Tüm dünyada en sık rastlanan besinsel eksiklik olan demir eksikliği, özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu. Demir eksikliğinin tüm dünyada kaç çocuğu etkilediğine dair kesin bir veri olmasa da anemi, demir eksikliğinin dolaylı bir göstergesi olarak ele alındığında, gelişmekte olan ülkelerde okul öncesi çağdaki çocukların çoğunda ve gelişmiş ülkelerdekilerin de en az yüzde 30-40’ında demir eksikliği görüldüğü tahmin ediliyor.
Demir eksikliğinde eritrosit, bir başka deyişle kan hücreleri yapımının etkilenmesinden çok önce merkezi sinir sistemindeki demir azalıyor. Bu azalma dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi beyin hücrelerinin haberleşmesinde görevli olan maddelerin üretimi, fonksiyonu ve parçalanmaları için gerekli olan demire bağımlı enzimlerin aktivitesini bozuyor. Bunun sonucunda da, beynin hızla büyüdüğü ve temel psikomotor becerilerin kazanıldığı süt çocukluğu (1-12 ay) döneminde oluşan demir eksikliği zeka gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Öyle ki zeka katsayısı (IQ) kalıcı olarak, olması gereken düzeyin yaklaşık 5 puan altına düşebiliyor.