Eskişehir
Karayolları'nda işçi olarak çalışan 57 yaşındaki Çöllü'nün ailesiyle yaşadığı 3 katlı bina, 6 Şubat'taki depremlerde yıkıldı. Baba Adem, eşi Sultan, kızları 21 yaşındaki Hatice Kübra ve 12 yaşındaki Kevser Nur Çöllü ikinci katında yaşadıkları binanın enkazı altında kaldı.
Adem ve Sultan Çöllü çifti depremden yaklaşık 4 saat sonra kendi imkanlarıyla enkazdan çıktı ancak Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ikinci sınıfta öğrenim gören kızı Hatice Kübra ile diğer kızı Kevser Nur hayatını kaybetti. Çöllü'nün 22 yaşındaki oğlu Ömer Faruk ise iş görüşmesi için geldiği Eskişehir'de bulunduğundan depreme yakalanmadı.
Eskişehir'e gelen çift, Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı Doğan Aslan Bey Yurdu'na yerleştirildi.
Yaşadıkları depremi ve evlatlarına özlemini AA muhabirine gözyaşlarıyla anlatan Adem Çöllü, enkazdan eşiyle güçlükle çıktıklarını, kızlarını ise kurtaramadıklarını söyledi.
Kızlarını kurtaramamanın acısını her zaman yüreğinde hissettiğini belirten Çöllü, şöyle devam etti:
"Hepsi çok değerliydi yavrularımın. 'Kızım' kelimesi yok ağzımda. Bulamıyorum öyle bir şey. Mutluluğu bulamıyorum. Çocuk büyüteceğim, okula göndereceğim. Yok öyle bir sevgi. Öyle bir duyguyu bulamıyorum. Benim çocuğum üniversiteye gidecek, büyüyecek. Ben mürüvvetini... Hayır, yok böyle bir şey. Nerelerde? Arıyorum o sevgiyi. Babalar Günü geldi. Babalar Günü'nde hangi çocuk bana ' baba' diyecek. Ben hangi çocuğa 'yavrum, kızım' diyeceğim? O sevgiyi bulamıyorum. O tadı, lezzeti göremiyorum."
"Nasıl o gün akşam edebilirim?"
Çöllü, iki kızının da asla kendisini üzmediğini, kırmadığını, çevrelerindeki herkesin sevgisini kazanarak dünyadan göçtüğünü dile getirdi.
Babalar Günü'nü artık düşünmek bile istemediğini vurgulayan Çöllü, "O günüm nasıl geçecek? Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı... Bayramın birini öksüz gibi geçirdim. Şimdi Kurban Bayramı geliyor. Nasıl geçer bu bayram? Babalar Günü'nü, ben o günü nasıl doldurabilirim? Nasıl o gün akşam edebilirim?" diye konuştu.
Kızlarının geçen yıl Babalar Günü'nde kendisine hediyeler verdiğini aktaran Çöllü, şu ifadeleri kullandı:
"Kızım Babalar Günü'nde çok güzel bir tespih almış, üzerine de kutusunu yaptırmış. Böyle ismimi yazdırmış. 'Babalar Günü'nüz kutlu olsun benim babacığım' diye. Enkazla o da gitti. Yavrumun eseri. Ne güzel bir tespihim vardı. Onu hiç unutmazdım. Yavrumun bana hediyesi diye elimde çekmezdim. Hep cebimde gezdirirdim. Unutamayacağım bir şey. Daha bana neler yapmadı o kızım. Bana gömlek aldı getirdi. Çok severdi beni. Ben de onu çok severdim. Küçük kızım bana gitmiş çorap almış. Babacığım 'Babalar Günü'n kutlu olsun' diye boynuma sarılıp sarılıp öptü. Okul bayramlarında, 23 Nisan'da diğer günlerde hep böyle resimleri vardı Kevser'imin. Nasıl unutabilirim eserlerini, nasıl unutabilirim o güzel şeylerini. Onların hepsi gözümün önünden perde perde geçiyor. Beni kahrediyor. Öldürüyor, bitiriyor. Arıyorum, özlüyorum. Çok özlüyorum. Çok göresim geldi ikisini de. Çok özlüyorum yavrularımı."
Çöllü, bundan böyle oğlu Ömer Faruk'un mutluluğunu görmenin tek tesellisi olduğunu sözlerine ekledi.