Tüketiciler Derneği (TÜDER) Genel Başkanı Levent Küçük, "Kredi kullanmadan önce mutlaka farklı bankalardan doğru ve eksiksiz bilgi alınmalı, faiz dışında diğer zorunlu kesintiler olup olmadığı sorulmalı, bankalar arasında mukayese yapıldıktan sonra en uygun kredi kullanılmalıdır" dedi.
Tüketicilerin, kredi kullanmaya karar verirken ya da kullanırken dikkat etmesi gereken hususlar olduğunu, aksi halde bayram sevincinin sonradan, kullanılan tüketici kredileri nedeniyle kabusa dönüşebildiğini ifade eden Küçük, "Öncelikle, bankaların özendirici reklamları dikkate alınmadan, öncelikle banka kredisine gerçekten ihtiyacımız var mı yok mu? Bunu doğru olarak belirlemeliyiz" diye konuştu.
FAİZ DIŞI ZORUNLU MASRAF VE SİGORTA BEDELLERİ
Aylık gelir-gider mukayesesi yaparak kullanılacak kredi tutarı ve geri ödeme taksitlerinin buna göre belirlenmesi gerektiğine işaret eden Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Banka kredisine gerçekten ihtiyaç duyuyorsak, kredi tutarını, kredi ödeme süresini, taksit sayısını, ödeme başlangıç tarihini çok iyi belirlemeliyiz. Bankalar kredi kullanımını artırmak amacıyla krediye uygulanacak faiz oranlarını farklı uygulayabilmekte, faiz dışında aldıkları zorunlu masraf ve sigorta bedellerini farklı uygulayabilmektedir. Kredi kullanmadan önce mutlaka farklı bankalardan doğru ve eksiksiz bilgi alınmalı, faiz dışında diğer zorunlu kesintiler olup olmadığı sorulmalı, bankalar arasında mukayese yapıldıktan sonra en uygun kredi kullanılmalıdır. Masrafların gizlenip, faiz oranlarının düşük gösterildiği krediler, çok iyi analiz edilmelidir."
Küçük, geçen yıl yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince bankaların tüketicilere kredi kullanmadan önce eksiksiz ve doğru bilgi vermek zorunda olduğunu belirterek, "Bayram kredilerinin, bayram sonrasında eziyete, keyifsizliğe dönüşmemesi için hem tüketicilerimize hem de bankalara büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir" ifadelerini kullandı.
Belirli süreli kredi sözleşmelerinde faiz oranının sabit olduğunu ifade eden Küçük, ekonomik açıdan faiz oranlarının sık değiştiği dönemlerde, tüketiciler açısından belirli süreli ve sabit faiz oranlı tüketici kredilerini tercih etmenin daha avantajlı olabileceğini de dile getirdi.
"KARŞILAŞILAN SORUNLARDA MUTLAKA BİR BELGE EDİNMEMİZ GEREKLİDİR"
Bayram tatilinin uzaması ile bayramı tatile dönüştüren tüketicilerin olacağını anlatan Küçük, şöyle konuştu:
"Bu kapsamda gerek paket turlarla gerekse kendilerinin bireysel satın almayla turizm yörelerine ve otellere gitmekteler. Tüketicilerimiz tatil bölgesine gittiklerinde satın aldıkları paket tur veya vadedilen hizmeti kontrol etmeleri gerekmektedir. Eğer satın alınan tatil hizmeti vadedilenin dışında ise bunu mutlaka belgelemeleri gerekmektedir. Faturalarını ve aldıkları hizmetin kalitesini belgeleyecek fotoğrafları mutlaka saklamaları gerekmektedir. Tüketicimiz bunu genellikle ihmal ediyor ve mağdur oluyor. Gittiğimiz tatil yöresinde işletme pis, yemekleri kötü ve vadedilenin dışında bir hizmet görürsek bunu bir tutanakla kayıt altına almalı ve mümkünse otelde kalan ve aynı mağduriyetle karşılaşmış insanları şahit göstererek imzalatmalıyız. Tesisten ayrıldıktan sonra Tüketici Hakem Heyetleri'nde hakkımızı ararken bizden mutlaka bir done istenmekte. Bu yüzden karşılaşılan sorunlarda mutlaka bir belge edinmemiz gereklidir."
"HİZMET ALMAK YERİNE KÖTÜ SEYAHATE ZORLANMAYALIM"
Bayramda otobüs firmalarında bir yoğunluk yaşandığını anımsatan Küçük, "Otobüslerde bayramda yaşanan sorunların en başında 'mükerrer bilet' oluyor. Tüketicimiz satın aldığı hizmetin biletini mutlaka elinde bulundurmalı. Bize vadedilen araçla seyahat etmemiz sağlanmalı. Bu iki durum bayramlarda sıklıkça yaşanan sorunlar" diye konuştu.
"Firmalar yoğunluğu fırsat bilip ek seferler düzenleniyor. Bu durumda daha kötü otobüslerle seyahat etmemize neden oluyor" görüşünü savunan Küçük, "Hizmet almak yerine kötü seyahate zorlanmış oluyoruz. Tüketicilerimizin dikkat etmesi geren iki husus hizmet kalitesi ve mükerrer bilet durumudur" ifadelerini kullandı.