Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Sadece kendimizle ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair de çok mühim bir karar vereceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Kadınların Türkiye’si İstanbul Buluşması” programında konuştu. Konuşmasına tüm kadınları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs günü şahsıma ve Cumhur İttifakı’na verdiğiniz destek için sizlere teker teker teşekkür ediyorum. Mecliste Cumhur İttifakı olarak 323 milletvekiliyle çoğunluğu elde ettik. Böylece Meclis boyutu ile ilgili sınavı alnımızın akıyla verdik. Cumhurbaşkanlığında da ilk turu rakibimizden yaklaşık 5 puan önde bitirdik. 27 milyondan fazla insanımızın teveccühüne mazhar olduk. Şimdi önümüzde seçimlerin en kritik aşaması var. Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için sadece bir gün kaldı. Bu pazar bir kez daha sandıklara gidecek belki de hayatımızın en önemli tercihlerinden birini yapacağız. Sadece kendimizle ilgili değil, ülkemizin ve evlatlarımızın geleceğine dair de çok mühim bir karar vereceğiz. Bizi siz hanım kardeşlerimiz, milletimiz gibi tüm dünya biliyor. Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Türk Cumhuriyetleri’ne kalbi bizimle olan yüz milyonlarca kardeşimiz biliyor. Sadece söylemlerimizde değil, hizmet ve eserlerimizde de aziz milletimizin huzurundayız. Vatanımızın istikbal ve istikbali uğruna verdiğimiz mücadeleyle milletimizin huzurundayız. Hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve mağdurlara sahip çıkışımızla milletimizin huzurundayız. Türkiye’ye son 20 yılda kazandırdığımız eserlerle milletimizin huzurundayız. Elbette her kul gibi yapmak isteyip de yapamadıklarımızla, eksiklerimizle, kusurlarımızla milletimizin huzurundayız. Diğer tarafta ise bürokratik kariyerine SSK’yı batırmayı, siyasi kariyerine de CHP’yi batırmayı sığdırmış bir kifayetsizlik örneği var. Daha iki hafta öncesine kadar bedava ev vaat ettiği insanları sırf oy vermedikleri için gece yarısı kapı dışarı eden bir vicdansızlık örneği var. Koltuğunu korumak için Kandil’deki terör elebaşlarından Pensilvanya’daki hainlere kadar hepsine çiçek dağıtan bir teslimiyet var. Rakiplerini minder dışına atmak için şantaj, baskı, tehdit, kumpas dahil her yolu meşru gören bir ilkesizlik var. Toplamda yüzde 1’i zor bulan böyle bir gruba 40 milletvekili dağıtan bir garip insan var. Fakat bir özelliği daha var. Hesap uzmanı. Bu nasıl hesap uzmanı ki yüzde 1 bile olmayanlara kalkıp kendi milletvekili sayılarını neredeyse yok edecek sayıda bir oranla 40 tane milletvekili dağıtıyor” dedi. "Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda bunlara verecek"
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na iktidara geldikleri taktirde Selahattin Demirtaş’ı hapishaneden çıkaracaklarına yönelik sözleri üzerinden yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu pazar çok önemli. Bu pazar inşallah benim milletim hesap uzmanlığının en güzel örneğini sandıklarda bunlara verecek. Türk siyasetinin 21 yıldır unuttuğu bütün kötülükleri üç aya sığdırmış bir çapsızlık örneği var. Ne diyor, ’eğer Selo’nun dışarı çıkmasını istiyorsanız oyları Kılıçdaroğlu’na vereceksiniz.’ Kim bu Selo. Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan teröristtir. Şu anda Edirne’de cezasını çekiyor. Bu ülke hukuk devleti değil mi? Hukuk devleti. Hukuk devletinde sen kendini tamamen hukukun üzerine çıkarıp ’eğer Selo’nun çıkmasını istiyorsanız oyları bize vereceksiniz’ derseniz, işte bunun için Erdoğan 323 kişiyle beraber bu yola devam ederse hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti CHP. Ne diyor? Diyor ki bırakın general olsa ne yazar. Halka it sürüleri. O da işte bir HDP’li. Ben burada merak ediyorum. Bu yargı nerede? Bu şekilde saldıran birisine karşı şu ana kadar yargı devreye girdi mi? Maalesef yargı devreye girmedi. Ama bu onlardan değil farklı bir kesimden olmuş olsaydı her halde yakasına yapışır hemen içeri alırlardı. Niye? Gazi Mustafa Kemal’e hakaretten. İşte bütün bunları bir düzene sokmak için karşımızdaki bu tabloyu göreceğiz” dedi. "Pazar günü sandıkları patlatacağız"
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için halktan destek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pazar günü sandıkları patlatacağız hep beraber. Her zaman benim bir sözüm var. Kale içeriden fethedilir. Sizinle bu fethi yapacağız. Pazartesi günü İstanbul’un fethi. Öyleyse cumartesi günü, yani yarın 14 Mayıs 1950 Menderes’in çok partili dönemdeki adımı atışı. İnşallah pazar günü de hep beraber AK Parti’nin cumhurbaşkanlığındaki zaferiyle bu işi neticelendirelim diyoruz. İnşallah pazartesi günü de fethi kutlayalım. Bunların her gün daha çok çirkinleşmelerinin seviyeyi biraz daha dibe çekmelerinin sebebi bu. Suçüstü yakalandılar. Bizi hedef alarak bize ve millete hakaret ederek paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar hakikatin üzerini örtemezler. Bunun için asıl sorumluluk bize düşüyor. İşi sansa bırakamayız. Nasıl olsa öndeyiz duygusunun bizi rehavete sürüklemesine izin veremeyiz. 14 Mayıs’ta yarım bıraktığımız işi inşallah 28 Mayıs’ta hem de ezici çoğunlukla tamamlayacağız. Pazar günü oy kullanmak ve sandıklara sahip çıkmak dışında hiçbir planımız olmayacak. Hayatta pek çok şeyin telafisi vardır, sandığın telafisi yoktur. Pikniğe daha sonra gidilir. Tarladaki işler ertesi gün de yapılır ama sandık önümüze 5 yılda bir gelir. Sizlerden sabahın çok erken saatlerinden itibaren oy verme yerlerine gitmenizi, oraları bayram yerlerine çevirmenizi özellikle rica ediyorum. Sadece kendiniz gitmekle kalmayacaksınız, başka yerlerdeki akrabalarınızın da mutlaka sandığa gitmesini sağlayacaksınız. 28 Mayıs’ta bir kez daha sandığa kadın elinin gideceğine inanıyorum. Sizlere güveniyorum. 40 yılı bulan siyaset yolculuğumuzda hep kadınlarımızla omuz omuza yürüdük. Biz bugünlere siyaset mühendislikleriyle değil, analarımızın hayır duasıyla geldik. Önümüze çıkarılan engellerin, hayatımıza kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldik. Bugün bir kez daha altını çizerek ifade etmek isterim ki ülkeye ve millete hizmet mücadelemizin en önemli kahramanları kadınlardır. 3 Kasım seçimleriyle Anadolu ihtilalini başlatanlar kadınlardır. Türk demokrasisini 28 Şubat karanlığından kurtaranlar kadınlardır. Maruz kaldığı onca saldırıda milli iradeye siper olan kadınlardır. 15 Temmuz gecesi tanklara, uçaklara meydan okuyanlar kadınlardır. Tuttukları evlat nöbetiyle terör örgütlerine başkaldıranlar kadınlardır. Türkiye’nin ekonomiden ticarete, hak ve özgürlerden tarıma, turizme, sağlığa tüm alanlarda yazdığı destanın altında siz hanım kardeşlerimizin imzası, alın teri vardır. Başörtünüzden dolayı üniversite kapısından çevrildiğinizde sizler sabrettiniz, kıyafetinizden dolayı iş bulamadığında, işinizden olduğunuzda sizler ümitsizliğe kapılmadınız. Sonuna kadar, pazara kadar değil mezara kadar sizinle beraberim. Tıpkı Nene Hatun gibi Şerife Bacı gibi adınızı tarihe şimdiden altın harflerle yazdırdınız. Ülkemizin tüm cesur kadınlarını tebrik ediyorum" diye konuştu. "50 kadın milletvekiliyle Meliste en çok kadın vekil bulunduran parti yine biziz"
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarına ilişkin de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün akşam Meral Hanım diyor ki ’Erdoğan batırır, Kemal çıkarır’ diyor. Bunlar Rabbimizin buyurduğu gibi gözleri var görmez, kulakları var duymaz. Kalpler mühürlü. Ama bunların böyle bir derdi de yok. Her şey yalan üzerine kurulu. İşte bu yalanlara da gelin pazar günü son verelim. Bıktık bu yalanlardan. Bizden önce 70 yılda yapılamayan hizmet ve reformu biz 21 yıla sığdırdık. Bunu da kadını erkeği ile 85 milyon olarak hep beraber başardık. 78 adet üniversite vardı. Bunların sayısını 208’e çıkardık mı? Türkiye’de 81 vilayetin tamamında üniversitelerimiz var mı? Artık benim Iğdır’daki evladım üniversite için İstanbul’daki okula gelmeyecek. Muş’taki Ankara’ya gelmeyecek. Ya bulundukları ilde isterlerse üniversiteye gidebilecek. Bunları başardık. Bütün bunlarla beraber üniversitelerdeki bu harçları kim kaldırdı. Biz kaldırdık. Daha önce harçlar vardı. Bu harçlardan dolayı üniversite öğrencileri sürekli gösteriler yapıyorlardı. Dedik şunu kaldıralım, bu harç belasından öğrencilerimizi kurtaralım. Bu işi bitirdik. Eğitim ve çalışma hayatı başta olmak üzere ülkemizin beşeri sermayesinin önündeki engelleri biz kaldırdık. Kadınlar haklarını kullanırken başı örtülü ve başı açık ayrımına gidilmesini biz ortadan kaldırdık. Aile içi şiddeti şikayete tabi olmaktan çıkardık. Bireysel takip edilen suçlar arasına aldık. Hem çalışan hem çocuğuyla evinde ailesiyle birlikte hayatını sürdüren kadınların her an yanında olduk. Kısmi süreli çalışma imkanı sağladık. İş gücüne katılım düzeyi yüzde 27’lerde olan kadınlarımız bugün yüzde 36 ile cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. İstihdamdaki kadın sayısını 6 milyondan aldık, 10,5 milyona yaklaştırdık. Kadınları siyasetin nesnesi olmaktan çıkartıp, öznesi haline getirdik. Geçmişte sadece bazı faaliyetlerin aracı olarak görülen kadın kolları teşkilatlanmasını partimizin üç ana sacayağından biri yaptık. Bizden önce yüzde 2’nin altında olan rakamı yer yıl siyasette kadın oranını sürekli artırdık. Bu yıl cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına ulaştı. Meclisin en genç kadın milletvekilleri bizim partimizde siyaset yapıyor. 50 kadın milletvekili ile Mecliste en çok kadın vekil bulunduran parti yine biziz. Kadın kollarımız 6 milyona yakın üyesiyle Türkiye’nin en büyük kadın sivil toplum kuruluşu konumunda" ifadelerini kullandı. "Hiçbir ayrım yapmadan kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik"
Birçok reformu, teşvik ve uygulamayı hayata geçirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim aleyhimizde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığımızdan itibaren pek çok kampanya yürüttüler. Bunlar göreve gelirse kadınları dışarı çıkarmayacak dediler. Bunlar başkan olursa kadınların haklarını elinden alacak dediler. Bunlar sorumluluk üstlenirse insanların hayat tarzına müdahale edecek dediler. Daha bunun gibi bir sürü yalan söylediler. Milletimizi bize karşı kışkırtmaya çalıştılar. Sadece siyasetçiler değil, medya kuruluşları, dernekler, sendika bile bu korku siyasetine alet oldular. Biz bu algı oyunlarına rağmen milletimizin teveccühü ile 1994 yılında göreve geldik. Hiçbir ayrım yapmadan kadınların özgürlük, çalışma, istihdam ve temsil alanlarını genişlettik. Aleyhimizde yapılan onca kara propagandaya karşı hiç kimsenin yaşam biçimine karışmadık. 21 yıllık iktidarlık dönemimizde de bu hassasiyetimizi hep koruduk. Bize kadın hakları konusunda nutuk atanlar, ikna odalarında bizim öğrenci yavrularımıza ne acılar çektirdiler. Ne zulümler yaptılar. Bay bay Kemal önce bunu anlatsın. Kızlarımızın başlarındaki başörtüleri çekip aldılar. İkna odalarında zulmettiler. Bu çileyi çekenler, bu derdi üstlenenler hep bizim yakınlarımızdı. Bay bay Kemal’den bir şey olmaz. İş hayatına kadar kadınlara her türlü zulmü yaptılar. Bize hayat dersi verenler ’1 metrelik bez parçası’ dedi başörtüsü için. Bunu diyen adam her numarayı yapar. Başörtülüleri alır, onlara rozet de takar. Her numarayı yapar. Başörtüsüne hakaret etmekten, yasaklar için mahkemelere koşmaya kadar her türlü faşizmi bunlar sergilediler. Bay bay Kemal sen Diyarbakır annelerinin yanına hiç gittin mi? Niye uğramadın. Sembolik olarak oraya birilerini göndermen bu işi kurtarmaz. Ama Diyarbakır anneleri seni çok iyi tanıyor. İnşallah en büyük dersi de sana onlar verecek. Ağızlarını doldura doldura devlete katil, hatta seri katil iftirası attılar. PKK’sından DHKP-C ve MLKP’sine katil sürüleri söz konusu olduğunda ise bu alçaklara çiçek çocuk muamelesi yaptılar. Şimdi çıkmışlar bu kara sicillerine bakmadan yalan ve iftiralarla milletimizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama yine başaramayacaklar. Kadınları seçim yenilgilerine ortak edemeyecekler. Bu bayat numaraları pazar günü bizzat hanım kardeşlerim çöpe atacak" diye konuştu. "Aile kurumunu güçlü bir konuma oturtacağız"
Aile kurumunun kutsal olduğunun ve bundan taviz veremeyeceklerinin altının çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu CHP, İYİ Parti LGBT‘ci mi? Biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Seçimden sonra önemli olan adımımız bir an önce aile kurumunu güçlü bir konuma oturtacağız. Ve bizden bu adımla birlikte bir şeyi ispatlayacağız. Bunların yerli ve milli olma konusu sadece eşya da değil ailede de ortaya çıkacak. Ne denli bunlar yerli ne denli bunlar milli ne denli bunlar ecdanının yolundan gidiyor, gitmiyor bunları ispatlayacağız. Küresel kültürün ve güçlerin dayatmasıyla giderek adeta veba gibi yayılan bu akımlarla ilgili şimdiden gereken tedbirleri almamız gerekiyor. Pazar günü bunun aynı zamanda bir imtihanıdır. Aile ve Gençlik Bankası ile işte bunu amaçlıyoruz. Çıkmış bay bay Kemal ’Ne kadar borcunuz varsa gelince sileceğiz’ diyor. Parlamentoda yoksun, çoğunluk değilsin nasıl yapacaksın. Cumhur İttifakı var çoğunluk, onların izni olmadan nasıl böyle bir yasal değişikliği yapacaksın. Milletimizi hiçbir şeyi bilmez konumuna düşürüyor. Onun için buna öyle bir Osmanlı şamarı atmalıyız ki bir daha belini doğrultamasın. Önümüzdeki döneme 100 milyar doları bulacak bir kaynağı bu şekilde organize edeceğiz. Senin kaynağın nerede? Ülkemizdeki her kesime destek olacağız. Ev hanımlarının primlerinin üçte birini ödeyerek katkı sağlayacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımda yanlarında olacağız. Evlenecek gençlerimize faizsiz ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yılı vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz” dedi. "Biz ensar olmaya talibiz"
"Sığınmacılar konusunda CHP Genel Başkanının yaptığı gibi Nazi dönemini aratmayan nefret söylemlerine asla başvurmayacağız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Asırlardır mazlumların sığınağı olan bu ülkeye bir daha Boraltan Köprüsü faciası sahnesi gibi utanç sahnelerini kesinlikle yaşattırmayacağız. Bay bay Kemal senin ortakların bu konuda hangi adımı atarsa atsınlar, biz bu ülkede bir defa Suriye’nin kuzeyinde şu anda yaptığımız briket evlerle 600 bin sığınmacıyı o evlere taşıdık, taşıyoruz. Katar ile yaptığımız işbirliği ile de 1 milyon sığınmacıyı inşallah yapacağımız o konutlarda da onları iskan edeceğiz. Biz bir şey yaparken alternatifini hazırlıyoruz. Ona göre de adımı atıyoruz. Böyle sizi kovuyoruz, sizi barındırmayacağız, geldiğimizin ertesi günü bunların hepsini sınır dışı edeceğiz. Şu laflara bakın. Biz ensar olmaya talibiz. Bunlar savaştan kaçarak buralara geldiler. Ama biz savaştan kaçıp bize sığınanlara diğerlerinin yaptığını yapamayız. Bu zihniyet terör zihniyetidir. Onlar bunu rahat yapabilir ama biz yapamayız. Sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşlerini sağlayacağız. Terörden arındırdığımız bölgelere şu ana kadar 554 bin sığınmacı bu şekilde geri döndü. Hayırseverlerimizin bağışlarıyla yapılan 100 bini aşkın briket eve 88 bine yakın aile yerleştirildi. Kalıcı konut projesinin tamamlanmasıyla inşallah bu sayıya 1 milyon daha eklenecek. Almanya, Amerika bu tür Suriyeli muhacirleri alıyor. Biz bir Amerika, Almanya, Fransa kadar bu tür mültecilere kapımızı açamayacak kadar biz sıradan bir ülke miyiz. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Ülkemizin hedefleriyle buluşması noktasında sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Aileye sahip çıkmak sadece devletin görevi değildir. Aile kurumuna ve gençlere sahip çıkmak başta kadınlar olmak üzere tüm toplumun vazifesidir. Güçlü aile güçlü millet demektir. Buradan hareket ediyoruz."