Balkondan girdiği N.P.’nin evinden ziynet eşyası çalan C.G. isimli zanlı, bir süre sonra polis kontrolünde yakalandı. Suçunu itiraf eden C.G. gözaltına alındı. Hakkında dava açılan C.G. çaldığı altınların değeri olan 3 bin 300 lirayı havale yaparak ev sahibi N.P.’ye gönderdi. Maddi zararı karşılanmış olsa da olaydan sonra büyük endişe duyduğunu belirten N.P., 18. Asliye Ceza Mahkemesinde C.G. aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı. Mahkemede ifade veren davacı ev sahibi, davalının balkonundan evine girerek hırsızlık yaptığını, polis kontrolü sırasında yakalanarak suçunu itiraf ettiğini, çaldığı bir kısım ziynet eşyasının aracından çıktığını ve kendisine iade edildiğini söyledi. Kendisine iade edilmeyen eşyaların da olduğunu belirten ev sahibi, evine demir parmaklık yaptırmış olmasına rağmen çocukları evde yalnız bırakamadığı için evi düşük fiyata sattığını bildirerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini talep etti.
"TAZMİNAT TALEBİ HAKKANİYETE SIĞMAZ"
Mahkemede savunma yapan zanlı C.G. altınların kıymetinin 3 bin 300 lira olduğunu, dava açıldıktan sonra davacı adına parayı gönderdiğini kaydetti. Davalı, "Hırsız dahi olsam benden fazladan zarar talep edilemez. Tazminat talebi hakkaniyete sığmaz. Manevi tazminat isteminin de yersiz olduğunu belirtmek isterim" dedi.
Tarafları dinleyen mahkeme, davacının kendisine iade edilenler dışında çalınan eşyalarının cins ve değerini kanıtlayamamış olması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddine, 3 bin lira manevi tazminatın verilmesine karar verdi.
DEVREYE YARGITAY GİRDİ
Karar temyiz olunca devreye Yargıtay girdi. Mahkeme kararını bozan yüksek mahkemenin açıklamasında, "Davalının dava açıldıktan sonra PTT yurt içi havale makbuzuyla davacının evinden çaldığı ve iade edilmeyen ziynet ve para toplamı olarak 3 bin 300 lirayı davacı adına havale etmiştir. Böylelikle maddi tazminata yönelik istemin kısmen karşılandığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, dava açıldıktan sonra davalı tarafından kabul edilen ve davacı adına havale edilen maddi zarar tutarı olan 3 bin 300 TL yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi, yargılama giderlerinin de bu bölüm yönünden davalının dava açılmasına sebep olması gözetilerek taraflara paylaştırılması gerekirken maddi tazminat talebinin tamamen reddine ve bu bölüm yönünden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir" denildi.
(Süleyman Aydın/İHA)