Ciddi bir halk sağlığı problemi olarak dünyada önemini koruyan hepatit hastalığına dikkat çekmek amacıyla Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 28 Temmuz ‘Dünya Hepatit Günü’ dolayısıyla farkındalık standı kuruldu. Hastane Kan Alma Birimi’nin bulunduğu hasta bekleme alanında Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı tarafından kurulan stantta hasta, hasta yakınları ve sağlık personellerine hepatitlerin bulaşım yolları ve tanı yöntemleri konusunda bilgi vererek broşür dağıtıldı.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce, Hepatit’in karaciğerin iltihaplanmasıyla sonuçlanan bir hastalık olduğunu ifade etti. Hepatit’e genellikle virüslerin neden olsa da bazı ilaçlar, alkol ve otoimmün hastalıklar gibi diğer faktörlerin de yol açabildiğine işaret eden Doç. Dr. İnce, “Dünya üzerinde 354 milyondan fazla insan viral hepatit virüsleri ile yaşamaktadır. Kronik viral hepatitlere bağlı gelişen karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri halen tüm dünyada ölümlerin önemli bir nedenini oluşturmaktadır” dedi.
“Tek hayat, tek karaciğer”
İnce, “Viral hepatitlerle ilgili farkındalığın artırılması amacıyla Hepatit B yüzey antijenini tespit edip ve HBV aşısını da geliştirerek 1976’da Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nün sahibi olan Dr. Baruch Blumberg’in doğum günü ‘28 Temmuz Dünya Hepatit Günü’ olarak tanımlanmıştır. Dünya Hepatit Günü’nde viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılması sağlanmasıdır. Bu nedenle, Devlet Sağlık Örgütü (DSÖ) her ne şartta olursa olsun, viral hepatitlerin bekletilmeden tespit edilip tedavi edilmesi gereken hastalıklar olduğunu vurgulamak için, bu yıl Dünya Hepatit Günü sloganını ‘Tek Hayat, Tek Karaciğer’ olarak belirledi” şeklinde konuştu. Hepatit’in, farklı tiplerde ve farklı şekillerde bulaşabildiğini dile getiren Doç. Dr. İnce, en yaygın hepatit tiplerinin A, B, C, D ve E olduğunu ifade etti. İnce,
Hepatit enfeksiyonlarının yaygın belirtilerini şu şekilde sıraladı:
“Halsizlik ve yorgunluk, iştah kaybı, mide bulantısı ve kusma, karın ağrısı ve şişkinlik, ateş, ciltte ve göz beyazlarında sararma (sarılık), idrarın koyu renkte olması dışkının açık renkte olması.” Hepatit virüslerinin, enfekte kişinin kanı, vücut sıvıları ve dışkısı yoluyla bulaşabildiğini dile getiren Nevin İnce, bu nedenle paylaşılan iğneler, cinsel temas, kan transfüzyonları, kontamine su ve gıdalar, hamilelik ve doğum gibi durumların hepatit virüslerinin bulaşmasına katkıda bulunduğunu belirtti.
“Kronik hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir”
“Hepatit, akut veya kronik olabilir” diyen İnce, “Akut hepatit, kısa süreli bir enfeksiyonu ifade eder ve bazı vakalarda kendiliğinden iyileşebilir. Ancak, kronik hepatit, uzun süreli devam eden bir enfeksiyondur ve karaciğeri yavaşça hasara uğratır. Kronik hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir” diye konuştu.
Hepatit hastalığının tedavisi, enfeksiyonun tipine ve şiddetine bağlı olarak değiştiğini kaydeden Doç. Dr. İnce, akut hepatitlerde genellikle tedavinin semptomatik destek ve dinlenmeden oluşurken, kronik hepatitlerde antiviral ilaçlar ve bazı durumlarda karaciğer nakli gerekebileceğini bildirdi.
“Düzenli aşılanma önemli”
Hepatit virüslerinin yayılmasını önlemek için aşıların mevcut olduğunu belirten Öğretim Üyesi, düzenli aşılanmanın, hepatit enfeksiyonlarından korunmada önemli bir rol oynadığını dile getirdi. Doç. Dr. İnce, ayrıca hijyenik yaşam tarzı ve bulaşıcı hastalıklar konusunda bilgili olmak da enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.
Hepatit için riskli grupların, enfeksiyonun yayılma yollarına ve hastalığı kolaylaştıran faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebildiğini ifade eden Doç. Dr. İnce, hepatit için riskli grupları belirtmek için dikkate alınması gerekenler hakkında şu bilgileri verdi:
“Hepatit B ve C için riskli gruplar kan ve kan ürünleriyle temas eden sağlık çalışanları, uyuşturucu kullanıcıları ve paylaşılan iğne kullananlar, cinsel yolla bulaşma riski yüksek olan kişiler (birden fazla cinsel partneri olanlar, korunmasız cinsel ilişkiye girenler), düzenli olarak tıbbi prosedürlere maruz kalanlar (dializ hastaları, organ nakli yapılanlar), daha önce hepatit B veya C ile enfekte olmuş olanlar, HBV taşıyıcı olan annelerden doğan bebekler, HIV/AIDS ile yaşayan kişiler.”
Hepatit A ve E için riskli gruplar hakkında da bilgi veren Doç. Dr. İnce; “Hijyenik olmayan şartlarda yaşayanlar veya seyahat edenler (kontamine su ve gıda tüketimi riski yüksek), Hepatit A ve E’ye maruz kalmamış kişiler (aşılanmamış veya geçirilmiş enfeksiyonu olmayanlar), gebelerde hepatit E enfeksiyonu daha ciddi seyredebilir, bu nedenle gebe kadınlar riskli grupta yer alır” dedi.
Hepatit virüsleri dünya genelinde yaygın olarak bulunabildiği ve riskli gruplara ek olarak herkesin hepatit enfeksiyonlarından etkilenebildiğine işaret eden Doç. Dr. İnce, “Bu nedenle, hepatit virüslerine karşı aşılanma, hijyenik yaşam tarzı ve bulaşıcı hastalıklar konusunda bilgili olmak, enfeksiyon riskini azaltmaya ve hastalığı önlemeye yardımcı olur. Hepatit enfeksiyonundan şüpheleniyorsanız veya hepatit aşısı olmak istiyorsanız, sağlık uzmanınıza danışmanız önemlidir” ifadelerine yer verdi.
Hepatit önlenebilir mi?
“Hepatit ekseriya önlenebilir hastalıklardan biridir” diyen İnce, Hepatit virüslerinin neden olduğu enfeksiyonların genellikle dikkatli önlemlerle önlenebildiğini ve bulaşma riskinin azaltılabildiğini belirtti. Hepatit enfeksiyonlarını önlemek için alınabilecek önlemler hakkında bilgi paylaşan Doç. Dr. İnce, “Hepatit A ve Hepatit B virüslerine karşı etkili aşılar mevcuttur. Aşılama, bu virüslere karşı bağışıklık kazanmanıza yardımcı olur ve enfeksiyondan korur. Aşılamayı düzenli olarak yaptırmak, hepatit enfeksiyonlarından korunmada en etkili yöntemdir. Ellerin sık sık yıkanması, kontamine su ve gıdalardan kaçınılması, kişisel hijyene dikkat edilmesi, hepatit A ve E virüslerine karşı önemli koruyucu önlemlerdir. Hepatit B ve C virüsleri cinsel yolla bulaşabilen virüslerdir. Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmak, bu virüslerin bulaşma riskini azaltır. Hepatit B ve C virüsleri kan yoluyla bulaşabilir, bu nedenle uyuşturucu enjeksiyonu gibi durumlarda asla paylaşılan iğneler kullanılmamalıdır. Eğer kan veya kan ürünlerine ihtiyacınız varsa, güvenilir sağlık tesislerinden temin edilmelidir. Aynı zamanda, tıbbi işlemler sırasında sterilizasyon kurallarına dikkat edilmesi önemlidir. Hamilelik ve doğum sırasında Hepatit B virüsü anneden bebeğe geçebilir. Bu nedenle, gebelik sürecinde düzenli doktor kontrolleri ve doğum sonrasında bebeklerin aşılanması önemlidir. Bu önlemler hepatit enfeksiyonlarını büyük ölçüde önlemeye yardımcı olur. Sağlık kuruluşlarının ve hükümetlerin de hepatit enfeksiyonlarıyla mücadelede farkındalığı artırmak ve aşılamayı teşvik etmek gibi önemli rolleri vardır. Hepatit enfeksiyonlarını önlemenin yanı sıra, erken teşhis ve tedavi de enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve hastalıkla başa çıkmak için önemlidir” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.