Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İsrail’in Müslüman coğrafyasının bağrına bastığı topraklarda Müslümanlara yönelik her türlü zulmü reva gördüğünü belirterek, “Yaklaşık bir asır kadar önce Filistin topraklarında barış ve huzura son verilerek, fitne ve zulmün tohumları ekildi. Barışın yurdu bu topraklara girdiği günden bu yana uluslararası hukuku ve insan haklarını yok sayarak, büyük bir kaos oluşturdu. İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ordu Akyazı Mahallesi’nde bulunan Akyazı Uhud Camii’nde hutbe iradında bulundu. Hutbede İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulme dikkat çeken Erbaş, burada dünyanın en tahrip edici bombalarının altında masum çocukların, kadınlar ve insanların hedef gösterildiğini söyledi. Erbaş, “Yüce dinimiz İslam, barış, esenlik, adalet ve merhamet dinidir. İslam’a göre bütün insanlar, din, can ve mal dokunulmazlığına sahiptir. Rahmet elçisi olarak gönderilen sevgili Peygamberimiz (S.A.S.), savaşın da bir ahlakı ve hukuku olduğunu tüm dünyaya öğretmiştir. Allah Resulü (S.A.V.), savaşta dahi olsa kadınlara, yaşlılara, çocuklara, mabetlere, hatta bitki ve hayvanlara asla zarar verilmemesini emretmiştir. Müminlerin bayramı olan bu mübarek cuma gününde yine yüreklerimiz buruk, gönüllerimiz ise mahzundur. Hz. Ömer’in özgürleştirdiği ve barış yurduna dönüştürdüğü Kudüs’te, Filistin’de yine masum canlar hayattan koparılmaktadır. Mümin kardeşlerimiz yerlerinden ve yurtlarından edilmektedir. Dünyanın en tahrip edici bombaları altında masum çocukların, kadınların, eli silahsız insanların ve yaşlıların feryatları, vicdanı ve insafı olan herkesi derinden yaralamaktadır” ifadelerine yer verdi. “İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü”
İsrail’in Mescid-i Aksa’nın dokunulmazlığını ihlal ettiğini belirten Erbaş, “Yaklaşık bir asır kadar önce Filistin topraklarında barış ve huzura son verilerek, fitne ve zulmün tohumları ekildi. İsrail, Müslüman coğrafyanın bağrına saplanan paslı bir hançer gibi işgal ettiği topraklarda Müslümanlara zulmün her çeşidini reva gördü. Barışın yurdu bu topraklara girdiği günden bu yana uluslararası hukuku ve insan haklarını yok sayarak, büyük bir kaos oluşturdu. Bunu destekleyen güçler ve destekler, insanlığın en kadim şehirlerinden biri olan ve ilahi dinlerin kutsal kabul ettiği Kudüs’ün saygınlığına halel getirdi. İlk kıblemiz ve kutsal mabedimiz olan Mescid-i Aksa’nın dokunulmazlığını ihlal etti” dedi. “İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürmüştür”
Hutbesinde dünyada savaş, işgal ve küresel krizlerin arttığını, İsrail’in de Gazze’yi adeta dünyanın en büyük açık hapishanesine dönüştürdüğünü söyleyen Erbaş, “Maalesef bugün dünyamız savaşlar, işgaller ve küresel krizlerle kuşatılmış vaziyettedir. Bu vahim durumun bedelini ise en çok zayıflar, mazlumlar ve çocuklar ödemektedir. İşte Filistin ve Gazze’de yaşananlar bunun en açık örneğidir. İsrail, bir Filistin şehri olan Gazze’yi yıllardır dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürmüştür. Abluka altına aldığı Gazzeli kardeşlerimizin en temel ihtiyaçlarını temin etmelerine bile engel olmaktadır. Kardeşlerimiz yerinden ve yurdundan edilmiştir. Mal ve mülkleri haksız bir şekilde ellerinden alınmıştır. Onlara hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmamıştır. Siviller, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, topyekûn bir halk korkunç silahlarla, bombalarla katledilmiştir. Gazze’de bugün tüm dünyanın gözü önünde tarihin en büyük zulmü yaşanmaktadır. Bütün bu baskı ve zulümlerin karşısında Müslümanlara özgürlük mücadelesinde direnmekten başka çare kalmamıştır” diye konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, tüm Müslümanların birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi gerektiğine, Filistinli Müslümanlara destek olunması gerektiğine dikkat çekti. Erbaş, şunları söyledi:
“İnşallah yüreklerimiz İslam için toplu vursun, Kur’an için toplu vursun, kardeşliğimiz için toplu vursun, Müslümanların her yerde ve her zaman birliği ve beraberliği için toplu vursun. Mehmetçiğimiz ve şanlı ordumuz, peygamber ocağı askerlerimiz, şanlı ordumuz karada, denizde ve havada yurt içinde ve sınır ötesinde düşmanla, terörle ve terör gruplarının arasındaki güçlerle mücadele ederken, onların başarısı için yüreklerimiz toplu vursun. Buna çok ihtiyacımız var. Geçmişte olduğu gibi bugün de ihtiyacımız var. Atalarımız cephelerde savaşarak bu toprakları kanlarıyla yoğurdu ve bize emanet etti.”
Erbaş, hutbe iradının ardından dua okuyarak, cuma namazını kıldırdı.