Çalışanın işyerindeki davranışlarının işyerinde bulunması gereken uyumu bozduğunu, işin yürütümünün olumsuz etkilendiğini düşünen işverenler, çalışanların sözleşmelerini geçerli nedenle feshedebilir.
Feshe neden olabilecek davranışlar, işçinin Kanun’un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır.
Milliyet'ten Cem Kılıç yazdı;
İş Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen davranışlar iş ilişkisinin sürdürülmesinin artık işverenden beklenemeyeceği, işverenin iş sözleşmesini tazminatsız ve derhal feshetmesini haklı gösteren sebeplerdir. Örneğin işçinin işverenine veya vekillerine ağır hakaretlerde bulunması, arkadaşlarına cinsel tacizde bulunması gibi. Geçerli feshe sebep olabilecek davranışlarsa daha hafif olmakla birlikte, işverene tazminatlı fesih imkânı tanıyan nedenlerdir. Örneğin, işçinin işveren aleyhine sözler sarf etmesi, asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması, işçinin geçimsizliği gibi davranışlardır.
DEDİKODUYA DİKKAT
Dedikodu denilen bu durum zaman zaman çalışana baskı uygulanmasına, dışlanmasına sebep olabilmekte ya da en basit sonucuyla zaman kaybettirmektedir. Bu nedenle işyerinde işveren, işveren vekilleri ya da diğer işçiler hakkında rahatsızlık yaratacak şekilde dedikodu yapmak bir geçerli fesih nedeni sayılmıştır. Bu şekilde davranan işçinin, işyerinden uzaklaştırılması amaçlanmakta, çalışma barışının korunması istenmektedir.
Yargıtay’ın incelediği bir olayda, işyeri yöneticisinin kendi eşine, çalışanlardan birisini başka bir çalışanla çok samimi görüp uyardığını söylediği, olayın bu yolla çalışanın eşine de sirayet ettiği mesaj ve mail içerikleriyle ortaya çıkmıştır. Çalışanın davada gösterdiği tanıklardan birisi, şirketteki iki çalışanın yine şirkette çalışan iki kişiyle ilişkileri olduğunu duyduğunu, çalışanların eşlerinin bunu öğrenince yöneticiye çalışanların ilişkilerinin olduğu diğer çalışanları işten çıkar diye baskı yaptıklarını, bunu haricen başka bölge çalışanlarından duyduğunu belirtmiştir. Yöneticinin kendi savunmasında, mail ve mesaj yazışmalarında işyerinde çalışan iki çalışanın yine işyeri çalışanı iki kişi ile ilişkisinin olduğunun belirtildiği, bunların eşinin davacının yönetici olması nedeniyle davacı ile temasa geçtikleri, işyerindeki bu kişilerin işten çıkarılmalarını istedikleri, hatta yöneticinin kendi eşinin de işten çıkarılmasını istediği, bunun üzerine yönetici ile sözü edilen çalışanların eşleri arasında aldatma-aldatmama, işten çıkarma-çıkarmama üzerine bir mail ve mesaj trafiği yaşandığı tespit edilmiştir. Yargıtay bu tespitler doğrultusunda, yapılan dedikodunun işyerinde huzursuzluğa ve işleyişi bozduğuna karar vermiştir. Yapılan feshi geçerli saymıştır.
İŞÇİ KIDEME HAK KAZANIR
Çalışanın iş sözleşmesi dedikodu yaptığı için feshedilse bile işveren çalışana kıdem tazminatını ödemek zorunda. İş akdini bitirmeden önce bildirim sürelerine uymak, uymayacaksa bu dönemin ücretini bir iş karşılığı olmaksızın ödemekle yükümlüdür. Çalışan bildirim süresinde yeni iş arama iznini kullanabilir.
Çalışanın mutlaka savunması alınmalı Bu tür davranışları sergileyen çalışanların öncelikle uyarılması gerekmektedir. Yapılan uyarılara rağmen davranışlarını düzeltmeyen çalışanlardan yazılı olarak savunma talep edilmelidir. Kimse doğrudan ithamlarla ya da belge olsa bile olayın neden bu şekilde geliştiği sorulmadan suçlanamamalıdır. Makul bir süre verilerek yazılı savunma istenmeli, savunma üzerinde düşünülerek değerlendirilmelidir. Savunmanın doğru değerlendirilmesi, işvereni koruyucu bir nitelik taşır. Bu yolla işveren feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığını doğru değerlendirebilecek ve ek yaptırımla karşılaşma ihtimalini azaltacaktır. Feshin geçersiz kabul edilmesi halinde, işçiye boşta geçen dört aylık ücretini ve işe tekrar başlatmazsa mahkemenin takdir edeceği dört ila sekiz aylık ücretini ödeme yükümlülüğü doğabilecektir.