Konya’da 2018 yılında cinayete kurban giden Metin ve Necla Büyükşen çiftinin öldürülmesine ilişkin karar davasının çocukları açıklamalarda bulundu. Çiftin oğullarından Osman Büyükşen, “Geldiğimiz bu noktada, geç de olsa adaletin tecelli ettiğini düşünüyoruz. Annemle babamı getirmeyecek belki ama bu saatten sonra artık biz, sadece yasımızı tutacağız. Buruk bir sevinç de demeyeyim ama biraz daha huzurunu yaşıyoruz" dedi.
Konya’da merkez Karatay ilçesine bağlı İsmil Mahallesinde 2018 yılında evlerinde öldürülen Metin ve Necla Büyükşen çiftinin davası geçtiğimiz Cuma günü Konya 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın karar duruşmasında tutuklu sanık cinayet zanlısı Ertuğrul Çelik hakkında, Metin ve Necla Büyükşen çiftini öldürme suçundan 2 kez müebbet hapis cezası, konut dokunulmazlığını ihlalden 4 yıl, Büşra Büyükşen’i yaralama suçundan ise 9 ay, sanık Abdullah Başdemir’e azmettirme suçundan 1 kez müebbet hapis cezası, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan 4 yıl hapis cezası, tutuklu sanık Esra Taş ise azmettirme suçundan müebbet cezası ile konut dokunulmazlığını ihlal suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. “Geç de olsa adaletin tecelli ettiğini düşünüyoruz”
Metin ile Necla Büyükşen çiftin oğlu çocukları olayın yaşandığı evde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Karar celsesinde şüphelilerin suçluları sabit görülerek gereken cezaya çarptırıldıklarını söyleyen çiftin oğlu Osman Büyükşen, “Geldiğimiz bu noktada, geç de olsa adaletin tecelli ettiğini düşünüyoruz. Annemle babamı getirmeyecek belki ama bu saatten sonra artık biz, sadece yasımızı tutacağız. Buruk bir sevinç de demeyeyim ama biraz daha huzurunu yaşıyoruz. Annem ve babam bu saatten sonra artık huzur içerisinde uyuyacaklarını, mezarlarında rahat edeceklerini düşünüyorum. Bu eve girerken artık biraz daha alnımız ak, biraz daha başımız dik olacağını düşünüyorum. Çünkü bu süre içerisinde mezarına giderken utanarak gidiyordum. Eve girerken utanarak gidiyordum. Şimdi biraz daha rahatım” dedi. “İftira atmamız gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil”
Osman Büyükşen, "Kamuoyunda yanlış dezenformasyon nedeniyle farklı algılar oluşturuldu. Bunun da biz sıkıntılarını yaşadık. Yaşamaya devam ediyoruz. Fakat olay aslında şöyle, 28 klasör, 7 bin 500 sayfadan oluşan bir dosyanın içerisinde her şey çok titizlikle araştırılmış. Dinlemeler sadece bu yanlış adres mevzusu ilgili olmamış, her şey detaylı bir şekilde araştırmış ve dosya bu şekilde aydınlatılmış. Dosyanın içeriğini bilmeyenler, okumayanlar bu dosyayla ilgili ekrandan gördükleriyle ilgili yorum yapmamalarını, daha anne ve babasını kaybeden insanlara karşı empati yapmalarını istiyorum. Biz anne babamın dosyasını kapatacak insanlar değiliz. Böyle bir algıyı oluşturuluyor. Böyle bir şeyden bahsediliyor. İşte Osman böyle bir şeye nasıl inanır? Gibi konuşmalar yapılıyor. Dosyanın içeriğini okuyanlar bu olayın bu şekilde olduğunu biliyorlar. Bu olayı şu ana kadar araştıran savcılar, karar veren hakimler bu olayla ilgili dosyayı nasıl kapatabilirler? Hiç kimsenin vicdanına sığmaz. Kaldı ki biz bu şüpheli şahısları tutuklanana kadar isimlerini duymadık. Dolayısıyla bunlarla ilgili bizim bir ifade vermemiz bunlara iftira atmamız gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil” şeklinde konuştu. “Bizim için buruk bir sevinç oldu”
Olay sırasında anne ile babasının yanında bulunan ve olayda yaralı olarak kurtulan Büşra Büyükşen ise “Şahısların cezaları da belli oldu. Yani bizim için buruk bir sevinç oldu ama sonuçta adalet yerini buldu. Buradan emeği geçen herkes herkese çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. “Annemin babamın acısını, yasını yaşayamadan yaşadım”
Çiftin oğullarından Uğur Büyükşen, “Bu zamana kadar hep toplumda katil olarak gösterdiler. Annemin babamın acısını, yasını yaşayamadan yaşadım. Ama çok şükür ki katiller bulundu. Gereken cezayı aldılar. Bu saatten sonra hani ben, annemin, babamın, yasını yaşayarak ömrümü böyle yaşayacağım. Ben emeği geçen herkese bu işle herkese teşekkür ederim” diye konuştu.