İstanbul
(IUMS)'un internet sitesinde yayımlanan yazılı açıklamada, Nahda lideri Gannuşi ve siyasi tutuklular ile dayanışma içinde olunduğu kaydedildi.
Açıklamada, Tunus yönetimine tutukluları derhal serbest bırakması, onlara özgürlüklerini geri kazandırması, onurlarını koruması ve haklarına saygı duyması çağrısında bulunuldu.
"Şeriat hukuku" ve evrensel insani değerler dengesine göre "özgürlük hakkının" insan haklarının temeli ve adaletin özü olduğu vurgulanan açıklamada, bireysel ve toplu özgürlüklerin "şeriat hukukunun temeli ve ulusu inşa etme ve geliştirmenin dayanağı" olduğuna işaret edildi.
Gannuşi ve diğer siyasi tutuklulara yönelik "zulmü" ortadan kaldırmak için acilen harekete geçilmesi çağrısında bulunulan açıklamada, bu açıklamanın, Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin "Şeriat hukukunun amaçları arasında yer alan insan hakları ve temel özgürlükleri destekleme konusundaki kararlı tutumlarını" ortaya koyduğu vurgulandı.
Açıklamada, başta insan özgürlükleri ve onurunun korunması olmak üzere bu asil hedeflere ulaşmak için ortak eylem ve işbirliğinin önemli olduğunun altı çizildi.
Ülkede "devlet güvenliğine karşı komplo" soruşturmasında onlarca kişi tutuklandı
Tunus'ta 11 Şubat'tan bu yana siyasiler, gazeteciler, aktivistler, hakimler ve iş insanlarını kapsayan gözaltı operasyonları düzenleniyor. Bu operasyonlar kapsamında birçok muhalif cezaevine konuldu.
Bir toplantıdaki sözleri nedeniyle "halkı iç savaşa yönlendirmek" suçlamasıyla 17 Nisan’da evine baskın yapılarak gözaltına alınan Nahda lideri Raşid el-Gannuşi de ulusal ve uluslararası arenadaki tepkilere rağmen 48 saatlik polis sorgusunun ardından tutuklanmıştı.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkede bazı siyasilerin, "devletin güvenliğine karşı komplo kurma" ve "ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar"dan ötürü gözaltına alındığını söylemişti.