90 bin mahkum ve tutukluya tahliye yolunu açan infaz düzenlemesinin yanlış hazırlandığını belirten Davutoğlu, "Mevcut düzenleme kimlerin çıkacağını, kimlerin içeride kalacağını düşünüyor. Bu yasa Koronavirüs ile mücadele kapsamında bir tedbir mi yoksa örtülü bir af mı? Bir af yapılacaksa da ayrı bir denklemle sağlıklı şekilde yapılması lazım. Bu infaz yasası Koronavirüs'e yönelik bir tedbir ise kesinlikle bunu karşılayacak nitelikte değil. Eğer buysa ölçü, virüsten etkilenmesi muhtemel tutuklu ve hükümlüler kimlerdir, onlara çözüm bulunmalı. Suçun mahiyetine bakılmaksızın. O yüzden biz yaşlılar, çocuklu kadınlar, sağlık sorunları olanların tahliye edilmesi gerektiğini söyledik" ifadelerini kullandı.
"CUMHURBAŞKANI FİKİR DEĞİŞTİRDİYSE BUNU AÇIKLAMASI LAZIM"
"Böyle bir infaz yasası eşitlikçi, ayrımcı olmayan, objektif kriterlere göre yapılmalı" diyen Davutoğlu, "İlkesel olarak tutuklu yargılanmaya karşıyız. Çok özel bir neden yoksa tutuklu yarılananlar serbest bırakılabilir. Birlikteyken Sayın Cumhurbaşkanı, 'kişisel suçları affedemeyiz, devlete karşı işlenen suçları affedebiliriz' şeklinde bir ilke açıklamıştı. Bunun mantığı var. Bu yasada devlete karşı işlenen suçları dışarıda bıraktı, kişilere karşı işlenen suçları kapsama aldı. Sayın Cumhurbaşkanı fikir değiştirdiyse, bunu kamuoyu ile açıklaması lazım. Eğer kişilere karşı işlenen suçlarda esnek davranırsanız mağdurların vicdanını yaralamış olursunuz" şeklinde konuştu.
"BUNU KAMU VİCDANI KABUL EDER Mİ?"
Yolsuzlukla mücadele edilmesi gereken bir dönemde böyle bir yasanın vicdani olmadığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bir de kamu vicdanını rahatsız etmemesi lazım. Bu yasada zimmet, gasp, rüşvet, irtikap affediliyor. Birisi rüşvet almışsa 4 yıl, zimmete 5 yıl, gasp varsa 6 yıl hüküm giyiyor. Yasa diyor ki bu suçlar yüzde 50 indirime tabi. Sonra diyor ki 3 yıl cezası olanlar bunu dışarda adli kontrolle geçirebilir. Yani yolsuzlukla ilgili kişiler 6 yıl ceza almışsa yarın bu yasa ile dışarı çıkacaklar. Bunu kamu vicdanı kabul eder mi? Yolsuzlukla mücadele edilmesi gereken bir dönemde üstelik. Bunun yanında düşünce açıklamış bir gazeteci, bir siyasi, bir bilim adamı, şiddete bulaşmadan düşüncesini açıklayanlar, zaten hapis yatmaması gerekirken, kapsam dışında bırakılıyor. Bir gazeteci tutuklandı. O istifade etmeyecek de devleti kaynaklarını zimmetine geçiren dışarı çıkacak. Bunu kabul etmek mümkün mü?"