Türkiye savunma sanayisinde kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor.
Savunma alanında güçlü ve bağımsız olamayan milletlerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir.
Savunma sanayi duraklamayı kaldırabilecek bir alan değildir. Daha ileriye gitmek, daha gelişmişini üretmek mecburiyetindeyiz
Teknolojik bağımsızlık her zamankinden önemli hale gelmiştir.
Ülkemizin nüfuzundan ve gücünden rahatsız olanlar, Türkiye'yi eskisi gibi istikrarsızlık batağında mahkum edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Geçmişte aldıkları derslerle yetinmeyenlerin şimdi gözünü 2023'e diktiği anlaşılıyor.
Türkiye'nin demokratik hukuk devleti niteliğine yönelik her saldırıyı engelleyerek, her oyunu bozarak yolumuza devam edeceğiz.
Hedefimiz, kritik hiçbir alanda dışarıdan ihtiyaç duymayacak bir savunma sanayi geliştirme ve üretim altyapısı inşa etmektir.
Türkiye'nin amacı kendi haklarını korumaktır.
Yüzde 70'i aşan yerlilik ve millilik oranı önemli olmakla birlikte maruz kaldığımızı ambargoları düşündüğümüzde henüz yetersiz durumdayız.
Şu ana kadar gerçekleştirdiğimiz atılımlar sayesinde bölgesinde oyun kuran bir konuma ulaşmak henüz bir başlangıçtır.
Türkiye kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor.
Türkiye, dünyada kendi savaş gemisini tasarlayıp üretebilen 10 ülkeden birisidir.
Deniz araçlarımızın silah ve radarları milli ürünlerle donatıldı.
Kaybedecek tek bir anımızın olmadığı bilinciyle, çalışıyor, üretiyor, mücadele ediyoruz.
Çok daha büyük projeler üzerinde çalışıyoruz, 5 yıl içinde hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Bugün 2 adet acil müdahale ve dalış eğitim botu, 2 yeni SAT botu ve 8 adet süratli devriye botunu Deniz Kuvvetlerine kazandırıyoruz.
Savunma sanayinde, takip eden değil takip edilen, tüketen değil üreten, yeniye öncülük eden bir üst aşamaya artık geçmemiz gerekiyor.
Hedefimiz İHA, SİHA, TİHA yanında insansız ve otonom deniz araçlarının da dahil olduğu kara, hava ve deniz unsurlarımızın müşterek görev icra edeceği seviyeye ulaşmaktır.
GİRESUN'DAKİ SEL
İçişleri Bakanımı, Bekir Pakdemirli Bakanımı, Murat Kurum Bakanımı bölgeye gönderdim, vekillerimiz de orada. Kurumlarımız orada çalışmalarını sürdürüyor. Yıkılan köprüler var, yıkılması gerektiği için orada yıkılan köprüler var.
Bakanlarımın bana söylediği 'Biz bunu yaşamadık' diyorlar. O kadar ağır bir felaket...
Devlet olarak buradaki tahribatı, yıkımı Allah'ın izniyle süratle aşarız
