Ankara
Myanmar'daki darbenin yıl dönümünde AA muhabiri, Birleşmiş Milletlerin (BM) yanı sıra insan hakları örgütlerinin açıklama ve verilerini derledi.
Tarihinde daha önce de "darbe lekesi" olan Myanmar'da ordu, 8 Kasım 2020 seçimlerinde hile yapıldığı iddiasıyla 1 Şubat 2021'de ülke yönetimine bir yıllığına el koydu.
Devlet Başkanı Win Myint ile ülkenin fiili lideri olan Devlet Konseyi Başkanı ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii gözaltına alındı.
Ordu ilk başta seçimler yapılana kadar iktidarda kalacağını açıklasa da 1 Ağustos 2021'de Genelkurmay Başkanı General Min Aung Hlaing, ülkedeki olağanüstü hal hükümlerini 2023'e kadar uzattı.
Darbeyle devrilen iktidar partisi Ulusal Demokrasi Birliğinin direniş çağrısına kulak veren halk, 6 Şubat 2021'den itibaren sokaklara dökülerek kitlesel gösteriler başlattı ve ülke genelinde son 15 yılın en kalabalık protestoları düzenlendi.
Başkent Nepido'da 19 Şubat'ta düzenlenen darbe karşıtı protestolarda, başından ağır yaralanarak hastaneye kaldırılan 20 yaşındaki Mya Thwate Thwate Khaing ordu müdahalesinin ilk kurbanı oldu. Ülke, Mart ve Nisan 2021'de darbe sonrası en kanlı günleri yaşadı.
Cuntanın ülkede kontrolü ele geçirmesinin etkileri yalnızca siyasi arenada değil günlük yaşamda dahi hissedildi. Öğretmenler, doktorlar başta olmak üzere çok sayıda kamu görevlisi darbeye karşı sivil itaatsizlik başlattı.
2 bin 901 kişi öldü, 143 kişi idam cezasına çarptırıldı
Siyasi Tutuklulara Yardım Kuruluşunun verilerine göre, ülkede darbeden bu yana 282'si çocuk 2 bin 901 kişi hayatını kaybetti.
Gözaltına alınan 17 bin 525 kişiden 13 bin 719'u hala demir parmaklıklar ardında.
Askeri mahkemeler, 143 kişi hakkında idam kararı verdi.
BM uzmanlarına göre, darbeden bu yana en az 38 bin ev yerle bir edildi, bu da 1,1 milyondan fazla kişinin yerlerinden edilmesine yol açtı.
Guterres, şiddet ortamında seçimden endişeli
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, sözcüsü Stephane Dujarric aracılığıyla yaptığı açıklamada, askeri yönetimin, şiddet sürerken seçim düzenleme niyetinin, durumu daha da kötüleştirmesi riskinden dolayı endişeli olduğunu ifade etti.
Hava saldırılarının yoğunlaştığı ve sivillere ait evlerin yakıldığı kaydedilen açıklamada, siyasi liderlere, sivil toplum aktörlerine ve gazetecilere yönelik tutuklama, gözdağı ve tacizin sürdüğüne dikkati çekildi.
Açıklamada, halkın siyasi haklarını özgürce kullanabilmelerine imkan sağlayan bir ortam sağlanmadan önerilen seçimlerin, istikrarsızlığı şiddetlendirme riski olduğu belirtildi.
BM'nin Myanmar'da ordunun Şubat 2021'den bu yana süren eylemlerinden doğan birçok kırılganlığın üzerine eğileceğine dair taahhüt verilen açıklamada, ancak bunun için etkilenen tüm toplumlara tam ve engelsiz erişim gerektiği vurgulandı.
İnsan haklarında son derece geriledi
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, yaptığı yazılı açıklamada, Myanmar'da ordunun yönetimde olduğu 2 yılda, ülkenin oldukça geriye gittiğini bildirdi.
Türk, "Myanmar her zamankinden daha çok krize battı ve insan haklarında son derece geriledi." ifadesini kullandı.
Askeri yönetimin sivilleri korumaya yönelik uluslararası hukuka riayet etmediğini belirten Türk, darbeden bu yana halkın hava saldırıları, işkence ve köylerinin yakılması gibi durumlara maruz kaldığına işaret etti.
Türk, darbenin ardından 70 bin kişinin ülkeden ayrılmak zorunda kaldığını kaydetti.
"İnsan haklarının durumu katlanılamaz bir hal aldı"
Uluslararası Af Örgütünden Myanmar'daki darbenin ikinci yılına ilişkin yapılan açıklamada, ordunun ülke genelinde insan haklarına saldırısını sonlandırmak için küresel eylemin gerekli olduğu belirtildi.
Açıklamada, Myanmar ordusunun iki yıldır keyfi olarak gözaltına almaya, işkenceye ve fütursuzca öldürmeye devam ettiğine dikkati çekildi.
Darbeden bu yana ölenlerin, gözaltına alınanların, idam cezasına çarptırılanların olduğu ülkede, hakkında idam kararı verilen 4 kişinin cezasının infaz edildiği belirtilen açıklamada, Myanmar'da 7,8 milyon çocuğun eğitim hakkından mahrum kaldığı vurgulandı.
Açıklamada, BM ve ülkelerin göstericilere destek mesajları vermekten daha fazlasını yapması gerektiği ifade edildi.
BM Güvenlik Konseyinde Myanmar'ın eski fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Suu Çii ile diğer siyasi mahkumların serbest bırakılması çağrısı yapılan karar tasarısının onaylanmasından memnuniyet duyulduğu belirtilen açıklamada, hükümetlerin siyasi mahkumların serbest bırakılması için daha fazla baskı yapması gerektiğinin altı çizildi.
Açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesine Myanmar'a kapsamlı bir silah ambargosu uygulaması çağrısında bulunuldu.
Ülkeler ve şirketlerden de ambargoya konu olan söz konusu ürünlerin doğrudan veya dolaylı tedarik ve satışını durdurmaları istenen açıklamada şu değerlendirmede bulunuldu:
"Myanmar'da insan haklarının durumu katlanılamaz bir hal aldı. Birçok hükümet harekete geçilmesine yönelik çağrılara önem verse de bu, ordunun ihlallerini durdurmaya yetmiyor. Ordunun vahşetini durdurmaya yönelik etkili ek adımlar atmadan önce uluslararası toplum, bir başka iki yılın daha değil tek bir günün dahi geçmesine izin vermemeli."
Açıklamada görüşlerine yer verilen Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar Bölgesel Direktör Yardımcısı Ming Yu Hah, ülkedeki krize küresel anlamda yeterli tepki gösterilmediği için ordunun ülke genelinde insan haklarına saldırabildiğine dikkati çekti.
Hah, Myanmarlıların tehlikelere ve yargılamalara rağmen barışçıl protestolarını sürdürdüğünü belirtti.
Bu arada askeri yönetimin, bu yıl genel seçim düzenleyeceği açıklandı. Öte yandan bu genel seçim planı, ordunun iktidarı sandık yoluyla ele geçirme ve bunu normalleştirme girişimi olarak görülüyor.
Avustralya Ulusal Üniversitesinde Güneydoğu Asya üzerine çalışmalar yürüten Hunter Marston, Uluslararası Af Örgütüne yaptığı açıklamada, seçim olursa, bunun özgür, adil ve tüm ülkeyi kapsayıcı olmayacağını ifade etti.
Marston, Myanmar'da bu yıl barış ve istikrar arayışının oldukça kasvetli olduğunu belirtti.
Devrik lider Suu Çii'ye 33 yıl hapis cezası
1 Şubat 2021'de gözaltına alınan Suu Çii'nin gözaltı süresi defalarca uzatıldı ve aylarca avukatlarıyla görüşmesine izin verilmedi.
14 Haziran 2021'de yargılanma süreci başlayan Suu Çii hakkında, Kovid-19 tedbirlerine uymadığı gerekçesiyle Ulusal Doğal Afet Yasası'nı ihlal etme, seçimlerde hile yapma, zimmetine para geçirme, rüşvet kabul etme, isyana teşvik etme, Devlet Sırları Yasası'nı, iletişim kanununu, ithalat ve ihracat yasalarını ihlal etme suçlamaları bulunuyor.
77 yaşındaki devrik lider, toplamda 33 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Darbeyi kınayan uluslararası toplum yaptırım uygulasa da insan hakları örgütleri ve aktivistler, bunların ordu için yeterince caydırıcı olmadığını savunarak BM Güvenlik Konseyine Myanmar'a silah ambargosu uygulaması çağrısı yaptı. Ancak bu konuda ilerleme kaydedilmedi.
BM Myanmar Özel Danışma Konseyinin, "Ölümcül İş: Myanmar Ordusunun Silah Üretimini Tedarik Etme" adlı raporunda, ABD, Avrupa, Asya ve Orta Doğu'dan 13 ülkedeki silah üreticisi firmaların, Myanmar ordusuna silah üretiminde kullanılan malzemeleri sattığı belirtildi.
Darbenin yıl dönümünde Myanmar genelinde yapılması beklenen "sessiz protestolar" kapsamında halkın evlerinden çıkmaması ve iş yerlerini açmaması planlanıyor.