MYK toplantısının gündemini paylaşmak için CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, FETÖ mensubu teröristlere giydirilecek tek tip elbise uygulamasını eleştirerek, “Bunun tek bir adı vardır, Guantanamo özentisi içerisindesiniz. Aldığı örneğe bakın, dünyanın nefret ettiği bir örneği bizim halkımıza, milletimize, Türkiye’ye layık gören bir kişi ile karşı karşıyayız. Tek tip elbise darbe dönemlerinin ürünüdür. 12 Eylül cuntacıları cezaevlerinde tek tip elbiseyi dayatmıştır, hafızalarımızda çok acı hatıralar vardır. Bu uygulama bile 20 Temmuz darbesi koşullarının devam ettiğini göstermeye yeter. Bu masumiyet karinesine aykırıdır, bu ön yargılı ve intikam alma yargılamasının işaretidir. Yarın kimin o elbiseyi giymek zorunda kalacağı belli olmaz, siyaset cilvelidir, kimin nerede olduğunu bilemezsiniz. Evrensel hukuk ilkelerini çiğneyerek Türkiye’yi hiçbir yere taşıyamazsınız” dedi.
“BU MADDE İKTİDAR ELİ İLE SİVİL SİLAHLI ÇETE KURMA MADDESİDİR”
TBMM’nin işlevsiz hale getirildiğini belirten ve OHAL KHK’ları ile Meclis’in fiilen yok edilme noktasına getirildiğini belirten Bülent Tezcan, “Meclis’i tatil ettiler, ettiklerinin ertesi günü 2 KHK ile aslında parlamentoda yapmaları gereken düzenlemeleri yaptılar” açıklamasında bulundu.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ı bu duruma karşı çıkmamakla eleştiren Bülent Tezcan, “Yapılan uygulamaların siyaset tarihinde adı çok bellidir, buradan demokrasi değil, faşist rejimler, diktatörlükler çıkar. Militarist bir devlet, militarist bir toplum yaratılmaya çalışılıyor” ifadelerini kullanarak, 696 sayılı KHK’nın 121. maddesini eleştirdi.
“Yani diyor ki, resmi sıfatı olsa da olmasa da devletin herhangi bir görevlisi olmadan, sokaktan geçen bir kişi ‘Ben terörle mücadele ediyorum’ diye üzerine vazife alıp suç işlerse buna ceza vermeyeceksin diyor. Bu madde iktidar eli ile sivil silahlı çete kurma maddesidir” ifadelerini kullanan Tezcan, bu hükmün bir örtülü af getirdiğini söyledi. Tezcan, “Geçmişte böyle bir suç işlemiş olanları ‘Ben affediyorum’ diyor. Bunun adı af, bunu parlamentoya getirmeyip KHK ile yapıyorsun. Peki, darbe girişimine karıştı adı altında günahı olmayıp da öldürülenlerin hesabı ne olacak? Bu aynı zamanda cezadan muafiyet” dedi.
KHK ile yüksek yargının düzenlendiğini ifade eden Tezcan, “Yargıtay’a 100 yeni üye, Danıştay’a 16 yeni üye getiriliyor. Bu yöntem tanıdık bir yöntem Sayın Erdoğan, yeni icat edilmiş bir yöntem değil, FETÖ icadı yöntem. FETÖ icadı yöntemleri kullanarak FETÖ ile mücadele edemezsin. FETÖ icadı yöntemleri beraber uyguladınız, daha önce Yargıtay’ı, Danıştay’ı rezil ettiniz, kurtulmak için 15 Temmuz darbe girişimini beklemek durumunda kaldınız. Şimdi FETÖ usulü yöntemlerle yol yürümeye devam ediyorsunuz. KHK ile yüksek yargıyı düzenleyemezsiniz. OHAL size bu yetkiyi vermiyor. OHAL size darbe girişimi ile mücadele edin yetkisini veriyor. Niye Yargıtay ve Danıştay’daki hakimlerle uğraşıyorsun, niye uğraştığını biliyoruz, çünkü diktatörlük peşindesin” diye konuştu.
“İKTİDAR BİZİM PROJEMİZİ ÇALDI”
KHK ile taşeron işçilerin kadroya alınmasını da eleştiren ve bunun CHP’nin bir projesi olduğunu söyleyen Tezcan, “Taşeron işçilerin kadroya geçirilmesi CHP’nin sahibi olduğu ve takipçisi olduğu bir projedir. 2015 seçimlerinden bu yana patenti bize ait olan ortaya attığımız bir projedir. İktidarın en azından söylem düzeyinde bunu kabul etmiş olması sevindiricidir. Bizim bu projemizi önce çaldılar, ona bir şey demedik, sonra ifsat ettiler, milleti de iğfal ettiler, kandırdılar. Yetersizdir, eksiktir, tamamlanması gerekir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen sınırlı da olsa belirli bir işçiye kısmen kadro verilmiş olması sevindiricidir. Getirilen düzenlemede eşitlik yok” şeklinde konuştu.
Kadroya alınacak işçilere yapılacak güvenlik soruşturmasını da eleştiren Tezcan, “Neyin soruşturmasını yapacaksın” ifadelerini kullandı.
CHP YİNE AYM YOLLARINDA
KHK’ları Anayasa Mahkemesine götüreceklerini belirten Tezcan, “Bugünkü Anayasa Mahkemesi konjonktür mahkemesi olduğu için, aslında Anayasa Mahkemesi değil, ana darbe mahkemesi gibi hareket ettiği için o içtihatından döndü. Çok büyük bir günah işledi. 17 aydır Türkiye’nin yaşadığı bu sıkıntının altında en önemli vebal sahiplerinden birisi Anayasa Mahkemesidir. Şimdi o Anayasa Mahkemesine bir tövbe istiğfar etme fırsatı vereceğiz. Bu KHK’yi Anayasa Mahkemesine götüreceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmesine rağmen, evrensel içtihatından dönmesine rağmen bir kere daha onlara günahlarını affettirme, tövbe istiğfar etme fırsatı vereceğiz. Bakalım vicdanları sızlamış mı?” ifadelerini kullandı.
(İHA)