Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Biz sizleri çok seviyoruz. Sizlere olan aşkımız farklı, çok seviyoruz sizleri. Bu yolda bizi hiç yalnız bırakmadınız. Ne muhteşem bir katılım. Sevgili Antalyalılar, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum.
Gece gündüz çalıştık. Sağolsun Antalya da girdiğimiz her mücadelede attığımız her adımda yanımızda yer aldı, bize destek oldu. Türkiye Yüzyılı'nın inşası için hazırladığımız şu günlerde bir kez daha Antalya'nın desteğine talip olmak için sizlerleyiz.
Antalya turizmiyle, tarımıyla, ticaretiyle geliştirmek, zenginleştirmek için gece gündüz çalıştık. Sağ olsun Antalya'da girdiğimiz her mücadele, attığımız her adımda yanımızda yer aldı, bize destek oldu. Türkiye Yüzyılının inşası için hazırlandığımız şu dönemde bir kez daha Antalya'ya olan sevgimizi ifade etmek, Antalya'nın desteğine talip olmak için sizlerle bir aradayız. Antalya, elindeki değerleri kazanca dönüştürmeyi, çalışmayı ve üretmenin değerini çok iyi bilir. Bu şehir ayrımcılığın hiçbir çeşidine itibar etmez. Denizini, toprağını, dağını kendisi ve vatanı için berekete dönüştürür. Ülkemizin ve dünyanın neresinden gelirse gelsin herkese kucağını açar. Sermayesini ve alın terini akıtarak burada yeni bir hayata başlamak isteyen herkesi kucaklar. Ama aynı zamanda bu şehir mesele ülkesinin bütünlüğü, milletinin birliği, evlatlarının geleceği olduğunda kimsenin gözünün yaşına da bakmaz.
Biz bunun için Antalya'yı ayrı bir seviyoruz. Bunun için Türkiye Yüzyılı hayalimizi en iyi sizlerin anlayacağına inanıyoruz. Ülkemizi bugüne kadar nasıl sizlerle birlikte büyüttüysek, güçlendirdiysek, zenginleştirdiysek inşallah Türkiye Yüzyılı'nı da beraber inşa edeceğiz. Eser ve hizmet siyasetiyle bugünlere getirdiğimiz Türkiye'yi daha ileri taşımak için ter döküyoruz. Şu anda karşımda 100 bini aşkın Antalyalı var.
"BUNLARIN DERDİ TÜRKİYE'Yİ YARIM ASIR KENDİNE GELEMEYECEK BİR ÇUKUR İTMEKTİR"
Birileri de ülkenin birikimlerini önce altılı olarak başlayan masada paylaşmaya niyetlendi, sonra pazarlığın kızıştığı bir anda ortaklardan biri yerinden kalkıp sonra geri otururken, masanın altındaki gizli ortak HDP de bu cümbüşteki yerini aldı. Baktılar 7 ortakla da bu iş olmayacak, 2 büyükşehir belediye başkanını da dahil edip ortak sayısını 9'a çıkardılar. Masada kendileri için de yer olduğunu gören ülkenin ve milletin yeminli düşmanları, PKK ve FETÖ durur mu? Onlar da hemen seslerini yükselttiler. Daha DHKP-C'sini, Avrupa ve Amerika'da masanın akıl hocalığına savunan tefecileri, simsarları, STK görünümlü istihbarat aygıtlarını saymıyorum bile. Türkiye, siyasetine ve yönetimine dönük böyle bir oyunu asla hak etmiyor.
Milletimiz iradesine dönük böyle bir istiskali asla hak etmiyor. Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak karşımıza diken bir mekanizma var. Bu mekanizma, CHP tabanının da ittifaktaki diğer partilerin tabanının da hassasiyetlerini zerre kadar umursamıyor. Ne diyordu Bay Kemal? "Tıpış tıpış oy kullanacaksınız." Denilerek bu nobranlık açıkça da ifade ediliyor. Çünkü bunların derdi seçimlerde yönetimi değiştirirken sonra Türkiye'nin kaldığı yerden yoluna devam etmesi değildir. Bunların derdi Türkiye'yi siyasetiyle, ekonomisiyle, savunmasıyla, diplomasisiyle en az yarım asır daha kendine gelemeyeceği bir çukura itmek, bir bataklığa saplamaktır. Ama inşallah başaramayacaklar.
KILIÇDAROĞLU'NUN HDP İLE GÖRÜŞMESİ: "YAPTIĞI GÖRÜŞME İŞTE BUYDU"
Terörist Selo Diyarbakır'da 51 kardeşimizin ölümüne neden oldu. Şimdi bu Selo cezaevinde. Bu Selo'yu 'Çıkaracağız' diyorlar. Sonra da Selo'yu Öcalan'ın yerine getireceklermiş. 'Selo'yu çıkaracağız' diyorlar. Buradan şu anlaşılıyor; Bay bay Kemal demek ki parlamentoda yaptığı görüşme işte buydu. Açıklayabildi mi? Açıkla dedik kaç kare... Açıklayamaz. Her şey fırıldak. Düzgün bir şey yok. Eğer gerçek siyasetçiysen çıkarsın açıklarsın. Hayatı yalan. Hep fırıldaklarla dolaşıyor. 14 Mayıs'ta benim aziz milletim bu yalana, talana dolana evet demeyecek.
(Millet İttifakı) Ülkeyi mezhep ayrışmasını derinleştirerek yeniden kamplara bölmek istiyorlar. Bunların derdi bizimle değil Türkiye ile Türk milleti ile Türkiye'nin kazanımlarıyladır. Biz teslim olmayı değil, mücadele etmeyi seçtiğimiz için hedefteyiz. Biz Türkiye'nin gücünü tarihinden alan duruşuna layık olmayı seçtiğimiz için hedefteyiz.
Elbette bu zatın kendisini ciddiye almıyoruz. Masanın etrafına bakınca ve çervesinde dönenlere bakınca her şey ayan beyan ortaya çıkıyor.
Hangi insan ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını solduğu ülkesine böyle bir nefret besleyebilir.