VIDEOCumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden aldıkları enerjiyle, heyecanla, coşkuyla ülkeyi büyütme, milleti güçlendirme mücadelesine daha bir azimle ve daha bir gayretle sarıldıklarını belirterek, gençlerle her bir araya gelişinde gençliğine döndüğünü ve ruhen gençleştiğini söyledi.
Kendi gençliklerinin bir yandan yoklukla ve yoksullukla, bir yandan yasaklarla, baskıyla ve kavgayla geçtiğini dile getiren Erdoğan, "Gençler, unutmayın ben de size aşığım. Milletimizin asırlık yorgunluğunu, asırlık çilelerini sırtlanan bir gençlik olarak hayata tutunma mücadelesi verdik. Bu uğurda nice arkadaşımızı ya bedenen ya fikren kaybettiğimiz dönemler oldu. Hamdolsun tüm bu badireleri atlatarak belediye başkanı, başbakan, cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet etme şerefine eriştik. Ne diyorlardı? 'Muhtar bile olamaz' diyorlardı. Ama benim milletim bu kardeşinizi, ağabeyinizi bu ülkede cumhurbaşkanı yaptı. Şimdi altılı masa ne diyor? 'Aday olamaz' diyor. Size rağmen milletim hem aday yapacak hem de cumhurbaşkanı yapacak. Ve tabii o zaman kilonuz da ortaya çıkacak. Bakalım kaç kilosunuz?" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin misafiri olarak bulunduğu güzel mekanda, şu dönemdeki tecrübesiyle hayata dönüp baktığında Ömer Hayyam'ın "Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti. Derede akan su, ovada esen yel gibi. İki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok. Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki." sözlerinin aklına geldiğini belirterek, "Evet, biz geçmiş günleri yaptığımız eser ve hizmetlerle hatırlayarak tarihe havale ediyor, gelecek günleri de Rabb'imizin takdirine bırakıyoruz." dedi.
Karşısındaki tablonun enerjisini, heyecanını ve coşkusunu daha da arttırdığına, altılı masaya da bazı mesajlar verdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim için önemli olan, bugün burada siz gençlerimizle gönüllerimizi buluşturmuş olmamızdır. Sizlerle burada yaptığımız hasbihalin lezzeti paha biçilmezdir. Şimdi diyorlar ya, 'Deliler gibi aşığım size' diyorlar ya, ben de deliler gibi aşığım size. Şu güzel tablo, gençlerimize kem gözle bakanlara ibret olsun. Şu fotoğraf gençlerimizi, kendi adamlarına yaptıkları şekilde, ne diyor? Gel deyince gelen, git deyince giden, istedikleri gibi yönlendirebilecekleri bir güruh sananlara da ibret olsun."
"Gençlerimize Türkiye Yüzyılı'nı emanet ediyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere güvendiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Hem de öyle bir güveniyoruz ki sizi maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşları olarak görüyoruz. Bunun için de siz gençlerimize hem Cumhuriyetimizin ilk asrının birikimlerini hem de önümüzdeki asrın sembolü Türkiye Yüzyılı'nı emanet ediyoruz. Hayatı boyunca hep gençlerle yol yürümeyi, gençlerin önünü açmayı ilke edinmiş bir siyasetçi olarak bugün de aynı hissiyatla ülkemizin geleceğini sizlerin ellerine bırakıyoruz. Gençlerimize güvenimizin en büyük ispatı, eğitimden sağlığa, dış politikadan güvenliğe tüm hizmet alanlarında kurduğumuz güçlü altyapı yanında sizlerin siyasi haklarınızı kullanabilmenize verdiğimiz önemdir. Seçilme yaşını 30'dan 25'e indiren kim? Biz indirdik. Ne dedik? Yetmez, seçme ve seçilme olarak 25'ten 18'e kim indirdi, biz."
CHP'nin "Parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız?" dediğini aktaran Erdoğan, "Bunların mantığı bu, mantalitesi bu. Biz de dedik ki, 'Biz öyle bir geldik ki bizim ecdadımız Fatih, 18 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı. Onun torunları olarak, bu parlamentoya bu yakışır' dedik. Ve kanunlar önünde reşit sayılan her bir evladımızın şehrinin ve ülkesinin geleceğinde söz sahibi olma hakkını da biz gençlerimize teslim ettik. Bugün ülkemizde siyasi partilerden iş dünyasına kadar her yerde geçmişte hiç olmadığı kadar çok gencimiz, söz ve karar sahibi konumda yer almaktadır. Türkiye ortanca yaşı 33 olan bir ülke olarak dünyanın en genç nüfuslu devletleri arasındaki yerini korumaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, özellikle Batı ülkelerinin hızla yaşlanan nüfusuyla karşılaştırıldığında bu gençlik aşısının kendileri için hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Böyle bir nüfusu hala 1940'ların, 1970'lerin, 1990'ların zihniyetiyle yönetmeye talip olmak en başta gençlerimize hakarettir. Dünyanın bilgi toplumunu geride bırakıp dijitale yöneldiği, yapay zekayı tartıştığı bir dönemde eski Türkiye vaadiyle sizlerin karşısına çıkanlar ne bu ülkeyi ne de gençleri tanıyor demektir, tanımıyorlar. Ülkemizin e-Devlet Kapısı ile kamu hizmetlerinin neredeyse tamamına yakınını dijitale taşıdığından habersiz olanların zihin dünyaları henüz Cilalı Taş Devri'nden Yontma Taş Devri'ne geçmenin şaşkınlığını yaşıyor. Görüntülü konuşmayı ileri teknoloji sananları, 2023 Türkiye'sini tanımaya, ülkemizin özellikle e-Devlet altyapısını öğrenmeye çağırıyorum Bay Kemal. Rahmetli Özal'ın çok güzel bir sözü vardı. Özal, bu zihniyet için 'Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez.' diyordu. Biz de bugün karşımızdakilerin gündemlerine, söylemlerine, duruşlarına bakıp aynı hissiyata kapılıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, altılı masaya ilişkin, "Dışarıdakiler bile bunlardan umudu kesmiş olmalı ki her gün bir başka küresel medya kuruluşunu devreye sokarak 14 Mayıs için bizzat sahaya inme ihtiyacı hissettiler. Güya aleyhimizde yaptıkları yayınlarla gençlerimizin, kadınlarımızın, milletimizin iradelerini yönlendirebileceklerini düşünüyorlar." dedi.
Kendilerinin, "Boğaz'ın altından Marmaray'ı ve Avrasya Tüneli'ni yaptıklarını" söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlara kalsa böyle bir şey yapabilirler miydi? Bu kadar büyükşehir belediye başkanları var. Eserlerinizi bir ortaya koyun ya, ne yaptınız? Ne yaptınız ya bir görelim? Yapamazlar. Şimdi Türkiye uzay yarışında, kutup rekabetinde, teknoloji tasarlama ve geliştirme mücadelesinde yerini güçlendirmenin çabası içindeyken aynı kapıdan 6 kişi birden geçme kavgası verenleri gülerek izliyoruz. Bunlardan ne ülkemize ne milletimize ne de siz gençlerimize hiçbir hayır gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz. Dışarıdakiler bile bunlardan umudu kesmiş olmalı ki her gün bir başka küresel medya kuruluşunu devreye sokarak 14 Mayıs için bizzat sahaya inme ihtiyacı hissettiler. Güya aleyhimizde yaptıkları yayınlarla gençlerimizin, kadınlarımızın, milletimizin iradelerini yönlendirebileceklerini düşünüyorlar." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan milletin çoktan "yeter" dediğini dile getirerek, "Geçtiğimiz 20 yılda bize verilen her destek, emperyalistlerin ve onların maşalarının yüzlerine haykırılmış bir 'yeter' sözüdür. Biz de bu tarihi meydan okumayı 14 Mayıs'ta bir kez daha 'Yeter, söz de karar da gelecek de milletindir.' diyerek, çok daha yüksek bir seda ile tekrarlamak istiyoruz." diye konuştu.
Gençlere güvendiğini ve inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü bunlar, milletten alamadıkları destekle elde edemedikleri yönetimi, darbecileri kullanarak gasbedip, Menderes'i idam sehpasına gönderenler; bugün onun 'Yeter, söz milletindir.' sözüne sahip çıkmaya kalkıyorlar. Daha durun bakalım ya siz bunları konuşmazken biz konuşuyorduk. Siz neredesiniz? Sadece tek parti devrinden beri hayatlarını kararttıkları, hatta ellerine kanlarını bulaştırdıkları mazlumların ahı bile bunların akıbetini berbat etmeye yeter." dedi.
"Türkiye'nin önünü esaretin zincirleriyle kesmek isteyenlere izin vermeyin" Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden tek talebinin büyük emekler, fedakarlıklar ve bedeller karşısında teslim edecekleri özgür, demokrat, kalkınmış, güçlü Türkiye mirasına sıkı sıkıya sahip çıkmaları olduğunu söyledi.
Yapmanın zor, yıkmanın kolay olduğunu; müktesebatlarında, yaptıkları tek bir hayırlı iş olmayanların tek bildiği şeyin yıkmak olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere şöyle seslendi:
"Gençler, özgür Türkiye'nin önünü esaretin zincirleriyle kesmek isteyenlere izin vermeyin. Gençler, bağımsız Türkiye'nin ayaklarına prangalar vurmaya kalkanlara asla izin vermeyin. Gençler, askeri gücüyle, diplomatik maharetiyle, siyasi etki alanıyla eşiğine geldiğimiz Türkiye Yüzyılı'nı hep birlikte yükseltin. Gençler, ülkemizin kazanımlarına sahip çıkın, hedeflerine yürümeye kararlılıkla devam edin. Gençler, hayallerinizden asla vazgeçmeyin. Sizi bunlardan mahrum etmek isteyen içeride ve dışarıda kim varsa bilin ki geleceğinize kastetmiştir, istiklalinize göz dikmiştir. Arkalarına aldıkları küresel güçleri göstererek sizi korkutmaya, yıldırmaya, bezdirmeye çalışan kim varsa Bilecik'i hatırlayın. Anadolu'nun bu küçük şehrinde Osman Gazi'nin diktiği bir çınarın köklerinin Doğu Roma'yı da fethederek nasıl dünyanın en büyük, en güçlü devletinin temellerine dönüştüğünü hatırlayın."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de bu yıl ilk asrı geride bırakılan Cumhuriyet için aynı hayalleri kurduklarını, bugüne kadar yaptıklarını, demokrasi ve kalkınma yolunda eksiklerin tamamlanması olarak kabul ettiklerini anlattı.
"Emperyalist hevesleri yine kursaklarda bırakmaya davet ediyorum" Türkiye Yüzyılı'yla, ardı ardına yaşanan krizlerle sarsılan küresel yönetim düzeninde ülkeyi en üst sıralara çıkartacak atılıma hazırlandıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hazır mısınız? Gelin, 14 Mayıs'ta hep birlikte ortaya koyacağımız iradeyle bu tarihi şahlanışı birlikte gerçekleştirmeye var mıyız? Gelin, Türkiye Yüzyılı destanını birlikte yazmaya var mıyız? Gelin, size devredeceğimiz büyük ve güçlü Türkiye'nin kapılarını birlikte aralayalım. Bir asır önce bizi Anadolu topraklarına gömeceklerini sananlar vardı. Milli Mücadele'yle hepsini de hüsrana uğrattık. Bugün de kendi yazdıkları senaryoyu içimizdeki gafilleri kullanarak üzerimizde uygulamak isteyenler olduğunu görüyoruz. Sizleri, üstadın deyimiyle Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyarak bu vahşi emperyalist hevesleri yine kursaklarda bırakmaya davet ediyorum. Şu gençlik bizimle birlikte olduğunda bu mücadelenin zaferle neticeleneceğinden şüphe duymuyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Gazi'nin beyliği ilan ettiğinde, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethettiğinde, Kanuni Sultan Süleyman'ın ülkenin yönetimini devraldığında, Abdülhamit Han'ın tahta geçtiğinde, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'yi başlattığında genç olduklarını anımsattı.
Osman Gazi'nin bir milletin geleceğini inşa etme yükünü omuzlarına aldığında Şeyh Edebali'nin kendisine, "Ey oğul, artık bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Ey oğul sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma, insanı yaşat ki devlet yaşasın. İşin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı. Allah yardımcın olsun." dediğini vurgulayan Erdoğan, gençlerin de kendi işleri ve hayatlarının beyleri olduğunu vurguladı.
Salondaki gençler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." sözlerini tekrarladı.