlı. Yanlış ölçümler sonucunda sağlığı zarar gören pek çok arkadaşımız var. Son iki yıl içerisinde 4 şüpheli ölüm oldu. Bizim en büyük korkumuz, buna bağlı şekilde gelişecek ölümlerin daha da artması” dedi.
'İÇİNDEN BÖCEK BİLE ÇIKTI'
Piyasada pek çok şeker ölçüm cihazı ve çubuğu markası var, fiyatları da markadan markaya değişiyor. SGK'nın geri ödeme listesinde yer almayan; ancak güvenilirliği Avrupa ve Amerika'da test edilmiş ölçüm cihazlarını ve çubuklarını almak isteyenler 10 ilâ 50 TL arası değişen fark ödemek zorunda kalıyor.
Alemdar “2011 yılına kadar piyasada uluslararası standartlara uyan; hasta danışma merkezleri ve teknik servisleri olan firmalar vardı. Şeker ölçüm çubuğu alırken de fark ödemiyorduk. Ancak Sağlık Bakanlığı, 2011 yılında şeker ölçüm çubuklarına fark koydu. ‘Bütün markalar için 17 lira ödüyorum, geri kalanı hasta ödeyecek’ dedi. Bu kararla birlikte piyasaya Uzak Doğu’dan ithal edilen ürünler girmeye başladı. Bazı şeker ölçüm cihazlarını derneğimizde inceledik. İçerisinden böcek çıkanlar bile vardı. 24 saat bu hastalıkla yaşayan vatandaşlar olarak, bir dernek olarak Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyoruz” diye konuştu.
ÜRETİLDİĞİ ÜLKEDE YOK!
Ürünün piyasaya sürülmesi için beyana dayalı olan CE belgesi de bu konuda yetersiz kalıyor. Herhangi bir kişi, Uzak Doğu’daki bir firmaya giderek şeker ölçüm cihazı yaptırtabiliyor. Sonrasında ürün, minimum güvenirlikteki denetimlerden geçerse Türkiye’de piyasaya da sürülüyor. Ancak SGK’nın geri ödeme kapsamında listesine aldığı bu markalar, üretildiği ülkede bile bulunmuyor. Yani Türkiye’de satılan Tayvan malı bir şeker ölçüm cihazı, Tayvan’da yok!
'GÜVENLİ OLMAYANLAR AÇIKLANSIN'
Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda da hassas davranıp güvenilir olmayan cihazları açıklamasını isteyen Diyabetle Yaşam Derneği Kurucu Başkanı ve Türkiye’nin en sağlıklı ikinci TİP 1 diyabet hastası Fahriye Hoşver de "Sağlık Bakanlığı sağlıksız bulduğu gıda ve kozmetik ürünlerini açıkladığı gibi güvenli olmayan cihazları da açıklasın" dedi. Yaşanan bu durumun bir önce düzeltilmesi gerektiğini söyleyen Türkiye Diyabet Vakfı Kurucu Başkanı Prof. Dr. M. Temel Yılmaz “ Avrupa’da veABD’de ciddi testlerden geçmiş ölçüm cihazları, maalesef SGK’nın geri ödeme sistemine giremiyor. SGK’nın listelerine giren malların yüzde 80’i Uzak Doğu malı. Dünyanın hiçbir yerinde 70 farklı marka göremezsiniz” diye konuştu.
KANI AZ BULUP YÜKSEK ŞEKERİ DÜŞÜK GÖSTERİYOR
Diyabet hastaları şeker düzeylerini ölçmek için parmaklarından aldıkları kanı şeker ölçüm çubuğuna temas ettiriyor. Çubuğun takılı olduğu cihaz ise kandaki şeker değerini ölçüyor.
Konunun hassasiyetine dikkat çeken Prof. Dr. M. Temel Yılmaz, "Bazı cihazlar kanı az bulduğu için şekeri düşük gösteriyor. Ancak hastanın şekeri aslında yüksek. Biz o zaman insülinin dozunu neye göre ayarlayacağız?" diye konuştu. Prof. Dr. M. Temel Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Diyabette kan şekerini ölçemeden hastayı yönetmek ve oluşacak organ hasarını önlemek mümkün değil. Diyabetten dolayı böbreklerini kaybeden ve diyalize giren hastaların 1 yıllık masrafı, 15 yıllık şeker ölçüm çubuğunun fiyatına denk. Şekeri kontrol altında tutulan bir diyabet hastasının devlete maliyeti yüzde 70 daha az. Bu nedenle tüm dünyada ülkeler, şeker ölçümüne teşvik etmek için şeker ölçüm çubuğunu ücretsiz veriyor. Bunun sonucunda da hem iş gücü kaybı yaşamıyor hem de sağlık bütçesini zora sokmuyor.”
'DEVLET RUHSAT VERMEMELİ'
Yanlış yapılan ölçümler sonucunda pek çok hastaya yanlış tedavi uygulandığını da belirten Yılmaz “Bu sorunun çözümü belli. Devlet teknik servisi olmayan, 24 saat hasta danışma merkezi olmayan hiçbir şeker ölçüm cihazına ruhsat vermemeli. Hasta danışma merkezi olmayan hiçbir markayı, SGK listesine almamalı. Her şeyden önemlisi, bu cihazlar yanlış ölçümü engellemek için uluslararası düzeyde, en üst standartlarda denetime tabii tutulmalı” dedi.
MHP'Lİ VEKİLDEN SORU ÖNERGESİ
MHP Konya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Sait Gönen de piyasada satılan ve çoğu Uzak Doğu kökenli kan şekeri ölçüm çubuklarıyla ilgili Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM'ye soru önergesi verdi.
Prof. Dr. MUSTAFA SAİT GÖNEN soru önergesinde, diyabet hastaları için büyük önem taşıyan şeker ölçüm çubuklarından piyasada çok sayıda Uzak Doğu kökenli cihaz bulunduğunu belirtti. Gönen, bu cihazların çoğunun doğru ölçüm yapıp yapmadığı ve özellikle bebek ve çocuk hastalar ile kırsal alanda yaşayanların ölçüm sonuçlarına güvenip yanlış tedavi görerek ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarına dikkat çekti.
Bu hastaların yaptıkları ölçüm sonuçlarına göre yemek yediklerini ve çoğunun insülin desteğiyle yaşadığını belirten Milletvekili Prof. Dr. Sait Gönen, soru önergesinde şunları sordu:
1) Piyasada bulunan şeker ölçüm çubuklarının yeterli ölçümü sağlayacak kalitede olup olmadıkları ile ilgili olarak yeterli denetim ve incelemeler yapılmakta mıdır?
2) Piyasada tıbbi açıdan yetersiz olan ve fiyatı düşük olan malzemelerinde bulunduğu ve piyasada mevcut kan şekeri ölçüm çubuklarının standartlara uygun olup olmadığı araştırılmakta mıdır?
3) Standartlara uymayan şeker ölçüm çubukları ile ilgili önlemler alınmakta mıdır?
4) SGK’nın ödeme yaptığı cihazlarla ülkemizde servis ve danışma hizmeti verilmekte midir?