(İHA)
“ÖLDÜRÜCÜ BİR HASTALIK OLMAYAN MS, BULAŞICI DA DEĞİLDİR”
MS hastalığının kısmi de olsa özürlere neden olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Levent Kor, “Özellikle gençler arasında kazalar dışında nörolojik özre en fazla sebep olan sinir sistemi hastalığı olarak kabul edilmektedir. Öldürücü bir hastalık olmayan MS, bulaşıcı da değildir. MS için kalıtsal bir hastalık demek doğru değildir. MS’in nedeni veya seyrini etkileyen faktörler kesin olarak belli olmayıp; bugüne kadar virüsler, bakteriler ve toksik gibi bazı etkenler öne sürülmüş, ancak bu etkenlerin hiçbiri kanıtlanmamıştır” diye konuştu.
Uzm. Dr. Kor, hastalığın nörolojik belirtiler ile geliştiğini ve daha sonra duraklayıp düzelme sürecine girdiğini belirterek, “MS’li hastaların çoğunda-yüzde 85, hatta yüzde 90’ında ataklar ile başlamaktadır. Hastaların yüzde 10-15 kadarında ise MS, başlangıçtan itibaren, uzun yıllar boyunca ilerleyerek seyretmektedir. MS’in ataklar ile seyrettiği durumlarda da hastalık aynı şekilde ilerleyici hale dönüşebilmektedir” ifadelerini kullandı.
“SICAK İKLİMLERDE DAHA AZ RASTLANILIYOR”
Uzm. Dr. Kor, hastalığın sıcak bölgelerde çok daha az rastlanıldığını, ekvator kuşağında neredeyse hiç görülmediğini, buna karşılık hem kuzey, hem de güney yarım kürede; kutuplara yaklaştıkça hastalık oranının giderek arttığını söyledi. Kor, buna örnek olarak da, “Akdeniz Bölgesi’nde İtalya’da ve İspanya’da 100 bin kişi içerisinde 50 ile 60 kişide MS görünürken, bu oran Almanya’da 100 binde 80’e, İngiltere ya da İskandinav ülkelerinde ise 100 binde 100-120 gibi rakamlara yükselmektedir. ABD’nin kuzey kesimleri ile Kanada’nın bazı yerlerinde MS hastalığının görülme sıklığı 100 binde 200’e kadar ulaşabilmektedir. Coğrafi yerleşimden bağımsız olarak, bazı ırklarda -özellikle sarı ırktan olanlarda-, daha az MS’li vaka görülmektedir” diyerek hastalığın coğrafi koşullarla da ilintili olduğunu kaydetti.
Uzm. Dr. Kor, MS’in kadınlarda, 20-40 yaşları arasındaki genç erişkinlerde, beyaz ırktan olanlarda, ılıman ve soğuk iklim kuşağında yaşayanlarda, ailesinde MS olanlarda, sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyi yüksek olanlarda daha sık görüldüğüne dikkat çekti.
“MS CİDDİ SAĞLIK PROBLEMLERİNE YOL AÇAR”
Uzm. Dr. Kor, MS hastalığının ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
“Bağışıklık sisteminin bir şaşkınlığı sonucu oluşan ve merkezi sinir sistemini etkileyen MS hastalığında; beyin, beyincik ve omurilikte seyreden sinir lifleri ve onların etrafındaki kılıflar etkilenmektedir. Vücut kendinden olan dokuyu yabancı gibi algılayıp, ona karşı bir reaksiyon oluşturmakta ve söz konusu dokuda hasar ortaya çıkarmaktadır. Bu dokular sinir lifleri ve kılıfları oluşturduğu için kola, göze, bacağa giden iletilerde aksama meydana gelmektedir. Bu aksama sonucunda ise görme kaybı veya bulanıklık, kol, el ve bazen hem kol hem de bacakta güçsüzlük; yürüyüşte bozulmalar ve dengesizlik ile konuşmada ağırlaşma ve peltekleşme ortaya çıkabilmektedir. Bağışıklık sistemindeki şaşkınlık sonucu vücut kendi dokusuna bir zarar verdiği için MS’e ait belirtiler genellikle geçicidir. Çünkü vücut bir süre sonra bu yanlışlığı fark ederek, kendini düzeltilmeye çalışmakta ve sonuçta iyileşme sürecine girilmektedir.”
“GÖZDE GÖRME KAYBI VEYA BULANIKLIĞA SEBEP OLUR”
Hastalığın ilk belirtilerinin gözde görme kaybı veya bulanıklığa sebep olabileceğini kaydeden Özel Optimed Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Kor, “Çift görme, konuşmada zorluk, kollarda veya bacaklarda güçsüzlük ve uyuşukluk, ellerde titreme, yürüme güçlüğü veya dengesizlik, ince hareketlerde beceri kaybı şeklinde olabilmektedir. Ancak bu belirtilerin, tek başlarına MS hastalığına özgü olmayıp; nörolojik kökenli veya diğer birçok hastalıkta da görülebileceği unutulmamalıdır. Sözü edilen belirtilerin hiçbiri aslında MS hastalığına özgü değildir. Bu belirtiler sık görülebilen ve farklı nedenlerle ortaya çıkabilen belirtilerdir. Görme bozukluğunun ortaya çıkması göze ait bir neden yüzünden de, başka nörolojik bir neden yüzünden de olabilir. Aynı şekilde kol ve bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik gibi belirtilerin hepsi çok çeşitli nörolojik hastalıklarda görülebilmektedir. Bu nedenle özellikle kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta nörolojik belirtiler ile karşılaşıldığı zaman, bu durum bir nörolog tarafından değerlendirilmelidir” dedi.
MS tedavisinde ilk başvurulması gereken sistemin Magnetik Rezonans Görüntüleme (MRG) olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Kor, “MRG incelemesi sonucunda, beyin veya omurilikteki değişikliklerin yüzde 95-100 oranında hastalıkla uyumlu olması durumunda, MS tanısı konulabilmektedir. Tanıyı doğrulamak, güçlendirmek ve hastalık ile ilgili bazı ayrıntılı bilgileri almak söz konusu olduğunda, belden su alma yoluna da gidilebilmektedir. ‘Uyarılmış potansiyeller’ denen elektrofizyolojik yöntemler ise hastalığın, sinir sistemindeki bazı yapıları ne denli etkilediğini göstermektedir” ifadelerini kullandı.
MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Tedavi yöntemi olarak özellikle atakların tedavisinde, kortizonlu ilaçların kullanılabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Kor, “Doz miktarı sağlık merkezine göre 3-10 gün arasında değişiklik gösterebilmektedir. Serum tedavisinden sonra ağızdan kortizon uygulaması şart değildir. Serum ile verilen yüksek doz kortizon, sanılanın aksine genellikle ciddi bir yan etkiye yol açmaz. Ancak tedavi sırasında hastanın tuzsuz yemesine ve tatlı yememesine dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında bazen ‘ACTH’ içeren ve gene vücudun kortizon salgılamasını düzenleyen bir diğer tedavi seçeneği de uygulanabilmektedir. Atak tedavisinde tüm MS ataklarının tedavi edilmesine gerek duyulmayabilir. Hafif geçirilen ataklar ya da başka bir deyişle kişinin günlük yaşam aktivitelerini engellemeyen, çok rahatsızlık vermeyen atakların tedavi edilmesi her zaman gerekmeyebilir. Bazı ataklar tedavi edilmeden kendiliğinden düzelme gösterebilir. Bununla birlikte kortizon tedavisi, atakların daha çabuk sürede düzelmesini sağlamaktadır. Çok ağır ve başka hiçbir tedaviye yanıt vermeyen nadir ataklarda ise plazmaferez denilen özel bir tedavi şekli uygulanabilmektedir” şeklinde konuştu.
Hastalığa bağlı olarak gelişen bazı belirtilere ve sekellere yönelik atak tedavisi dışında ‘semptomatik tedavi’ denilen yöntemlerin de kullanıldığını belirten Kor, “Örneğin, zaman zaman bacaklarda görülen kasılmalar ve sertlikler, ilaçlar ve özellikle fizyoterapi tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir. ‘Fatigue’ olarak adlandırılan ve kolay yorulabilme veya halsizlik halleri belirtisi veren MS’li hastalarının bir kısmında yine birtakım ilaçlar kullanılabilmektedir. Rehabilitasyon uygulamaları MS ile ilgili bazı hareket kısıtlılıklarında çok yararlı sonuçlar verebilmektedir. Mesane fonksiyon bozuklukları ile diğer belirtilere yönelik başka ilaçlar ve yaklaşımlar da bulunmaktadır” dedi.
Uzm. Dr. Kor, hastalığın sık ataklı ve ilerleyici şekillerinde ‘immunsupressif’ denilen bağışıklık sistemini baskılayarak etki gösteren ilaçlar kullanılabildiğini, bu ilaçların da bağışıklık sistemini düzenleyici etkileri olduğunu belirtti.
Sağlık
Detaylarıyla MS hastalığı
Nöroloji Uzmanı Dr. Levent Kor, Multipl Skleroz (MS) hastalığının kendisini nörolojik birçok hastalıkta kendini gösterebildiğini belirterek, “MS ancak belirtilerin sıklaşmasıyla nörologların yapacağı muayeneler sonunda ortaya çıkıyor. MS ve Ataklar Merkezi sinir sistemini oluşturan beyin, beyincik ve omurilik gibi yapıları etkileyen ve genç erişkinlerde görülen MS, aslında, ‘bir hastalık’ değil, ‘hastalıklar grubudur. MS’in, gelişim süreci içerisinde çok farklı seyreden ya da hastadan hastaya büyük farkların görülebileceği değişik tipleri bulunmaktadır” dedi.