HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Pendik'te yaklaşık 3 aydır grev yapan seramik işçilerini ziyaret etti. Ziyaret sırasında Sarıyer'deki terör operasyonunda polisin silahından çıkan kurşunla ağır yaralanan ve tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde dün hayatını kaybeden Dilek Doğan ile ilgili konuşan Demirtaş, "Çok büyük bir dram. Mesela Başbakan çıkıp bunu yuhalatacak mı acaba çok merak ediyorum, yoksa acısını mı paylaşacak? Sorumluları açığa mı aldıracak? Annesini duydunuz. 'Biz Maraş'tan ölümden kaçtık buraya geldik, evladımızı burada dizimizin dibinde öldürdüler' diyor. Her gün Türkiye'de bu tür dramlar yaşanıyor, ortada siyasi sorumlu yok. Herhalde bir bakana sorsanız yine sırıtacaktır. Fakat bu katliamların, bu cinayetlerin yargı karşısında hesabı sorulacaktır. Kimse bu iktidara güvenerek suç işlemesin. Hiçbir polis, vali, kaymakam kimse bunlara güvenerek suç işlemesin; çünkü arkalarında sürekli bunlar durmayacak. Herkes hukuka göre işini yapsın kardeşim. Hukuk bu ülkede er veya geç hakim olacak ve geriye doğru bütün suçların hesabı sorulacak. Bundan emin olsun herkes" diye konuştu.
"İŞÇİLER SESLERİNİ DUYURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Türkiye'de kamu ve özel sektörde iş güvenliğinin olmadığını söyleyen Demirtaş, "Gerek özel sektörde gerek kamusal alanda Türkiye'de emekçinin canı, emeği maalesef hak ettiği değeri bulmuyor. İş cinayetleri sadece bu yılın 9 ayında 1300'ü buldu. İşçilerin çalıştığı yerlerde can güvenliği yok, hem iş güvenliği yok, hem de aldıkları ücret insani değil. Hak arama hürriyeti gerek yargısal açıdan, gerek idari açıdan kapalı olduğu için işte bu tür grevlerle emekçiler, işçiler seslerini duyurmaya çalışıyor.Biz eğer ülkemizde emekçiyi, işçiyi, çalışanı, üreteni insanca bir yaşama kavuşturmak istiyorsak hem siyasetin risk üstlenmesi gerekir, parlamentonun bütün bu gidişatı değiştirecek yeni bir Anayasa ile başlayacak radikal kararlar alması gerekir" diye konuştu.
"BAŞBAKAN BİZİMLE ALAY EDİYOR"
Türkiye'de çalışanların insanca yaşayabilmesi için aylık ortalama 5 bin TL alabilmesi gerektiğini belirten Selahattin Demirtaş,
"Uçuk bir rakamdan söz etmiyorum. Yani 5 bin TL bugünkü Türkiye koşullarında bir işçinin, çalışanın insanca yaşayabilmesi için asgari limitidir aslında. Biz asgari ücreti 2 bin TL yapalım dediğimizde Başbakan bizimle alay ediyor. Biz 1300 TL yapacağız diyor. 1300 TL İstanbul'da, Bursa'da, Kocaeli'nde, İzmir'de, Antalya'da ev kirasi değil. 1300 TL asgari ücret olur mu olmaz mı o da daha belli değil.
Bizim 2 bin TL asgari ücret olsun dediğimizde alay eden iktidar 1000 TL'lik bardaklardan su içiyor. Böyle bir rezillik olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
"HAKKIMIZI ARARIZ VATAN HAİNİ İLAN EDERLER"
Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soma'da katlediliriz tekmelerler bizi, greve çıkarız gazlarlar bizi, hakkımızı ararız vatan haini ilan ederler, yürüyüş yaparsınız terörist olursunuz, barış istersiniz bombalanırsınız ve çıkarlar alay ederler sizinle. Cenazelerinizle, taziyenizle alay ederler. Bunlar kader değildir kardeşlerim. Biz aynı partide buluşmak zorunda değiliz; ama aynı ilkelerde ve insanlık onurunda buluşmak zorundayız. Bu işin Kürt'ü Türk'ü, Alevisi Sünnisi yok. Açız, yoksuluz, perişanız ama çoğunluk biziz. Ülkemizi bizler yönetelim. Mecbur değiliz bunlara. Türkiye'nin yüzde 5'lik nüfusu ülkenin yüzde 70-80 kaynağını yiyor, kimse sesini de çıkaramıyor."
Selahattin Demirtaş konuşmasının ardından grev çadırındaki işçilerle bir süre sohbet etti; daha sonra toplu fotoğraf çektirip alkışlar ve sloganlar eşliğinde buradan ayrıldı.