İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
Muhterem arkadaşlarım, değerli misafirler, basınımızın değerli temsilcileri, haftalık toplantımızın başında sizleri en kalbi duygularımla birlikte hürmetle selamlıyorum. Toplantımızı takip eden vatandaşlarımızı hasretle selamlıyorum.
Nereye gideceğimizi bilmiyorsak takip edeceğimiz herhangi bir yolun hiçbir ehemmiyeti yoktur. Attığımız adımlar geriye gitmeden sürekli ileriye doğru olmalıdır. Bunu yaparken sağ duyunun yörüngesinden ayrılmamak lazımdır. Bize göre doğru siyaset buluşturan, yakınlaştıran, kucaklaştıran ve kutupları teker teker aşındıran ahlaklı siyasettir. Sınıflı bir toplum yapısını reddediyoruz.
HİÇBİR PARTİYLE KATEGORİK OLARAK ALIP VEREMEYECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK
Siyasette hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz bir şey yoktur. Sert veya yumuşak tavrımız fertlerin fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan ziyade ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyoruz.
Dünya görüşleri başka başka olsa da yöre, köken ve siyasi tasavvur farklılıkları zaman zaman ikili veya çoklu diyaloğun üzerini örtse de ilk Meclis'in fedakarlık timsali mebusları bağımsızlık ortak paydasında cesaretle birleşmişlerdir. İlk Meclis'te görev alan her mebusun fikri mazisi, siyasi menşei, şahsi mizacı başka başka olsa da inançları birdi, hedefleri birdi, emekleri birdi, sevdaları birdi. Gazi Meclis'te o dönem görev alan merhum ve muhterem mebuslar birbirlerinin kökenine, yöresine, anasının diline bakmadılar. Birbirlerinin siyasi meşrebini sorgulamadılar. Birbirlerinin giyimini, kuşamını, feshini, sarığını dert etmediler. Polatlı'dan top sesleri duyuluyorken hesap yapmadılar, makam düşünmediler. Yumruklarını birbirlerine değil, müstevlilere sıktılar. Bilmenizi arzu ederim ki bu sözlerim bir yanda aklımı diğer yanda da vatan sevgisi ile çarpan yüreğimin bastırılmaz sesidir.
SINIRLAR YENİDEN ÇİZİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Başımızda sınırlar yeniden çizilmeye çalışılırken Meclisimiz uzlaşma içinde hem ülkemize hem de coğrafyamıza yol gösterici olacaktır. İktidar ve muhalefeti ile Meclis'imizin hasımlarımıza korku verecek şekilde çalışması özellikle böyle bir dönemde elzemdir. Siyasi rekabeti dönüştürme teşebbüslerine izin vermeyeceğimize inanıyorum. Bu görüşlere yanlış diyecek siyasi namus sahibi bir milletvekili ya da vatan evladı var mıdır?
BİZ DURDUK YERE EL VERMEYİZ
DEM sıralarına giderek elimi uzattım. Bu tutumum önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ya da anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler zavallıdır. Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el ilk Meclis'in ve sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin yanan aydınlığıdır. Uzattığım el, gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifidir. Biz, gelişigüzel, can sıkıntısından el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. DEM'e düşen sorumluluk bu samimi elin kıymetini anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir.