İstanbul
Türkiye İş Bankası tarafından ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünün kullanımına sunulan insansız su altı planörü "Deniz Kaşifi", Marmara Denizi ve Akdeniz’deki keşiflerinin ardından oksijen seviyelerinin en düşük noktalara gerilediği kritik dönemde yeniden Marmara’da suya indirildi.
İlk araştırma keşfini 12-16 Ocak 2023 tarihleri arasında Marmara Denizi'nde yapan cihazın, ikinci Marmara seferinde, müsilaja yönelik risklere odaklanması, böylece, bu risklerin ilk defa detaylı bir şekilde araştırılması ve kapsamlı bir veri seti ortaya konması hedefleniyor.
"Deniz Kaşifi"nin ikinci kez Marmara sularına indirilmesi dolayısıyla İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı ve Sürdürülebilirlik Lideri Gamze Yalçın, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Barış Salihoğlu ve Müdür Yardımcısı Devrim Tezcan’ın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.
Yalçın toplantıda yaptığı konuşmasında, "Somut çözüm önerisi geliştirmekten bahsediyorsak öncelikle sorunu ve ortamını çok iyi anlamalı ve analiz etmeliyiz. İşte Deniz Kaşifi ismini verdiğimiz insansız su altı planörü glider cihazı da tam bu iş için tasarlanmış. Bugüne kadar Marmara Denizi'nde, Akdeniz'de epey veri topladı, bugün tekrar Marmara Denizi’ne salınmasını izliyoruz. Bu alanda çalışmalarımız tabii ki bitmedi, başka pek çok projemiz var deniz ekosistemine yönelik olarak. Önümüzdeki aylarda biraz daha somut verilerle birlikte onları paylaşıyor olacağız." dedi.
Yalçın, veri temelli, bilime dayanan her işin çok değerli olduğunu, İş Bankası olarak bu tür çalışmaları desteklemeye, daha iyi çalışmalarla bu alanda var olmaya devam edeceklerini bildirdi.
Deniz Kaşifi’nin çalışmalarında elde edilen verileri değerlendiren Tezcan ise cihazın, oşinografinin temel parametreleri olan sıcaklık, tuzluluk, oksijen miktarı gibi ölçümleri yapabildiğini ama en önemli özelliğinin, besin tuzu ve azot ölçer sensörleri olduğunu, ayrıca 60 gün denizde kalabildiğini ve belli dönemlerde su üstüne çıkarak verilerini uydu üzerinden aktardığını belirtti.
Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ocak ayında Marmara Denizi'nde kapsamlı bir izleme çalışması gerçekleştirdik. İstanbul Boğazı'nın çıkışında Çınarcık Çukuru'nun üzerindeki istasyonumuzda aynı yerde dalıp çıkacak şekilde programladık, bu sayede profil elde ettik. Çok yüksek çözünürlükte bir veri ile Karadeniz'den gelen 'jet' diye tabir ettiğimiz, İstanbul Boğazı’ndan geçen akıntının etkilerini çok güzel gördük. Saatler içinde jetin Marmara’ya etkisi değişebiliyor, bu çok önemli bir bulgu. İlk defa bu yapı, ölçümlerle ortaya çıktı."
Ölçüm yapılan fiziksel parametrelerin yanında, akıntı hakkında da önemli bilgileri Deniz Kaşifi sayesinde elde ettiklerinin altını çizen Tezcan, Marmara'dan ilk defa bu kadar kesintisiz, yüksek çözünürlükte bir veri setinin toplandığını kaydetti.
"Deniz Kaşifi'nin bize verdiği veriler çok kritik"
Salihoğlu ise video konferans ile katıldığı toplantıdaki konuşmasında, "Eğer denizlerimizdeki mevcut durumun, ekosistemin durumunun, denizlerden sağladığımız faydaların daha da iyileştirilmesi için ortaya çözüm önerileri koyacaksak her şeyden önce deniz ekosistemlerini doğru anlamamız lazım. Bugün denizlerimiz üzerinde başta iklim değişimi baskısı olmak üzere, kirlilik ve kontrolsüz avcılık baskıları mevcut. Ama iklim değişikliği ve kirlilik, denizleri çok fazla etkilemekte." ifadelerini kullandı.
Deniz Kaşifi'nin elde ettiği verilere atıfta bulunan Salihoğlu, Akdeniz'de yüzey suyu sıcaklıklarındaki artışın devam ettiğini, Marmara Denizi'nde ise belli bir seviyenin altındaki oksijensiz bölgenin çok ciddi sorunlar yarattığını vurguladı.
Marmara'da insan ve kirlilik baskısının aynı şekilde sürdüğünü, bir düşüş ya da artış görmediklerini aktaran Salihoğlu, "Deniz Kaşifi'nin bize verdiği veriler çok kritik, kirliliğin ne seviyede olduğunu görüyoruz, fiziksel dinamikler bu sistemi nasıl etkiliyor, görüyoruz. Bu fiziksel dinamiklerin yarattığı baskıyı değiştirmek için elimizde bir mekanizma yok. Neyi değiştireceğimize dair çözümler üretiyoruz." diye konuştu.
Salihoğlu, Akdeniz’de bir an önce kirlilik baskısının ortadan kaldırılması, avcılığın ekosisteme dayalı olması ve koruma alanlarının yüzde 30’a çıkarılması, Marmara'da ise derindeki suyun üzerindeki kirlilik baskısının azaltılması, kritik oksijen seviyelerinin üzerine çıkılması ve sürdürülebilirliğin ötesine geçerek ekosistem temelli balıkçılığın benimsenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Toplantının ardından Deniz Kaşifi, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün Bilim-2 Gemisi'nden, Adalar açıklarında denize bırakılarak buradaki ikinci görevine başladı.