İzmir Bornova Altındağ'da görevli aile hekimleri Dr. Fulya Akpak, Dr. Nuri Seha Yüksel ve Dr. Ayşegül Kabanlı ile Doç Dr. Tolga Günvar’ın yürüttüğü araştırmada, 0-5 yaş arası 203 çocuk ile ilgili verileri derlendi. Türkiye Aile Hekimliği Dergisi’nde yayımlanan “Rahatsızlanan çocuklar için sağlık hizmeti arama davranışı: Başvuru süresi ve etkileyen faktörler" başlıklı araştırma, çocukları rahatsızlanan ebeveynlerin doktora başvurma oranları ve başvuru sürelerini ortaya koydu.
Verilerin, yüz yüze uygulanan bir anket aracılığı ile toplandığını dile getiren Doç. Dr. Tolga Günvar, bireylerin gerek kendileri, gerekse çocukları için sağlık hizmeti arama davranışının önemli farklılıklar gösterdiğini söyledi. Sağlık kuruluşlarına başvurmada gecikmenin en önemli ölüm nedenleri arasında olduğunu ifade eden Dr. Günvar, çocuklar hastalandığında öncelikle geleneksel tedavi dahil bir çok farklı çarenin arandığını, bununda yaşamı tehdit edici sonuçlar doğurduğunu kaydetti.
DOKTORA BAŞVURU İÇİN EN AZ BİR GÜN BEKLENİYOR
Doç. Dr. Günvar, araştırma sonuçlarını şöyle özetledi: “Ailelerin sadece yüzde 30'u rahatsızlığın başlangıcını izleyen ilk 24 saat içinde çocukları için hekime başvuruyor. Geri kalanlar ise en az bir gün beklemeyi tercih ediyor. Ailelerin yüzde 59,6’sı hekime başvurmadan önce ilaç verdiklerini ifade ettiler. Ailelerin önemli bir kısmı, soruna öncelikle evde çare aramakta, eğer hastalık geçmez veya ilerlerse hekime başvurmaktaydı. Ateş yakınması başvuru süresini anlamlı oranda kısaltmaktaydı. Belli bir yakınma için ilk kez başvuranlar, çocuklarında ateş yakınması bulunanlar ve bekleme nedenlerini ulaşılabilirlik kapsamında ifade edenler şimdiki rahatsızlık nedeniyle aile hekimine daha kısa sürede başvurmaktadırlar. Eğer aynı yakınma için ikinci kez başvuruluyorsa başvuru süresi kısalmaktadır.”
AİLELERİN YÜZDE 70,4, HASTALIĞA EVDE ÇÖZÜM ARIYOR
Dr. Günvar, şöyle devam etti: “Bakım verenlerin ifadelerine göre çocukların yüzde 59,6’sına hekime başvurmadan önce ilaç verilmişti. Bunların yüzde 92,6’sında verilen ilaç zaten o sırada evde bulunmaktaydı. Başvuru için neden bekledikleri sorusuna hemen başvurduklarını ifade eden 15 kişinin dışında kalan katılımcıların yanıtları üç grupta toplanabilmekteydi. Başvuru öncesinde beklediklerini ifade eden 188 katılımcının yüzde 56,9’u hastalığın çok ciddi olmadığını ve kendiliğinden iyileşeceğini düşündüklerini ifade ettiler. Çocuğun gece veya hafta sonu gibi mesai dışı saatlerde rahatsızlandığını ve merkez kapalı olduğu için getiremediğini ifade edenlerin oranı yüzde 25. Maddi veya eşinin evde olmaması gibi bir nedenle beklediğini ifade edenlerin oranı ise yüzde 18,1 olarak gerçekleşti.”
“Çocuğunuz rahatsızlandığında ilk ne yaparsınız?” sorusuna katılımcıların yüzde 70,4’ünün ‘öncelikle evde çözüm arayacağını’ ifade ettiğini belirten Günvar, sadece yüzde 29,6’sının “Hemen bir sağlık kurumuna başvururum” dediğini dile getirdi.
“DURUM AĞIRLAŞINCA HASTANEYE BAŞVURULUYOR”
Annenin sağlık arama davranışının en önemli belirleyicilerinden birisinin yakınmalar olduğu bilinmektedir.” diyen Günvar, sözlerini şöyle tamamladı: “Katılımcıların başvuruyu çabuklaştıracağını ifade ettikleri yakınmalara bakıldığında ateş ilk sırayı almaktadır. İshal, öksürük ile kıyaslandığında yine başvuruyu daha fazla hızlandırmakla birlikte katılımcıların sadece dörtte biri ishalin başvurularını çabuklaştıracağını ifade etmişlerdir. Burada görüldüğü gibi yakınmaların başvurular üzerine bir etkisi olmakla birlikte bu etki farklı kültürlerde farklı olabilmektedir. Bunun nedeni yakınmaların işaret ettiği hastalıkların ebeveynler için ne anlama geldiği ile ilgili olabilir. Nitekim bizim çalışmamızın bulgularına bakıldığında ‘hastalığın hafif olduğunu ve geçeceğini düşünme’ bekleme nedenleri arasında ilk sırada ifade edilirken, ‘durumunun ağırlaşması’ ise şu anda başvurma nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır.”