Mersin Milletvekili Fikri Sağlar'ın "CHP yönetilemiyor" çıkışının ardından bir çağrı da Mustafa Balbay'dan geldi. Balbay "Bir şahlanış ve silkeleniş süreci başlatmak gerekiyor" dedi.
1 Kasım seçimleri MHP’nin yanısıra CHP’de de tartışma başlattı. İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, partisinin 1 Kasım’da oy oranını korumasına rağmen bunun yeterli olmadığını belirterek, “İki ay içinde yapılacak olağan kurultayı, bu anlamda büyük bir şans olarak değerlendirmek, bir şahlanış ve silkeleniş süreci başlatmak gerekiyor” yorumunda bulundu. Mersin milletvekili Fikri Sağlar da, Sözcü’ye yaptığı açıklamada, “Yüzde 25 oyda çakılıp kalmak, başarı eğildir. CHP yönetilemiyor” eleştirisinde bulunmuştu.
Halk TV’de yayımlanan Gündem-Özel programına katılan Milletvekili Balbay, seçimde alınan oy oranı ve CHP’ye ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“7 Haziran seçimlerinden sonra iktidar gücünü elinden bırakmak istemeyen AKP ve Erdoğan, CHP’ye hükümet kurma görevinin verilmemesi için her şeyi yaptı. Bunun yanında MHP’yi kendi içinde parçalamak, HDP’yi terörize etmek, CHP’yi çözümsüz ilan etmek üzere çoklu bir plan yaptı ve uygulamaya geçirdi. Bu hesabın tutmuş olması, AKP’nin haklı ve güçlü olduğu anlamına gelmez. ’7 Haziran’da halk yanlış yaptı’ diyen AKP ve Erdoğan, 1 Kasım’da, ‘milli irade budur’ diyor. Cervantes, ‘Don Kişot’ romanında korkunun gücünü anlatırken, ‘Korkunun gözleri çoktur. İnsan korkuya yenildi mi her şeyden korkmaya başlar.’ der. AKP, halka, ‘ben gidersem terör gelir, kaos olur, dolar yükselir, huzur bozulur’ dedi. Halkın bu korkuya karşı koyması için tartışmasız iktidar seçeneği olabileceğine inandığı karşı bir güç bulması gerekirdi. CHP olarak biz buna talip olduk, bunun için çırpındık ama halkın üzerinde yaratılan korku ve dehşet iklimi öne çıktı. Örneğin AKP İzmir İl Başkanı Bülent Delican’ın, ‘Bundan sonra şehit cenazesi gelmez’ sözünü nereye koyacağız?”
KURULTAY BÜYÜK ŞANS
Olağan kurultayın çok önemli bir şans olduğunu savunan Mustafa Balbay, “Eğer önümüzde CHP’nin olağan kongresi olmasaydı, doğal olarak kurultay tartışması olacaktı. Başarılı olup olmaması ayrı konu, imza toplama girişimleri başlayacaktı. Şimdi öyle değil, zaten olağan kurultay var. Bunu sadece parti yöneticilerinin seçildiği bir kurultay olarak değerlendirmemek, partinin daha çok oy almasını sağlayacak bir yön, yöntem belirleme süreci olarak bakmak gerekiyor. Ön seçimden gelmiş bir milletvekili olarak CHP tabanıyla son 10 ay içinde daha yoğun ilişkim oldu. Partiye büyük bir aşkla bağlı insanlar, bu aşkın karşılığı olarak büyük bir başarı bekliyor. Bu, onların en doğal hakkı. ‘Bu sefer tamam’ duygusu çok baskındı. Önceki seçimlerde de benzer duygular yaşandığı için tabandaki umut yorgunluğunu almanın, bunu yeni bir heyecana yöneltmenin en sağlam yolu kurultayı çok büyük bir buluşmaya, hedef üretmeye, özgüven çoğaltmaya ve eyleme çevirmek gerekiyor” dedi ve ekledi: “MHP’nin, HDP’nin baraj sınırında kaldığı, yüzde 2-3 oya sahip SP’nin eridiği bir ortamda CHP’nin oylarını koruması önemlidir ama bu yetmez. Eğer, ‘bu oran başarıdır, çok da sorgulamaya gerek yok’ görüşü baskınsa peki o zaman ne demek gerekir? Değilse, iktidar istiyorsak bunun yollarını bulmak gerekiyor. Yüzde 25, kader olamaz. Ecevit’in 1977’de yüzde 42 oy aldığı hesaba katılırsa sağ sol dengesinin yüzde 70-30 olduğu yorumunu, mutlak doğru olarak kabul etmemek gerekiyor.”
SAĞLAR DA ELEŞTİRMİŞTİ
Mersin milletvekili Fikri Sağlar da, "Yüzde 25 oyda çakılıp kalmak, başarı değildir" eleştirisinde bulunmuştu.
"CHP yönetilemiyor" diyen Sağlar, "Partide restorasyon, yönetim kadrolarında değişim gerekli. Yerinde saymanın başarısı olamaz. CHP’de düşünceler halka anlatılamıyor. Yükselen bir CHP için önce, yeni kadroların iş başına gelmesi lazım. Siyaset yapma üslubumuzu değiştirmemiz, halka güven verici yeni politikalar üretmemiz ve en önemlisi de ana muhalefet için değil, iktidar olmak için yola çıkmamız lazım" demişti.