Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, programda 2018 Hac organizasyonu, TDV vekaletle kurban kesimi programı, din istismarı ile mücadele, yaz Kur’an kursları gibi başlıklarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığına din görevlisi alımı yapacaklarını ifade eden Başkan Erbaş, “Bu yılın sonuna doğru 9 bin 500 kişi alacağız. Bunların 6 bini İmam Hatip, 3 bini Kur’an kursu öğretmeni, 500’ü ise müezzin kayyum olacak. Bu yılın sonuna doğru sınav yapacağız. İlahiyat fakültesi, İlahiyat ön lisans, imam hatip liselerinden mezun olmuş arkadaşlarımıza bir fırsat tanımış olacağız. O sınavı aralık ayında yapacağız, sınavdan hemen sonra da alımları yapacağız” dedi. Erbaş, Hacca giden vatandaşların hac farizasını yerine getirerek ‘hacı’ unvanını aldıklarını ve ziyaretlerini de tamamlayan hacıların kafileler halinde yurda dönmeye başladıklarını da söyledi.
“HAC ORGANİZASYONUMUZDAN VATANDAŞLARIMIZ ÇOK MEMNUN”
Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonunda 40 yıllık bir tecrübesi olduğuna dikkat çeken Erbaş, şöyle devam etti:
“Her yıl çok iyi bir şekilde değerlendirmeler yapıyoruz. Bir önceki yıllarda yapmış olduğumuz yanlışlarımızı, hatalarımızı, eksiklerimizi yapmamaya çalışıyoruz. Örneğin, geçen yıl hac mevsimi sonrası yapmış olduğumuz raporlama, değerlendirme toplantılarında acaba önümüzdeki yıl bunları daha iyi nasıl yapabiliriz düşüncesiyle hareket ediyoruz. Çok şükür bu yıl daha sistematik, daha hatası, eksiği az bir hac organizasyonu geçiriyoruz. Vatandaşlarımız da çok memnun, yapmış olduğumuz memnuniyet anketlerinde bunu görüyoruz. Gerek sağlık hizmetlerimiz, gerek servis hizmetlerimiz ve diğer imkanları hacılarımıza sunma noktasında çok şükür, güzel bir ekip çalışması yapıyoruz. Başka ülkelerden insanların da Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığının bu organizasyonunu gördüklerinde kendilerine örnek almaları da bizi oldukça mutlu ediyor. Allah’a şükür ediyoruz.”
Erbaş, hac kontenjanını arttırmak için görüşmelerin yapıldığını belirterek, “Bu yıl 80 bin kadar vatandaşımızı hacca götürdük, 2 milyon insanımız bekliyor. Kura sistemiyle bunları belirliyoruz, kat sayı sistemini uyguluyoruz. 10 yıl önce müracaat etmiş olanlar 100 kere kuraya giriyorlar. Geçen yıl müracaat etmiş olanlar 4 kere kuraya girmiş oluyorlar, bu şekilde bir metot uyguluyoruz” ifadelerini kullandı. Bu yıl Suudi Arabistan Hükümeti’nin aldığı bir kararla yurt dışında kurulan şirketlere kontenjan verdiğini dile getiren Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her şirkete 500 kontenjan verdi. Önceleri yurt dışına ayrı kontenjan veriyordu, bu sene vermediler. Bizim de üç şirketimiz ancak kurulabildi, bin 500 kontenjan aldık, diğerlerini yurt içindeki kontenjandan karşılamış olduk. Yani yurt dışındaki kardeşlerimize yurt içindeki kontenjanlardan kullandırmış olduk. İnşallah önümüzdeki yıl bu şirketlerin sayısı arttıkça yurt dışından hac için götüreceğimiz vatandaşımızın sayısı daha da artmış olacak inşallah.”
“DİN İSTİSMARINA KARŞI SEFERBERLİK BAŞLATTIK”
Dini istismar eden FETÖ, DEAŞ gibi örgütlerle mücadele noktasında çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Erbaş, şunları kaydetti:
“Din İşleri Yüksek Kurulumuz hem DEAŞ’la ilgili hem de FETÖ ile ilgili çalışmalar yaptı. 15 Temmuz işgal girişiminden sonra Din İşleri Yüksek Kurulumuz olağanüstü bir ’Din Şûrası’ yapmıştı. Orada alınan kararlardan sonra ortaya çıkarılan raporlardan kitaplar oluşturduk, ’Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı’, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları’ndan, ’Örgütlenmiş Din İstismarının Tahlili FETÖ’, yine Diyanet Vakfımıza bağlı İslam Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) hazırlanan ’Gülen Yapılanması - 15 Temmuz’a Giden Süreçte FETÖ’nün Analizi ve Tavsiyeler.’ Bu çalışmalarımızı biz özet haline getirdik. ’DEAŞ Dehşete Dayalı Bir Din İstismarı’ ve ’FETÖ Din İstismarının Arkasına Gizlenen Terör Örgütü’ isimli 1 milyon adet kitapçık bastırdık ve dağıttık. Ülkemizin 81 ilinde, pek çok ilçesinde Diyanet İşleri Başkanı olarak ben, başkan yardımcılarımızın tamamı, genel müdürlerimiz, birim amirlerimiz, daire başkanlarımız, il müftülerimiz, ilçe müftülerimiz büyük bir seferberlik başlattık. Konferanslar, paneller, cami sohbetleri, cami dersleri yaptık. Diyanet İşleri Başkanlığı, İlahiyat Fakülteleri, İmam Hatip Lisesi öğretmenleri, medreseler olarak dini asli kaynaklardan eğitimini alarak öğrenen bizler din istismarına karşı yürütülen seferberliğe katkı sağlamalıyız. Vatandaşımızı bilgilendirme, bilinçlendirme noktasında gayret içerisinde olmalıyız.”
Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“İstiyoruz ki Kur’an ve sünnet çizgisinde bir din algısı insanımıza ulaştırılsın, bunun için gayret ediyoruz. Öyle manzaralarla karşılaşıyoruz ki, hiçbir din eğitiminden geçmemiş birileri öyle din istismarı yapıyor ki, yüzlerce insanı topluyor, onları bir şekilde etki altına aldıktan sonra bunu menfaate çeviriyor.”
430 BİN 8 KURBAN HİSSESİ BAĞIŞI YAPILDI
“Diyanet Vakfımızı kuranlardan Allah razı olsun, 1975 yılından bugüne çok büyük hizmetler yaptı. Rahmeti Rahman’a kavuşan büyüklerimize Allah rahmet eylesin, hayatta olanlara sağlık, afiyet diliyorum. Türkiye Diyanet Vakfı, çok büyük bir iyilik adımıdır” diyen Erbaş, “Her yıl sadece kurban kampanyası değil, binlerce yurt içinde ve yurt dışından gencimize, çocuğumuza eğitim katkısı sağlıyor. 30 kadar ilimizde Türkiye Diyanet Vakfı’nın çalıştırdığı yurtlar var. Şu an öyle zannediyorum 6 bin kadar öğrencimiz bu yurtlarda barınıyor. Diğer hizmetlerin yanında tabii kurban hizmetinde özellikle bu yıl çok iyi bir kampanya yürüttük. Allah razı olsun vatandaşlarımızdan, devlet adamlarımızdan, büyük katkı sağladılar. Geçen yılın iki katı kadar bir rakama ulaştık bu sene elhamdülillah. Bu yıl 430 bin 8 adet hisse bağış yapıldı. 145 ülkede bu kurban hisselerini fakir-fukaraya, garip gurebaya ulaştırmış olmanın huzurunu yaşıyoruz, mutluluğunu yaşıyoruz. Tabii Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz infakla ilgili, vermekle ilgili, veren el olmakla ilgili 250 kadar yerde bizi uyarıyor, insanlığı uyarıyor” ifadesini kullandı.
“YAZIN CAMİLERİMİZE, KUR’AN KURSLARIMIZA DEVAM EDEN ÖĞRENCİLERLE İLETİŞİMİNİZİ DEVAM ETTİRİNİZ”
Erbaş konuşmasını sonunda din görevlilerine seslenerek şöyle konuştu:
“İmamlarımıza ben şunu söylüyorum: Yazın camilerimize, Kur’an kurslarımıza devam eden öğrencilerle iletişiminizi devam ettiriniz, irtibatlarınızı devam ettiriniz, onları kış sezonunda, yani okulların açıldığı dönemde Cumartesi ya da Pazar günleri hiç olmazsa bir namaz vaktinde camilerimize davet edelim ve yazın öğrendiklerimizi tekrarlayalım. Eğer öğrenilen bilgiler tekrarlanmazsa unutuluyor. Camilerimizle gençlerimizin, çocuklarımızın irtibatını bu şekilde devam ettirelim inşallah.”
(İHA)
