Ortaca'nın Dalyan Mahallesi'nde garson olarak çalıştığı restorandan geçen yıl 14 Haziran'da, mesai bitimi ayrılan ve bir daha haber alınamayan Cansu Kaya'nın 3 gün sonra Dalyan Kanalı Çandır Geçişi Mevkii'nde su yüzeyinde cesedi bulundu. Genç kız 17 Haziran'da gözyaşları içinde toprağa verilirken olayın aydınlığa kavuşturulması için özel ekip kuruldu. İşyeri ve MOBESE kameraları incelenirken, Kaya'nın son olarak Dalyan'daki restoranda garson olarak çalışan N.D. ve lise öğrencisi M.P.Ç. ile Maraş Mahallesi Sağlık Ocağı Sokağı'nda yürüdüğü görüldü. Bunun üzerine iki şüpheli gözaltına alındı. Tutuklanan N.D. ve M.P.Ç. hakkında 'Kasten öldürme, cinsel saldırı, cinsel istismar ve kişilik haklarından yoksun kılma' suçlarından ömür boyu hapis istemiyle Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI
Davanın 6'ncı duruşması bugün yapıldı. Duruşma öncesi adliye önünde polis tarafından kontrol noktaları kurularak, güvenlik önlemi alındı. Duruşmaya tutuklu sanıklar N.D. ve M.P.Ç., Cansu Kaya'nın babası Osman, ablası Burcu Kaya ile sanık ve müşteki avukatları katıldı.
RAPOR GELMEDİ
Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ogün Ahmet Tepe, Cansu Kaya'nın ölüm nedenine ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yeniden incelenmesi için gönderilen ve geçen 2 celse gelmeyen raporun, bu celsede de gelmediğini söyledi. Cansu Kaya'nın avukatlarının olaya ilişkin delillerin, sanıklar tarafından karartıldığını söylemesi üzerine Tepe, N.D.'ye olay günü yaşananları tekrar sordu. Cansu Kaya'nın teknenin burun kısmından suya atlayıp bir daha su yüzeyine çıkmadığını anlatan N.D., suya dalarak aradıkları Kaya'yı bulamayınca elbiselerini çantaya doldurup, Sungurlu yolu üzerindeki 1'inci köprüden Dalyan Kanalı'na attıklarını söyledi. Korkudan jandarmaya haber vermediklerini belirten N.D.'ye, jandarmada eşyaları yaktıklarına dair verdikleri ifadeleri de soruldu.
"TAHLİYEMİ TALEP EDİYORUM"
Jandarmadaki ifadesini tam olarak hatırlamadığını belirten N.D., Cansu Kaya'nın olay gecesi psikolojik durumuna ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Cansu Kaya olay öncesi yanımıza geldiğinde ağlıyordu. Sevgilisi Umut ile kavga ettiğini anlattı. Umut'un kendisinden ayrılmak istediğini söyledi. Yanımızda sürekli biriyle mesajlaşıyordu. Gitti, bir süre sonra geri döndüğünde ise neşeliydi. Daha sonra ısrarlarımıza rağmen suya atladı. Biz suç işlemedik. Tahliyemi talep ediyorum."
Soru üzerine Kaya'nın yüzme bilmediğini bildiğini anlatan N.D., bu yüzden M.P.Ç.'den suya girmesini istediğini ancak genç kızın ilk atlayışından sonra su yüzeyine çıkmadığını kaydetti. Jandarmadaki sorgusunda Cansu Kaya'nın elbiselerini yaktıkları şeklindeki ifadesi hatırlatılan M.P.Ç. ise yaşadığı korkuyla birlikte yaktıklarını söylemiş olabileceğini ancak elbiseleri çantasıyla birlikte köprüden attıklarını öne sürdü.
“YETERLİ DELİL YOK"
Savunmaları sorulan N.D.'nin avukatı Ali İncesu de dava dosyasında sanıkların tutukluluk hallerinin devamı için yeterli delil göremediklerini belirtti. Tahliye talep ettiklerini aktaran İncesu, “Cansu Kaya'nın suda boğularak öldüğünü biliyoruz. Böyle bir durumla karşılaşan vatandaşın görevi jandarmayı aramaktır. Ancak sanıklar yaşadıkları korku nedeniyle böyle bir yol seçmişlerdir" diye konuştu.
M.P.Ç.'nin avukatı Coşkun Demir ise müvekkilinin 9 aydır tutuklu olduğunu belirterek, yurt dışına çıkış yasağı, adli kontrol ya da elektronik kelepçe kullanılarak tutukluluk haline son verilmesini istedi.
TUTUKLULUK HALERİNİN DEVAMINA KARAR VERİLDİ
Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporun beklenmesi için duruşmayı 27 Mayıs tarihine erteledi.
Duruşma çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Osman Kaya, sanıkların suçlu olduğunu iddia ederek, olay yeri ile eşyaların atıldığı yer arasındaki mesafenin 2,5 kilometre olduğunu kaydetti. “Eşyaları neden emniyete götürmemişler?" diye soran Kaya, kızının intihar eğilimi olup olmadığına yönelik soru üzerine ise "Ben muhtarlık yapmış bir insanım. Ailemle arkadaş gibiyim. Bunlar sanık avukatlarının gündeme getirdiği yalan ve senaryodur" diye yanıt verdi.
ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO GÖSTERİSİ
Duruşmanın ardından adliye önünde toplanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Fethiye Kadın Platformu ve Fethiye Özgür Kadın ve Yaşam Derneği protesto gösterisi yaptı. Osman Kaya da protestoda kızının fotoğrafını taşıdı. Grup adına basın açıklaması yapan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Sanem Çatal, şunları söyledi:
"2015 yılında 303, 2016'nın ocak ayında 36, şubat ayında 25, mart ayında ise 31 kadın yaşamını yitirdi. Katiller ise en yakınlarındaki erkeklerdi. Kadına şiddetin durdurulması için mücadele etmek çok önemli. Kadın katillerinin ceza indirimi almasının önünü kapatacak yasalar halen çıkartılmıyor. Kadınlar kendi yaşamlarına dair kararlar almak isterken öldürüyorlar. Tam da bu yüzden cinayetleri durdurmak devletin tüm kurumlarının sorumluluğundadır. Bu yüzden Cansu Kaya davasını takip etmeyi sürdüreceğiz. Sanıklar Kaya'nın ölümünü boğulma ve kaza olarak sunarak ceza almaktan kurtulmaya çalışıyorlar. Oysa bizler Cansu Kaya'nın bir kadın cinayeti sonucu öldürüldüğünü biliyoruz."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu'nu da istifaya davet eden Çatal, “Bakanın 'Kadına yönelik şiddet abartılıyor' söylemleri kadınların tüm özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik politikalardır. Biz kadınları bu politikalar karşısında direnmeye davet ediyoruz" dedi.
DHA