CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Genel Merkezi’nde 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarına ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP adına seçim sonuçlarını değerlendiren Tezcan, Türkiye’de güzel bir seçim sürecinin yaşandığını ifade ederek, “Seçim sonuçları açısından baktığımızda bu seçimde Türkiye’de gerçekten milletimiz önemli bir tercihte bulunmuştur. Bu tercih parlamenter demokrasinin devamı konusunda duyarlılığını vatandaş ısrarla vurgulamış. Sandıktan çıkan sonuçlarla demiştir ki; Türkiye’nin 200 yıllık parlamenter demokrasi geleneğini devam ettireceğiz. Tek adam diktatörlüğüne teslim etmeyeceğiz. Bunu reddediyoruz demiştir. Türkiye’de yerleştirilmeye çalışılan bir algıyı yıkmıştır seçmen. Nedir bu algı? İktidarın değişmezliği algısı yerleştirilmeye çalışmıştır son dönemde. Türk demokrasisi açısından çok önemli bir zaferdir. Türk siyasetini demokratik bir açılıma taşıyan, barajları tanımayan ve Türkiye’de milli iradenin parlamentoda temsil edilerek dengeli, denetlenebilir bir demokrasiyi getiren her sonuç CHP için başarılı bir sonuçtur. Bir şey artık ortaya çıkmıştır ki önümüzdeki dönemde CHP’nin merkezinde olmadığı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başbakan olarak önemli bir siyaset figürü olmadığı çözümlerin Türkiye açısından çok da siyasetteki krizi çözebilecek çözümler olmadığı ortaya çıkmıştır. Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP önümüzdeki dönemdeki hükümet seçeneklerinin en yetkili, en aktif siyasi aktör durumuna gelmiştir” ifadelerini kullandı.
“ÖN ŞARTIMIZ VESAYETÇİ BİR ALGIYLA KURULACAK HÜKÜMETİ BİZİM KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN OLMAZ”
CHP’nin kimlerle koalisyon yapacağı ve AK Parti’ye kapılarının kapanıp kapanmadığı sorusuna Tezcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bir hükümet seçeneği çıkacaktır Türkiye’de. Bu hükümet koalisyon olur, azınlık hükümeti olur, çeşitli seçenekleri vardır. Anayasamız çerçevesinde parlamenter hukuk sistemimiz çerçevesinde bir hükümet seçeneği çıkacaktır. Bu siyasi tablodan çok sayıda hükümet seçeneği çıkabilir. Önemli olan bu seçenekler içerisinde Türk demokrasisini en ciddi biçimde rahatlatacak, Türkiye’nin bozulan dengelerini düzenleyecek, Türkiye’de bozulan siyaset ahlakını yeniden yerli yerine oturtacak, hukukun üstünlüğünü yeniden sağlayacak, ekonomik anlamda Türkiye’nin umut ettiği, beklediği, dünyayla rekabet edebilecek çapta bir atılımı yakalayabilecek bir hükümet seçeneğini çıkarmaktır. Bizimde bu süreçte dikkat edeceğimiz noktalar bunlar olacaktır. Bizim kapalı olduğumuz şey, dışarıdan kurgulanmış yönetilen ve anayasal düzenimizle bağdaşmayan, vesayetçi bir hükümet sistemine kapalıyız. Herhangi bir partiyi bir kişinin vesayeti altında yetkisi olmayan parti hukuku içerisinde etkili olmaması, parlamenter sistem içerisinde söz sahibi olmaması gerektiği halde bir hükümeti veya bir siyasi partiyi dışarıdan kumanda ederek yöneten bir vesayetçi anlayışın Türkiye’nin problemlerini çözebilecek bir çözüm olmayacağını biliyoruz. Arkadaşlarımızın söylediği kapalılık budur. Yoksa Türkiye’de yeni hükümet seçenekleri ve Türkiye’yi bütün vesayetlerden kurtaracak, parlamenter demokrasinin esaslarına oturacak, siyaset ahlakını ve bozulan devlet düzenini yeniden kuracak, ekonomiyi rahatlatacak, ekonomik dengelerin önünü açıp, umutlu iş dünyasını geleceğe hazırlayacak bir hükümet seçeneğine hiçbir zaman karşı çıkmamız mümkün olmaz. Buradaki ön şartımız vesayetçi bir algıyla kurulacak hükümeti bizim kabul etmemiz mümkün olmaz.”
Bu seçimin sonucunda milletin bir şey söylediğini anlatan Tezcan, “Biz ısrarla Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı sıfatına ve niteliklerine yakışır hareket etmesini ifade ettik. Cumhurbaşkanı yüzde 52 oyla seçildikten sonra yemin töreninde bulunduk. Ondan sonra da Cumhurbaşkanının anayasada tarif ettiği niteliklere uygun hareket etmesini bekledik. Bizim bu konuda Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl davranacağı konusunda öngörülerimiz vardı ama o öngörülerimizin yanılmasını bekliyorduk. Tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmasını bekliyorduk” dedi.
“ÖNCE ANAYASADAKİ SÜRECİN TÜKETİLMESİ LAZIM”
Erken seçim olasılığına ilişkin ise Tezcan, “Önce anayasadaki sürecin tüketilmesi lazım. Anayasanın 116. Maddesi var. 116.maddesine göre iki ayrı süre var. Hükümet kurulmasıyla ilgili bir 45 günlük süre var. Meclis açıldıktan sonra 45 gün içerisinde bir hükümetin kurulması gerekiyor. Bu sürecin tamamlanması için o hükümet kurma seçeneklerinin anayasaya ve geleneklerine uygun biçimde tüketilmek için çaba harcanması lazım. Birinci partinin genel başkanına Ahmet Davutoğlu’na ‘hükümeti kur’ denir. Sayın Ahmet Davutoğlu hükümeti kuramazsa ikinci partinin anamuhalefet partisinin genel başkanına Sayın Kılıçdaroğlu’na hükümet kurma görevinin verilmesi gerekir. Biz Türkiye’de bu parlamento tablosundan hükümet çıkabileceğine inanmıyoruz. Bütün bu problemleri çözecek çok sayıda seçeneğin olduğuna inanıyoruz. Bütün bunlar tükenirse mesele millete gitmektir” şeklinde konuştu.
“ŞUANDA HER SİYASİ PARTİ SEÇİM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRİP, MUHTEMEL HANGİ SENARYOLAR OLABİLİR ÜZERİNE KAFA YORUYOR”
Seçimden sonra MHP ile bir temasın olup olmadığı sorusuna Tezcan, “Organize temastan söz etmek mümkün değil. Hiçbir siyasi parti birbiriyle bu tür temaslar içerisinde değildir. Şu anda her siyasi parti seçim sonuçlarını değerlendirip, muhtemel hangi senaryolar olabilir üzerine kafa yoruyor. Doğru olandır budur. Bu bir kolektif aklın ürünü olacaktır” dedi.
Öte yandan dün gerçekleşen 25. dönem milletvekili seçimlerinin ardından CHP Genel Merkezi’nde sabah saatlerinde sessizlik hakimdi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu saat 15.00’a doğru CHP Genel Merkezine geldi. Bugün yapılması planlanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısının yarın saat 14.00’te yapılacağı öğrenildi.