USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

CHP o parti ile ittifak yapacak mı?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Vatan Partisi ile ittifak yapılacağı iddialarına cevap verdi.

CHP o parti ile ittifak yapacak mı?
16-09-2015 01:43
Google News

Tezcan açıklamasında seçim ittifakının söz konusu olmadığını belirtirken CHP iktidarını kurma ve CHP'ye destek verme konusunda ortaya çıkabilecek iradeleri kendilerinin memnuniyetle karşılayacaklarını, bu çerçevedeki bütün görüşme taleplerine açık olduklarını söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent  Tezcan, Cizre'de yaşananları "kalkışma" olarak görmek ve iddia etmek için daha  fazla bilgi gerektiğini, böyle bir değerlendirme yapacak ölçüde istihbari  bilgileri olmadığını söyledi. 

 
Mecliste gazetecilerin, bazı sivil toplum örgütlerinin 17 Eylül  Perşembe günü teröre karşı yapacağı yürüyüşe yaklaşımlarının sorulması üzerine  Tezcan, Türkiye'nin ciddi ve sıkıntılı bir çatışma sürecinin içinde olduğunu  belirtti. "Terörün hızla yükselmesi noktasında bunu şu veya bu şekilde siyasetin  parçası, seçim öncesinde siyasette sonuç almanın aracı veya parçası olarak görme  gafleti içine düşmemek gerekiyor" diyen Tezcan, Türkiye'nin bütün kurumlarıyla,  sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle Parlamento zemininde ve dışında her  türlü zeminde topyekün karşı çıkmak zorunda olduğunu bildirdi. 
 
Tezcan, şöyle devam etti: 
 
"Terörün kaynağı, şusu, busu, gerekçesi tartışılamaz. Terör insan  haklarının devlet dışındaki örgütler tarafından ihlalidir. Eskiden klasik insan  hakları öğretisinde sadece devlet, insan haklarını ihlal eden önemli güç ve  iktidar odağıydı. Ama 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren terör örgütlerinin de  insan haklarını ihlal eden önemli mihrak, unsur olarak görüldüğü açık. Bu  çerçevede ülkemizin 30 yıllık terörle mücadele sürecinde teröre karşı  toplumsal   mutabakatın önemini reddetmek mümkün değil. Bu anlamda STK'ların herhangi bir  provokasyona kapılmaksızın topluca terörü lanetleyen duruşları önemlidir.  Dünyanın bir çok yerinde terörle mücadele sürecinde yapısal önlemler alınırken,  bunu destekleyen en önemli unsur teröre karşı toplumsal dirençtir. Türkiye'de  bugün sivil toplumun bu tip çağrılarını teröre karşı toplumsal direncin merkezi  olarak görme anlamında olumlu noktaya taşımak mümkündür." 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Cizre bir ayaklanmadır, ne  pahasına olursa olsun bastırılmalıdır" açıklamasını nasıl değerlendirdiği  sorusuna, Tezcan, meseleye topyekun bütüncül bir pencereden bakmak gerektiğini  ifade etti. Türkiye'nin ciddi toplumsal uzlaşma problemi olduğunu vurgulayan  Tezcan, koalisyon görüşmeleri sürecinde beş temel sorun alanınından  bahsettiklerini, bunlardan birinin de toplumsal uzlaşma ve toplumsal barışı  sağlamak olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin herhangi bir bölgesini ulusal  bütünlükten, ülkenin bütünlüğünden ayırıp parçalamaya dönük hiçbir adımın kabul  edilemeyeceğini belirten Tezcan, şöyle konuştu: 
 
"Terör yöntemlerini meşru mücadele yöntemi olarak izah etmeye dönük  hiçbir adım kabul edilemez. Türkiye'de anayasal düzeni yok sayarak bir bölgede  'özyönetim' adı altında yeni  bir yönetim tarzını ilan ettiklerini ifade eden  yaklaşımların kabulü mümkün değildir. Bunu bir kalkışma olarak görmek, iddia  etmek çok daha fazla bilgiyi gerektiriyor. Devlet mekanizmasından kaynaklanan,  bölgedeki istihbari bilgiye ihtiyaç var. Bu çerçevede değerlendirme yapacak  ölçüde bir istihbari bilgimiz yok. Bölgede uzun zamandan beri Çözüm Süreci adı  altında terör örgütünün tahkimat yaptığını, bomba ve silah depoladığını, yolların  altına patlayıcılar yerleştirdiğini ve muhtemel bir çatışma sürecine dönük  militan devşirmeden silah yığınağına kadar tahkimat yaptığını biliyoruz. Biz o  dönemlerde hükümeti çok ciddi şekilde uyardık ama  bu süreç problemi çözmek ve  toplumsal barışı sağlamak yerine seçim dönemlerine özgü palyatif önlemler olarak  bakıldı. bugün geldiğimiz noktada bu sıkıntıları yaşamaya başladık. Türkiye'de  devlet mutlaka   güvenlik önlemlerini alacaktır. Güvenlik önlemlerini yok  sayacak, devleti güvenlik zafiyeti içine düşürecek adımları savunmak mümkün  değil. Ama bir başka taraftan da güvenlik-özgürlük dengesine dikkat etmek  gerekiyor. Cizre'de bir haftadan fazla süre sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu  sıkıntılı bir durumdur. 12 Eylül sürecinde bile bu kadar uzun sokağa çıkma yasağı  ilan edilmedi. İnsanlar temel ihtiyaçlarını almak ve cenazelerini gömmek için  fırsat bulamadı ve evlerinde buzdolaplarında saklamak zorunda kaldılar. Bu bir  insanlık dramıdır. Terör örgütüne karşı çıkarken, güvenliği sağlarken bu tip  insanlık dramına fırsat vermemek devletin görevidir.  Devletin otoritesini  ortadan kaldıracak oluşumu kabul etmek mümkün değildir ama güvenliği sağlama adı  altında bir başka çatışmanın fitilini tetiklemek de doğru değil. Oradaki  vatandaşlarımız da bizim Vatandaşlarımızdır, birlikte yaşayacağız. Terör  örgütüyle mücadele ederken insanlarımızın günlük yaşamlarını mümkün olduğunca  kolaylaştıracak önlemlerin alınması gerekir." 
 
-"Uygun değişiklikler yapılabilir ama mevcut milletvekili listelerimiz  korunacak" 
 
Tezcan, "1 Kasım seçimlerine yönelik listelerin durumu ile  Deniz  Baykal ve Muharrem İnce'nin aday yapılmayacağına yönelik haberlerin sorulması  üzerine, "Böyle dönemlerde böyle spekülatif haberler çok fazla alıcısı olan  haberler" dedi. 
 
7 Haziran seçimlerine girerken 55 seçim çevresinde ön seçim  yaptıklarını, örgüt tabanının adaylıklarla ilgili iradesinin belirlendiğini,  milletvekillerinin henüz daha mazbatalarının mürekkeplerinin bile kurumadığını ve  Parlamento'da faaliyet süresinin 24 saati bulmadığını anlatan Tezcan,  milletvekillerinin başarılı mıydı, değil miydi diyecek kadar mesai gösterme  fırsatları olmadığını, seçilen 131 kişinin pozisyon ve yerlerini koruma konusunda  genel merkez olarak iradeleri olduğunu hatırlattı. 
 
Tezcan, "Bu mutlak bir irade değildir. Belli değişiklikler yapılabilir  ama sorulan belli isimler çerçevesinde spekülasyonları haklı kılacak şeyler  değildir. Sözünü ettiğiniz arkadaşlarımız ve diğer milletvekilleri partiye çok  ciddi emekleri geçen kişilerdir. Herhangi bir şekilde kendi talepleri dışında bir  düzenleme olması düşünülemez.  Mevcut listeyi korumak konusunda eğilimimiz var.  Seçilemeyen sıralarla ilgili tabii ki parti yeni bir düzenleme yapabilecektir.  Bunu yaparken de ön seçimden çıkan örgüt iradesini tamamen yok sayarak, 'sıfırdan  başlıyoruz' anlayışı içinde de olamayız. Uygun değişiklikler yapılabilir ama  mevcut milletvekili listelerimiz korunacaktır. Seçilmeyen sıralamalarla ilgili,  daha fazla milletvekili nasıl çıkarırız anlayışı ekseninde bazı düzenlemeler  olabilir" dedi. 
 
CHP, VATAN PARTİSİ İLE İTTİFAK YAPACAK MI?
 
Vatan Partisi'nden adayların gösterilip gösterilmeyeceği sorusuna  Tezcan, yapılan görüşmelerin ittifak görüşmesi olmadığını savundu. Seçim  ittifakının söz konusu olmadığını belirten Tezcan, CHP iktidarını kurma ve CHP'ye  destek verme konusunda ortaya çıkabilecek iradeleri kendilerinin memnuniyetle  karşılayacaklarını, bu çerçevedeki bütün görüşme taleplerine açık olduklarını  söyledi. 
 
Tezcan, "Gerek Vatan Partisi, gerekse diğer partiler seçim sürecinde  Türkiye'nin geleceğinde, bütün bu terör, ekonomik ve siyasi kriz ortamından çıkış  için CHP'ye duyulan ihtiyacı tespit ederek bu doğrultuda destek açıklamaları bizi  mutlu eder. Görüşmeleri ittifak görüşmesi değil de Türkiye'nin geleceği açısından  bu çerçevede ele almak doğru olacaktır" diye konuştu. 
 
Tezcan, Doğan Grubu'na terör soruşturması açılmasını anlamak ve kabul  etmenin mümkün olmadığını belirterek, son zamanlarda basın üzerinde çok yoğun ve  ciddi iktidar baskısı olduğunu gördüklerini ifade etti. 
 
Tezcan, "Özellikle Doğan Medya Grubu gibi Türkiye'de sayılı ana akım  medya gruplarından birisini komik, ciddiye alınması mümkün olmayan, dünyayı  hayrete düşürecek böylesi utanç verici itham adı altında  tutulması Doğan grubu  için utanç değildir, Türkiye'yi yönetenlerin ve soruşturmayı açanların utancıdır.  Böyle bir utanca bizi düşürdükleri için şaşırıyorum. Bu çok büyük ve alçakça bir  iftiradır" görüşüne yer verdi. 
 
Eski Milletvekili İdris Bal hakkında açılan soruşturma ile ilgili  soruya Tezcan, şu yanıtı verdi: 
 
"2007'den beri Türkiye bu süreci yaşıyor. Yeni Mc Cartyciliktir bu.  2007'den itibaren iktidarın sevmediği kişiler darbeci diye suçlandı. O dönemde  darbeci diye suçlananların bir kısmı bugün yine darbeci diye suçlanmaya başladı.  Türkiye'de muhalif olup darbecilikle suçlanmayacağı garanti altında olan hiç  kimse yok. Türkiye bugünleri aşacak, bu  hastalıklı dönemi aşacak. Türkiye bu  hastalıktan kurtulduğu zaman ancak düze çıkar. Bugün Türkiye'nin hastalığı darbe  yapma hastalığı değil, muhalifleri darbecilikle suçlama ve  iftira atma  hastalığıdır." 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ