Okyanusun hırçın dalgalarının çölün kızıl kumlarında söndüğü Namibya sahilleri, dünyada insan yaşamına en elverişsiz yerler arasında bulunuyor.
Yaklaşık 1600 kilometre boyunca uzayıp giden bu sahil şeridindeki Swakopmund ise ülkenin en gözde tatil şehri olarak öne çıkıyor.
Alman sömürge mimarisi
Alman İmparatorluğu tarafından 19. yüzyıl sonlarında, devrin Güney Batı Afrika kolonisinin ana liman şehri olarak inşa edilen Swakopmund, adını Swakop Nehri'nden alıyor.
Swakopmund'un yaklaşık 45 bin kişilik nüfusunun önemli bölümünü, başta Alman kökenliler olmak üzere beyaz Namibyalılar oluşturuyor.
Bir Afrika şehrinden çok küçük bir Alman kasabasını andıran Swakopmund, Woermannhaus binası, Brauhau Pasajı, Swakopmund iskelesi ve deniz feneri, Hohenzollern Köşkü, Devlet Sarayı gibi Alman sömürge mimarisinin başlıca örneklerine de ev sahipliği yapıyor.
Swakopmund'un dükkanlar, restoranlar ve kafelerle donatılmış renkli sokakları, ziyaretçilere keyifli bir şehir turu yaşatıyor.
Dune 7 ve çöl deneyimi
Swakopmund'u ziyaret edenlerin başlıca uğrak noktalarından "Dune 7" ise Namib'in en yüksek kumulu olma özelliği taşıyor.
Yaklaşık 383 metre yüksekliğindeki bu büyük kum tepesine tırmanmayı başaranları, her yönde göz alabildiğince uzayıp giden haşmetli bir çöl ve okyanus manzarası karşılıyor.
Macera tutkunları için "çöl sörfü" heyecanlı bir deneyim sunarken, çölün keyfini daha sakin çıkarmak isteyenler için kumul araçları, ATV'ler ve hatta develerle gezinti seçenekleri bulunuyor.
Çölün ve okyanusun kıyısında sürüş de Swakopmund'un ziyaretçilerine sunduğu etkileyici deneyimler arasında yer alıyor.
Yaşayan fosil bitki: Welcitschia
Namib Çölü'ne özgü çok ender bir bitki türü olan "welcitschia", çölün zorlu ikliminde 2 bin yıla varan uzun ömürleriyle botanik dünyasında "yaşayan fosil" olarak tanınıyor.
Yaklaşık 2-3 metre genişliğinde yapraklarıyla oldukça esrarengiz görünüme sahip bu kaktüs türüne, Swakopmund çevresinde de rastlanıyor.
Bazı özellikleriyle diğer tüm bitki türlerinden farklılık gösteren bu çöl bitkisini görmek için Swakopmund'tan çöl içlerine doğru yaklaşık 100 kilometrelik yolculuğu göze almak gerekiyor.
Kızgın kumlardan serin sulara
Yaz aylarında Swakopmund sahillerini dolduran ziyaretçiler, çölün ve denizin tadını aynı anda çıkarma imkanı buluyor.
Öte yandan, Namib Çölü'nün kızgın kumları ile Atlas Okyanusu'nun son derece soğuk suları ve hırçın dalgaları, yüzücülere zorlu ve heyecanlı anlar yaşatabiliyor.
Swakopmund şehri, aynı zamanda sörf ve balık tutma meraklılarının uğrak noktaları arasında yer alıyor.
İskele çevresini mesken tutmuş foklar, turistlerden büyük ilgi görüyor. Şehrin kuzeyindeki "Cape Cross Fok Kolonisi" ise dünyanın en büyük fok kolonilerinden biri olarak biliniyor.
Swakopmund'a 30 kilometre mesafedeki Walvis Bay ise bölgenin en büyük flamingo kolonisine ev sahipliği yapıyor.
Ulaşım, yemek ve konaklama
Türkiye'den Namibya'ya seyahatler, genellikle Güney Afrika Cumhuriyeti ve Etiyopya üzerinden gerçekleştiriliyor. Johannesburg ve Cape Town'dan başkent Windhoek'a düzenli seferler bulunuyor.
Windhoek'tan Swakopmund'a kara yoluyla ulaşım, B2 Otoyolu üzerinden, yaklaşık 350 kilometrelik yolculukla sağlanıyor. Hava yoluyla ulaşım ise Swakopmund'a 30 kilometre mesafedeki Walvis Bay şehrindeki havalimanı üzerinden gerçekleştiriliyor.
Swakopmund, restoran, kafe ve eğlence mekanı açısından, ülkenin ve hatta bölgenin en zengin çeşitliliğe sahip yerlerinden birisi olma özelliği taşıyor.
Genellikle Alman mutfağından lezzetlerin sunulduğu bu restoranlarda, özellikle taze okyanus balıkları tavsiye ediliyor.
Swakopmund çevresinde kamp alanlarından konuk evlerine, pansiyonlardan lüks otellere hemen her bütçeye uygun geniş konaklama imkanları bulunuyor.
Namibya, bölgenin güvenli ülkeleri arasında yer almakla birlikte son yıllarda suç olaylarında artış dikkati çekiyor.
Swakopmund'ta polisler, turistleri çantalarına sahip çıkmaları ve arabalarında değerli eşya bırakmamaları konusunda uyarıyor.