Duygu Delen, 13 Ağustos 2020'de Batıkent Mahallesi'ndeki 5 katlı apartmanın 4'üncü katındaki erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın evinin balkonundan düşerek hayatını kaybetti.
Mehmet Kaplan, tartıştığı kız arkadaşının intihar ettiğini ileri sürdü. Şüpheli ölümün ardından gözaltına alınan Mehmet Kaplan 'kasten öldürme', 'cinsel istismar', 'yağma' ve 'hakaret' suçlamasıyla tutuklandı. Yaklaşık 1 yıl tutuklu yargılanan Mehmet Kaplan, 7 ay önceki duruşmada 'ev hapsi' şartıyla tahliye edildi ancak başsavcılığın itirazının ardından yeniden gözaltına alınarak tutuklandı. Davanın 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bugünkü duruşmasına; sanık Mehmet Kaplan katılmadı. Taraf avukatları ile Duygu Delen'in babası Bülent ve annesi Şenel Delen ise salonda hazır bulundu.
'DÜŞME ANINI GÖRMEDİM'
Duruşmada tanık olarak dinlenen apartman görevlisi Zeki Adıgüzel, olay sırasında karakolda verdiği ifadesini tekrarladı. Duygu'nun düştüğü sırada çimleri suladığını belirten Adıgüzel, şöyle konuştu: "Karakoldaki ifadem doğrudur. O ifadeden sonra gördüğüm ya da başka bir duyumum olmadı. Düşme anını görmedim. Çimleri suluyordum, bir anda bir bayanın yerde yattığımı gördüm. Panik halinde ambulansı aradım. Mehmet Kaplan aşağı inince benimle konuşmadı. O sırada dış tarafa çıkıp, ambulansı yönlendirdim. Ambulans ileriye gitmişti, tekrar geri geldi. O sırada dışarıdaydım, ambulansı evin önüne yönlendirdi. Mehmet Kaplan sadece bana 'Araba ile mi götürsek' diye sordu. Ben de 'Yok ambulans gelecek zaten' dedim. Konuşmamız bundan ibarettir. Herhangi bir ses de duymadım. Sesi duyduğum andan itibaren yanına gitmem çok kısa sürdü. 25-30 metre bir mesafe zaten."
'TARTIŞMA, BAĞIRMA SESLERİ DUYDUM'
Apartman sakinlerinden Dilek Karakurt ise olay anında Duygu'nun sesini duymadığını ancak bir tartışma sesi işittiğini belirterek şunları söyledi: "Düşme anını görmedim. Herhangi bir ses duymadım. Ama tartışma, bağırma sesleri duydum. Ama ne olduğu anlaşılmıyordu. Erkek bağırış sesleriydi. Bayan sesi duymadım. Kavga oluyor sandım. Ne konuşulduğu anlaşılmadı. Benim çalıştığım evin kızı söyledi. Pencereden bakınca polisleri gördüm. Olayı bu şekilde öğrendim. Nasıl ve ne şekilde düştüğünü görmedim. Yerde yatarken gördüm. Daha önceden ikisi ile de tanışıklığım yoktur" diye konuştu.
'KIZ KENDİNİ ATTI DİYE CEVAP VERDİ'
Tanıklardan Samira Seydova ise emniyette verdiği ifadesinin doğru olduğunu ve Duygu'nun düşme anını görmediğini söyledi. Duygu düştükten sonra olay yerine geldiğini ve Mehmet Kaplan'ın kızın başında beklediğini dile getiren Seydova, "Olay yerine geldiğimde kanlar içerisinde yatıyor ve çocuk başındaydı. Başka kimse yoktu. Korkup ne olduğunu sorduğumda 'Kız kendini attı' diye cevap verdi. Daha öncesinden ikisini de tanımam. Kapıcıyı görüp sordum, kendisi de ambulansı beklediğini söyledi. Ben de korkmuştum zaten. Çocuğa da 'Gel bir su iç' dedim. Mehmet Kaplan o sırada istemediğini söyleyerek elinin kanı ile yere vurdu" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUĞUMU PARAMPARÇA ETTİLER'
Duygu Delen'in annesi Şenel Delen da mahkeme salonunda yüksek sesle bağırarak "Çocuğumu geri versinler. Çocuğumu paramparça ettiler. Beyin hücrelerimi öldürdüler. Her gün çocuğumun gölgesi ile yaşıyorum. Son nefesime kadar mücadele edeceğim. O orada nefes alıyor. Benim çocuğumu toprağa verdiler" diyerek tepki gösterdi. Tanıkların dinlenmesinin ardından duruşma savcısı mütalaasını verdi. Savcı, sanık hakkında 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan beraatini, 'çocuğu kasten öldürme', 'hakaret' ve 'konutta yağma' suçlarından ise müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Savcı mütalaasında "Sanığın maktulün telefonuna kıskançlık duygusunu artıran resimler görmesi üzerine tartışmanın itişmeye döndüğünü, olay sırasında kanında alkol ve uyuşturucu bulunduğunu ve tanık beyanları, kısmi ikrar ve telefon inceleme tutanaklarından anlaşıldığı üzere öfke kontrolü sorunu olan ve kıskançlık sebebiyle maktule geçmişte de darp uyguladığı anlaşılan sanığın davranışlarının kontrolü kaybettiğinin ikrarına uygun olarak, darp ettiği, boğazını sıktığı tespitler ve ikamet içerisindeki şiddet ortamını tevşik eden olay yeri inceleme raporları ile uyumlu olarak maktulün direncinin kırılmasına neden olduğunun ve nihayetinde kontrol dışı hiddet haliyle maktulü 4'üncü katta bulunan ikametinin balkonundan attığının kabulünün somut olaya uygun düştüğü, bu surette sanığın 'çocuğu kasten öldürme' suçunu işlediği değerlendirilmiştir" ifadelerini kullandı. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, her iki tarafın avukatlarının mütalaa için süre talep etmesi nedeniyle duruşmayı erteledi.