Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından düzenlenen İstiklal Marşı’nın Kabulünün 95. Yıldönümü ve 1.Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödülleri Töreni’ne katıldı. Erdoğan’a, MAKÜ Senatosu tarafından Doktora Payesi takdim edildi. Saygı Duruşu’nda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende ilk olarak MAKÜ Türk Musikisi Konservatuarı tarafından Teke Yöresi konseri verildi. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, şehirle bütünleşen bir üniversiteyi oluşturmak için gerçekleştirdikleri çalışmaları anlattı. Rektör Korkmaz, Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’un eserlerini her platforma dile getirmesi, fikirlerini taşıması, siyaset ve devlet adamlığı süresince İstiklal Marşımız ve milli kültürümüze gösterdiği hassasiyet sebebiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a MAKÜ Fahri Doktora Payesi verildiğini açıkladı. Rektör Korkmaz, senato kararını okuduktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a doktora binişini giydirdi.
Fahri Doktora Payesi dolayısıyla şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanından dolayı MAKÜ’nün yönetimine şükranlarımı sunuyorum. Aradan geçen 10 yıllık zaman zarfında MAKÜ’nün gerçekten takdir edilecek bir yere geldiğini görüyoruz. 7 göller bölgemizin güzel şehri Burdur, MAKÜ’nün varlığı ve faaliyetleri ile daha da güzelleşti. MAKÜ’nün düzenlediği kültürel etkinlikler şehrin tanıtımına, sosyal hayatın canlanmasına önemli katkılar sağladı. Ben bu başarıda alın teri olan herkesi kutluyorum” dedi.
‘MEHMET AKİF ERSOY ÖDÜLLERİ, ULUSLARARASI DÜZEYDE OLMALIDIR’
Uluslararası Necip Fazı Ödüllerine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy Ödüllerinin de aynı şekilde uluslararası düzeyde düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl ilk kez verilecek olan MAKÜ 1. Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödülleri’ni çok çok önemli görüyorum. Üniversitemizi kurarken belki birileri her yerde üniversite açılıyor dendiği zaman ben farklı düşünüyordum ve ülkemizde her ilde bir üniversite olmasının öğrenciyi buralara çekmek değil, bilimi gençlerin ayağına götürme noktasında önemli olduğuna inanmıştım. Bunu da biz başardık ve Başbakan olduğum dönemde bunun başarılmış olması da benim için ayrı bir mutluluk sebebidir. Bunlar bugüne kadar ihmal edilmiş, aslında geç kalmış ödüllerdir. Ülkemizin sanat, edebiyat ve kültür hayatına katkısı sağlayanların çok daha sınırlı törenlerle ödüllendiriliyor. Mehmet Akif Ersoy gibi bir millet şairin adına ödül olmaması gerçekten büyük bir eksiklikti, bu eksikliği giderdiğiniz için teşekkür ediyorum. Bu ödüllerin tanınır olabilmesi ve uluslararası alanda farklı seviyelere çıkaracağınıza inanıyorum. Sizlerin yanında olmaya, sizi desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
MEHMET AKİF ERSOY’U ANLATTI
İstiklal Marşı’nın mısralarında Mehmet Akif Ersoy’un hayatının yer aldığını ve vatan topraklarını karış karış gezerek milli mücadeleye vatandaşları davet ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah yarın ülke tarihimiz açısından önemli bir günü idrak edeceğiz. Yarın istiklal Marşımızın Kabulünün 95. Yıldönümü, Kurtuluş Savaşımızın adeta manifestosu olan İstiklal Marşı, 95 yıl önce TBMM tarafından kabul ediliyor. İstiklal Marşımız vatan topraklarının her karışında yazılmıştır. Hem hafzı hem de ruhu itibariyle gerçek bir bağımsızlık beyannamesidir” şeklinde konuştu.
“İSTİKLAL MARŞININ MISRALARINI ÇAKISIYLA DUVARA KAZIDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Hafız Bekir Efendi’nin, Tacettin Dergahı’nda İstiklal Marşı’nı yazarken 10 gün birlikte kaldığını anlattı. Mehmet Akif Ersoy’un uykudan uyanarak, aklına gelen mısraları çakısıyla duvara kazıdığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mehmet Akif Ersoy gibi bir millet şairinin, istiklal şairimizin adına ödül olmaması gerçekten büyük bir eksiklikti. Bu eksikliği giderdiğiniz için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. İstiklal Marşı için yarışma düzenlenmesi işinden hoşlanmayan Akif bu konuyla ilgilenmez. Meclise gelen 700 marş sonrası, Hamdullah Suphi Bey’in özel ricasıyla kabul ediyoruz. Üstad aniden bir gece uyanır. Kağıt bulamaz. Kalemiyle duvara ’Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım’ satırına başlıyor. O gün Akif’in yazdığı marşı alkışlayarak ayakta alkışlayanlardan biri de Gazi Mustafa Kemal’dir. Gazi, İstiklal Marşının davamızı anlatması bakımından büyük manası olan mısralar vardır. En beğendiği yeri şu mısralardır; “Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal” Benim bu milletten asla unutmamasın istediğim mısralar işte bunlardır” der. Mehmet Akif 500 liralık ödülünü de kadınların ve çocukların bulunduğu Darülmesai’ye bağışlar. Akif’in soğuk Ankara kışına karşı kendisini koruyacak bir paltosu bile yoktu. Ceketle dolaşan Akif, yakın dostu Şefik Bey’in montunu alır” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında Şefik Bey’in ceketini alan Akif’e ödülünü bağışlaması yerine ceket alması gerektiğini söylemesinden sonra iki ay küs kaldığını da kaydetti.
AYNI ANLAYIŞ, AYNI MÜCADELE
Milli mücadele döneminde mücadele edilen aynı anlayışla bugün de mücadele edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mehmet Akif 500 liralık ödülü yoksul kadınlara bağışlar. Oysa üzerinde kendisini Ankara soğuğuna karşı koruyacak bir paltosu bile yoktu. Akif, vatanını imanla sevmiş bir gönül insanıdır. Ben özellikle gençlerimizin Mehmet Akif’i iyi tanımalarını isterim. Hatta Safahat’ı başucu kitabınız yapmanızı isterim. Akif o gün kimle mücadele ettiyse biz de bugün o anlayışla mücadele ediyoruz. O dönemde millet nasıl bağımsızlık mücadelesi verirken mandacılık isteyen varsa, bugün de aynıları var. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu zihniyet değişmemiştir. Başkalarının taşeronluğunu yapmayı bize akademisyenlik, gazetecilik diye yutturmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
“İSTİKLAL ŞAİRİ SIFATINI ZİYADESİYLE TAŞIYOR”
“İstiklal Şairi” sıfatını Mehmet Akif Ersoy’un ziyadesiyle taşıdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akif yaşayışı, duruşu ile İstiklal Şairi sıfatını ziyadesiyle hak etmiş bir insandır. ‘Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek’ diyen Akif, İslam dünyasına ve diğer ülkelere bakarken merkeze daima İstanbul’u koymuştur. Ona göre, dirilişin, umudun kaynağı Anadolu’dur. Ülkemizde sıkça görülen sömürge aydınına karşı, yerli ve milli duruşun sembolüdür. Herşey den önce Akif vatanını imanla sevmiş bir gönül insanıdır” şeklinde konuştu.
VATANSIZLIK SENDROMU
Milli mücadele günlerinde olduğu gibi bugünde mücadele edilen anlayışın vatansızlık sendromu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar batıya karşı alabildiğine ezik, kendi insanına karşı ise alabildiğine küstahtırlar. Bunların yaşadıkları tam anlamıyla vatansızlık sendromudur. Bunlar benim orada ki Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Yıllarca demokrat ve liberal olarak ahkam kesenlerin içlerinde nasıl bir darbeci marazı taşıdığını hep birlikte görüyoruz, şu ana kadar savundukları ne varsa ayaklar altına almakta çekinmedik. Biz bedel ödedik ve yavrularımıza bedel ödetmeyeceğiz” dedi.
"ÜNİVERSİTELERİ TERÖR KAMPINA ÇEVİRMELERİNE İZİN VERMEYİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda Türk Gençliği’ne seslendi. Gençlerden, üniversiteleri bilim yuvalarından terör kamplarına çevrilmesine izin vermemelerini isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öğrenci sayısı 276 binden 458 bine yükseltildi. Yurtlar koğuş sisteminden, otel konforunda odalara dönüştürüldü. İnşallah bu hizmetler artarak devam edecek. Sizden üniversiteleri eğitim yuvasından terör kampına çevirmek isteyenlere prim vermemenizi istiyorum. Sizler, inanıyorum ki yeni Türkiye’nin inşasında gönüllü neferler olacaksınız. Asım’ın nesli olabilmek inanıyorum ki ülkemizin geleceği için çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Eşi Emine Erdoğan’ın mermer taşından işlenmiş portresini armağan etti.
1.MEHMET AKİF ERSOY BİLİM VE SANAT ÖDÜLLERİ
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin 10. Kuruluş Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 1. Mehmet Akif Ersoy Bilim ve Sanat Ödülleri dağıtıldı. Törende, Fen Bilimleri dalında Prof. Doktor Zekai Şen, Sosyal Bilimler dalında Prof. Doktor Şaban Teoman Dural, Sanat dalında Mehmet Bozdağ ve Türkiye’nin tanıtımına katkı ödülüne ise Milli Motosikletçi Kenan Sofuoğlu layık görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödülleri takdim ettikten sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.