Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne hitap etmek üzere gideceği Strazburg’a hareketi öncesi Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, “Avrupa Konseyi Bakanlar Konseyi’nin başkanlığını yüklendiğim dönemde Sayın Dışişleri Bakanımız da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi başkanlığı görevini üstlenmişti. O dönemde gerçekten Avrupa Konseyi müktesebatına çok ciddi katkılar sağlayan önemli girişimlere öncülük etmiştik. Avrupa insan hakları reformuna yönelik çalışmaların yürütülmesi, bağımsız insan hakları mekanizmalarının güçlendirilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Avrupa Birliği’nin taraf olması, o günlerde özellikle Tunus’ta başlayan demokrasi rüzgarı esnasında Tunus’ta destek verdiğimiz anayasa çalışmalarının hala başarıyla süren çalışmalardan biri olduğunu görmek, Avrupa Konseyi’nin taşıdığı önem ve Türkiye’nin yaptığı katkılar bağlamında hepimiz için önemli bir dönüm noktası. 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi de Avrupa Konseyi bağlamında yaptığımız çalışmaların çarpıcı bir örneğini teşkil etmektedir. Bu görüşmelerde Avrupa Konseyi içindeki rolümüzün güçlendirilmesi ve oradaki meclis çalışması kapsamında Türkiye’nin görüşlerinin dile getirilmesi, uluslararası alanda Avrupa Kıtası’nı ilgilendiren konularda bundan sonra daha etkin bir rol oynamamız bağlamında önemli bir misyon üstlenmiş olacaktır. Bu ziyaretimizin başarılı geçmesi temennisiyle inşallah yarın ülkemize döneceğimizi de belirtmek istiyorum” diye konuştu.
“TÜRKİYE CİDDİ BİR MUHATAPTIR, SÖZ VERDİĞİ ZAMAN YAPAR”
Davutoğlu, bir Alman gazetesinde yer alan Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin vize serbestisini ekleyeceği bir maddeyle sınırlandırmak istediği yönündeki haberle ilgili, “Avrupa Birliği normlarının en önemlilerinden biri ahde vefadır. Şuana kadar Türkiye özellikle 29 Kasım 2015’ten bu yana gerçekleştirdiği zirvelerde üzerine düşen bütün hususları, verdiği bütün sözleri gerçekleştirdi. Şuana kadar resmi olarak bize iletilmiş herhangi bir konu yok. Ben bu aşamaya geldikten sonra bütün bu süreci geriye döndürecek bir adımın AB tarafından ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerin liderleri tarafından atılacağına ihtimal vermiyorum. Çünkü 28 ülkenin lideriyle defalarca bu konuyu ele aldık. Türkiye üzerine düşeni yaptığı zaman; ki şuanda 75 ana şarttan 17’si geride kaldı, mayıs ayına kadar bunun tamamlanacağına inanıyorum. Gelirken grup başkanvekilimizle de konuştum, Meclis’teki çalışmaları, 8 uluslararası sözleşme ve adli yardımlaşmayla ilgili yasa çalışmalarının tamamlanmasıyla bunlarda önemli mesafe alınacak. Böyle bir gelişmeye ihtimal vermiyorum. Ben muhataplarımı hep ciddiye alırım. Türkiye ciddi bir muhataptır, söz verdiği zaman yapar, söz verilen hususların yapılması konusunda da hiçbir taviz göstermez. Bu karşılıklı bir taahhüttür. Eğer AB bu konuda gerekli adımları atmazsa Türkiye’nin de atması gereken adımları atması beklenmez. Gazetelerde yapılan yorumlar üzerinden, ciddiye aldığım Avrupalı muhataplarım hakkında bir yorumda bulunmak istemem. Önümüzdeki günlerde tekrar bir araya geleceğiz. Haziran ayında inşallah vize muafiyetinin devreye gireceğini düşünüyorum. Olmaması halinde Türkiye’nin taahhütlerine bağlı kalmasını kimse bekleyemez” değerlendirmelerinde bulundu.
“DÜNYANIN TÜRKİYE’YE SADECE TEŞEKKÜR BORCU VARDIR, HESAP SORMA HAKKI VE HADDİ KİMSENİN OLAMAZ”
ABD Başkanı Obama ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılan görüşmede Rus tarafının Türkiye sınırından Suriye’ye silah ve terörist sızdığını iddia ettiği yönündeki haberlerle ilgili bir soruya cevap veren Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin gıyabında herhangi bir iki ülkenin yaptığı görüşmenin bizim için bir kıymeti harbiyesi bu anlamda yoktur. Kendi aralarında her türlü konuyu görüşebilirler ama Türkiye sınırlarıyla ilgili nihai sözü sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti söyler. Hiçbir başka ülkenin bu konuda, hele hele kapalı kapılar arkasında görüşme yapmasının bir anlamı da yoktur, kıymeti de yoktur. Bu zaten basına intikal eden bir bilgi ama arka planda ne vardır, ne için böyle bir spekülatif haber yayınlanmıştır, bunlar değerlendirmeye ihtiyaç hissedilen hususlardır. Türkiye sınırları, 5 yıldır süren bir iç savaşın tam bir yıkım gerçekleştirdiği Suriye’de sadece mültecilere insani bakımdan açık olmuştur. Şuanda Türkiye’nin misafir etmekte olduğu mülteciler göz önüne alındığında, dünyanın Türkiye’ye sadece teşekkür borcu vardır, hesap sorma hakkı ve haddi kimsenin olamaz.”
Başbakan Davutoğlu, Kilis’e düşen roketlerle ilgili Genelkurmay Başkanlığı tarafından anında mukabele ve misil anlamında gerekli tedbirlerin alındığını, bundan sonra da bu tedbirlerin sürdürüleceğini dile getirdi.
İHA