Prostat kanseri tüm dünyada erkeklerde ikinci en sık görülen kanser olup Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda yaklaşık 1 milyon kişi yeni tanı almaktadır. 40 yaşından sonra prostat kanseri riski arttığından yılda bir kez üroloji kontrolü tüm erkeklere önerildiğini belirten Üroloji Uzmanı, Op. Dr. Tolga Muharrem Okutucu, “Prostat kanseri gelişiminden ağırlıklı olarak genetik faktörler sorumlu tutulmaktadır” dedi.
Son on beş yılda en hızlı gelişme gösteren alanların başında ise prostat kanseri yer alıyor. Prostat bezinin görüntülenmesi teknik yetersizlikler nedeni ile uzun yıllardır istenilen başarıya ulaşılamadığını belirten Medicana Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı, Op. Dr. Tolga Muharrem Okutucu, “Multiparametrik Manyetik Rezonans Görüntüleme (mpMRG) yöntemi sayesinde artık prostatın da diğer organlar gibi yüksek kalitede görüntülerini alabiliyoruz. Bu kesinlik sadece sağlıklı dokuyu değil kanserli dokuyu da bize gösterebildiğinden oldukça önemli. Bu sayede muayene ve PSA yüksekliği nedeni ile tümör şüphesi olan hastalarda biyopsi yapmadan önce hastalığı nerede arayacağımızı daha iyi biliyoruz” dedi.
Op. Dr. Tolga Muharrem Okutucu şöyle devam etti: “Beslenme ve hayat tarzı değişikliklerinin kanıtlanmış bir etkisi olmamakla birlikte diyetle alınan hayvansal yağların azaltılmasının, meyve ve sebze tüketiminin artırılmasının olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir. Tanı ve tedavide halen en kıymetli araçlarımız hasta hikayesi ve muayene olmakla birlikte laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemlerindeki ilerlemeler yüz güldürücü sonuçlar almamıza imkan sağlıyor ve yeni gelişmelerin önünü açıyor.” Prostat Mr-TRUS füzyon biyopsisi ile doğru tanı
Prostat kanserinin erken tanısında hedefe yönelik akıllı biyopsi yönteminin oldukça etkili olduğunu belirten Okutucu, “Multiparametrik Manyetik Rezonans Görüntüleme (mpMRG)’ nin aydınlattığı yolda bir diğer teknolojik gelişme prostat biyopsilerinin hedefe yönelik olarak yapılabilmesini sağlayan böylece doğru tanı oranını arttıran MR- Trans Rektal Ultrason (TRUS) Füzyon biyopsi yöntemidir. Hastanın prostatının MR görüntülerinin bir yazılım programı ile ultrason verileri ile birleştirilip 3 boyutlu görüntü elde etme ve özel bir biyopsi robotu ile biyopsi alma esasına dayanıyor. Klasik biyopsi yönteminde hastalardan standart olarak belirlenmiş noktalardan ultrason eşliğinde çoklu biyopsiler alınıyor. MR-TRUS Füzyon biyopsisi ise her hasta için özel prostat haritalaması yapmaya, yüksek tümör şüphesi olan yerleri önceden belirleyebilmeye ve doğrudan bu noktalardan biyopsi almaya imkan sağlayan bir yöntemdir” ifadelerinde bulundu. Sistem son 7-8 yıldır Türkiye’de de uygulanmaya başlandı
Prostat MR-TRUS Füzyon Biyopsi ile ilgili ilk çalışmalar 2000’li yılların başında ABD’de başladığını söyleyen Okutucu, “Bu prensiple çalışan ilk cihazlar 2005’te onay almıştır. Bugün kullandığımız teknoloji 2008 yılında FDA tarafından onaylanmış olup halen yeni teknolojiler geliştirilmeye devam etmektedir” dedi. Ofis şartlarında bile kolaylıkla uygulanabilen bir yöntem: Hedefe yönelik MR TRUS füzyon biyopsisi
“Hastada mpMRG ile yüksek tümör riski taşıyan noktalar görüntülenip ultrason kılavuzluğunda biyopsi iğnesi doğrudan bu bölgelere yönlendirilir diyen” Okutucu, “Böylece örnek alırken sapma ve hata ihtimali en aza iner. Yine bu yöntem teknik olarak örnek almanın zor olduğu bölgelerden biyopsi almaya imkan tanır. Tekrarlayan biyopsi gereksinimini azaltır. Klinik olarak yüksek riskli tümörlere kesine yakın tanı konulmasını sağlar.
MR TRUS füzyon biyopsisi prostattaki şüpheli lezyonların klinik önemlerine göre sınıflandırılabilmesinin yolunu açmıştır. Bu sayede ileride yalnızca hasta için yüksek risk oluşturan tümörlerin tedavi edilebileceği fikri doğmuştur. Bu teknolojiler klinik olarak önemi düşük olan tümörlerin takibini daha güvenli ve sağlıklı bir temele oturtacağı gibi gelecekte düşük riskli hastalarda fokal tedavilerin başarısına katkı sağlayabilir” şeklinde konuştu.
Ürolojik kanserlerde erken ve doğru tanı, zamanında ve uygun cerrahi tedavi hayat kurtarıcıdır diye vurgulayan Üroloji Uzmanı, Op. Dr. Tolga Muharrem Okutucu, “Robotik Radikal Prostatektomi gibi Minimal invaziv cerrahi uygulamaları hızla gelişip değişmekte, bu tedavilerin başarı oranları artmaktadır” diyerek sözlerini sonlandırdı.