Partide il ve ilçe başkanlarını atama yetkisinin genel başkandan alınarak MKYK’ya verilmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarındaki mesafeyi büyüttü. Davutoğlu partisinin dünkü grup toplantısında veda ediyormuşcasına bir konuşma yaptı. AK Parti’ye yakın gazetecilerden Hürriyet Gazetesi Yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü “AK Parti'deki gelişmeler nereye gider” başlıklı yazısında şöyle dedi:
“Davutoğlu, MKYK’da yaşananlardan sonra mesajını dünkü grup toplantısında verdi.
Kimine göre manifesto gibi bir konuşmaydı. Kimine göre bir veda konuşması, kimine göre ise kılıçların çekilmesiydi.
…
AK Parti grubunda hava neydi?
Basın locasında kameramanlar Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın görüntülerini çekmeye çalışıyorlardı. Ama bulamadılar.”
Selvi’nin iki isme dikat çekmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Davutoğlu’nun yerine damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak ya da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı düşünüyor olmasıydı.
Selvi, Davutoğlu’nun konuşmasını ne kılıç çekme, ne teslimiyet olarak olarak yorumladı. Selvi’yhe göre “Davutoğlu bir duruş gösterdi.”
Devamında Selvi şunları yazdı:
“Dünkü AK Parti grubundan sonra MYK toplantısında Başbakan’a, ‘Sözleriniz bir veda konuşması gibi algılandı. Öyle bir şey var mı?’ diye soruluyor. Başbakan aynen şu karşılığı veriyor: ‘Ben henüz kararımı vermedim. Karar aşamasındayım. Değerlendiriyorum. Bu gece Miraç Kandili, tefekkür edeceğiz. Tezekkür edeceğiz. Muhasebemizi yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’nın hukuku, benim hukukumdur. Onun ailesi benim ailemdir. Görevimizi şimdiye kadar yaptık, yine de yaparız. Ama Türkiye’ye ve AK Parti’ye zarar verecek bir hareketin içinde olamayız.”
Toplantıdan sonra konuştuğum bir MYK üyesi, Başbakan’ın sözlerini, ‘Sayın Başbakan ucu açık bir şekilde konuştu’ diye tanımladı.
Bu söz perşembe günü yapılacak Cumhurbaşkanı-Başbakan görüşmesine ilişkin beklentileri artırdı. Bu aşamada bir istifadan söz edilmiyor ama perşembe günkü görüşme kritik.
Cumhurbaşkanı-Başbakan ilişkisinde dört kırılma noktasından söz ediliyor:
1 - 7 Haziran seçimleri öncesinde milletvekili listeleri konusunda yaşanan kırgınlık.
2 - 12 Eylül kongresi öncesinde MKYK listesine öfkeli bir şekilde müdahale.
3 - Bakanlar Kurulu listesinde yaşanan gerilim.
4 - MKYK’da yetki devri.
Peki bu ilişki tamir edilemez bir noktada mı?
O noktada olmadığı söyleniyor. Çözüm zor ama imkânsız değil.
Sorunu çözecek iki kişi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu…
Burada, ‘uyum ve istikrar’ sözcüklerinin altı çiziliyor. Ya Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında soruna yol açan pürüzler giderilerek güvene dayalı bir ilişki modeli tesis edilecek ya da gereği yapılacak.
Demirel, ‘Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir’ derdi. AK Parti cephesindeki gelişmeleri dikkatle takip etmekte yarar var.”
Davutoğlu’nun MYK’da "Cumhurbaşkanı’yla perşembe günü görüşeceğim, kararımı o zaman vereceğim” dediği, hatta istifaya hazırlandığı iddiaları olağanüstü bir hareketliliğe yol açtı. Ancak toplantıya katılan MYK üyeleri bu iddiaları doğrulamadılar.