Erdağı, Rektör Ulcay’ın hem akademik teamülleri hem de atama kriterlerini yok saydığını ve atamalarda keyfi davrandığını dile getirdi.
Eğitim Sen Bursa Şubesi’nin açıklaması şu şekilde;
Uludağ Üniversitesinde akademik kadro ilanlarında ve atamalarında keyfilik sınır tanımıyor.
Prof. Yusuf Ulcay Uludağ üniversitesine rektör olarak atanması sürecinden sonra üniversite öğretim üyesi kadro ilanları ile ortaya çıkan sorunlar ağırlaşarak sürmektedir. Rektörün üniversite dışından öğretim üyesi getirme yaklaşımı, adrese teslim ilanların verilmesi ve verilen ilanlarda aranan ek koşulların bilimsellikten, liyakatten ve hizmet gereklerinden uzak, keyfiliği içermesi bardağı taşıran son damlaları oluşturmuştur.
Üniversite içinde kadro bekleyen ya da görevde yükselme/unvan değişliği sınavı bekleyen akademik ve idari personel göz ardı edilerek dışarıdan boş kadrolara keyfi atamalar yapılmaktadır. Yıllardır üniversite bünyesinde akademik çalışma yapan ve kadro bekleyen akademisyenleri tedirgin etmiş, iş barışını bozmuş ve asıl önemlisi bilimsel çalışmaların ve üretimlerin önünü tıkar hale gelmiştir. Gelecek kaygısı taşıyan bir akademik kadro özgür olarak bilimsel çalışma yapamaz hale gelmiştir. Bilim insanlığında aranan evrensel değerler bellidir. Liyakat, beceri, görevin gereği, kamu yararı düşünülür, oysa rektör bu çalışmayı keyfi, yasal olmayan, geçmiş uygulamalarda ve geleneklere benzemeyen tehdit, şantaj vb. yöntemlerle yürütmektedir.
Üniversite bünyesinde fakültelerin, fakülteye bağlı bölümlerin hatta anabilim dallarının talebi olmadan keyfi olarak akademik kadroların açılması ya da açılan kadrolarda özel şartların aranması kabul edilemez. Anabilim dallarından, bölümlerden ilan edilen kadrolar için ihtiyaç yoktur yazılarının rektörlüğe gönderilmesi, kimi zaman akademik personelin konu ile ilgili rektörle görüşmeler yapması sonuç vermemiştir. İlan edilen bu kadrolara müracaat eden akademisyenler fakülte dekanları ya da atanacak kişiler tarafından vazgeçirilmeye çalışılmış, çeşitli vaatlerde bulunulmuştur. Bunun da ötesinde müracaatlarını geri çekmemeleri halinde kendileri ile uğraşılacağı söylenmiştir.
15 Temmuz darbesi sonucunda çeşitli kurumlar FETÖ ile ilişkisi olduğu için kapatılmış, bu kurumlarda çalışanların lisansları iptal edilmiştir. Kapatılan kurumlarda çalışanlar çalışacakları iş bulamamakta, kendilerine ait iş yerleri açamamaktadırlar. Ancak Uludağ üniversitesinde bu durumda olan akademisyen alımları yapılmaktadır. Kapatılan kurumlarda çalışan insanlar sırf bu yüzden iş bulamazken, Uludağ üniversitesi rektörü Yusuf Ulcay bu kişilere kadro açabilmektedir.
Üniversiteler genel anayasal ve yasal çerçevede kamu hizmeti vermek zorundadırlar. İnsan haklarından yana kişi hak ve hürriyetlerine ve kanun önünde eşitlik ilkelerine göre hareket ederler, keyfi davranamazlar, yaptıkları işlemlerden dolayı sorumludurlar ve denetlenirler.
Üniversiteler akademik kadro ihtiyaçlarında izleyecekleri yol bellidir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 13/b-3 maddesinde, Üniversitenin kadro ihtiyaçlarını, bağlı birimlerinin ve üniversite yönetim kurulu ile senatonun görüş ve önerilerini aldıktan sonra hazırlamanın ve Yükseköğretim Kuruluna sunmanın, Rektör’ün görev, yetki ve sorumlulukları arasında olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Üniversiteler, profesörlüğe yükseltilerek atama için aranan asgari koşulların yanında, Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler.” hükmü yer almaktadır.
Uludağ üniversitesinin ilan edilen kadrolar ve yapılanlara birkaç örnek vermek gerekirse bunun böyle olmadığı daha iyi anlaşılacaktır.
1-Tıp fakültesinde çocuk kardiyolojisi bilim dalın da çalışmak üzere bir profesör kadrosu ilan edilmiştir. Bu ilan edilen kadroya ihtiyaç olmadığı bölüm başkanlığı ve anabilim dalı tarafından dekanlığa iletilmiştir. Atama yapılacaksa diğer ihtiyaç duyulan bilim dallarına yapılmasının daha uygun olacağı bildirilmiştir.
2-Tıp fakültesi mikrobiyoloji anabilim dalına bir yardımcı doçent kadrosu alımı ilan edilmiş, bölüm, anabilim dalı ve dekanlığın haberi olmadan kadroya başvuru jüri tarafından olumlu görüş almış, fakülte yönetim kurulu atamayı onamış. Rektörün son dakika müdahalesi ile atamadan vaz geçilmiştir. Rektörün bu atamayı, kendisinin istediği kişi başvuramadığı için iptal ettiği anlaşılmıştır. Rektörün kendi istediği kişinin yabancı dil belgesinin geçerlilik süresi uygun olmadığı için başvurusunun geçersiz sayıldığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine yabancı dil belgelerinin uygunluk süresine Senatonun karar vermesine ilişkin bir karar alındığı ve yardımcı doçent kadrosunun yine ilan edilmek üzere YÖK’e gönderildiği bilinmektedir.
3- Uludağ Üniversitesinin çeşitli birimlerine öğretim üyesi alınacağına ilişkin 01.10.2017 tarihinde bir gazetede yer alan Tıp Fakültesi öğretim üyesi ilanında Halk Sağlığı anabilim dalına profesör kadrosu açılmıştır. Açılan kadro ile ilgili anabilim dalı rektörlüğe 24.04.2017 tarihinde müracaat ederek ihtiyaçları olan yardımcı doçent karosunu istemişlerdir. Bu başvuru yok sayılmış Halk Sağlığı anabilim dalına profesör kadrosu ek koşulla ilan edilmiştir. Halk Sağlığı profesör kadrosu için ek koşulda "İşyeri hekimliği eğitici sertifikasına sahip olmak" özelliği istenmiştir. Bu özellik bir adayı tanımlamak içindir, bu özelliğin halk sağlığı anabilim dalında öğretim üyesi olmakla ilgili herhangi bir gerekliliği yoktur. Bu durum Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından da Rektörlüğe iletilmiş ve söz konusu profesör kadrosunun iptal edilmesi talep edilmiştir.
4- Uludağ Üniversitesinin Tıp Fakültesi öğretim üyesi ilanında Halk Sağlığı anabilim dalında uygulamanın benzeri bir uygulama Göz hastalıkları anabilim dalı içinde uygulanmıştır. Göz hastalıkları anabilim dalı için ilan edilen kadroya “Vitreoretinal cerrahi de deneyimli olmak” özelliği istenmiştir. Bu özellik bir adayı tanımlamak amaçlıdır, bu özellik konunun uzmanlarına göre göz hastalıkları anabilim dalında öğretim üyesi olmakla ilgili herhangi bir gerekliliği yoktur.
5- Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı için bir adet profesör kadrosu açılmasına ilişkin ilan 01.10.2017 tarihli bir gazetede yayınlanmıştır. Bu kadro içinde ek koşul konmuş."Alkan İndikatör tekniği kullanarak yem tüketimi ve sindirilebilirlik tahmini üzerine doktora yapmış olmak ya da nearinfraredreflektans spektroskopi kullanarak yem tüketimi ve sindirilebilirlik tahmini üzerine doktora yapmış olmak"koşulu aranmıştır. Bu koşul profesör kadrosuna alınacak kişiyi doğrudan tanımlamaktır. Yüksek öğretim kurulunun kamuoyuna çok tartışılan bu yönlü ilanların olmayacağı yönünde açıklamasına rağmen yapılmıştır. İlandaki bu ek koşulla ilgili olarak U.Ü. Hayvan Bes. veBesl. Hast. Anabilim Dalı Kurulu toplanmış, ilandaki ek koşulu taşıyan öğretim üyesine ihtiyaç bulunmadığı, bu ek koşulun objektif olmadığı, eşitlik karinesini ortadan kaldırıcı ve belli bir kişiyi tarif eder nitelikte olduğu ifade edilmiş, ilanın bu şekliyle başka adayları hak mahrumiyetine uğratacağı ve ilandaki ek koşulun ivedilikle kaldırılması için gereği U.Ü. Veteriner Fakültesi Dekanlığına Kurul kararıyla bildirilmiştir. Bu yazı üzerine aynı ana bilim dalında görev yapan akademik personel ilgili kadro için müracaatını yapmış, sonrasında ataması düşünülen kişi ve fakülte dekanı anadilim dalında çalışan ve bu kadro için müracaat eden akademik personeli vazgeçirmeye, bir şekli ile bu atamanın olacağını bunun kabullenilmesini aksi takdirde kendisi ile uğraşılacağını söylemeleri anabilim dalının iş barışını bozarak, hukuksuzluğa yol açmıştır.
Dışarıdan akademisyen getirilmesinin akademik teamüllere ve kurallara uygun olması halinde sakıncası yoktur. Ancak Rektör Ulcay hem akademik teamülleri hem de atama kriterlerini yok saymakta ve atamalarda daha önce verilen örneklerde olduğu gibi keyfi davranmaktadır.Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesine kadro açılacaksa öncelikle yapılması gerekenler bellidir.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, ilanın çıktığı tarihte, doçent unvanı aldıktan sonra 5 yılını tamamlamış olan 33 öğretim üyesi bulunmaktadır. Bunlardan 13'ü için (tarih sırasına göre) Dekanlık Rektörlükten kadro talep etmiş, Rektörlük yalnızca 3'ü için kadro ilanı vermiş, diğer 2 kadroyu dışarıdan birilerini getirmek için kullanmıştır.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, ilanın çıktığı tarihte, doçent unvanı almış ancak henüz doçent kadrosuna atanmamış 11 kişi bulunmaktadır. Bunlardan 8'i için Dekanlık Rektörlükten kadro talep etmiş, Rektörlük bugüne kadar herhangi bir kadro ilan etmemiştir.Çok sayıda akademisyenin, sürelerini doldurmuş ve atama kriterlerini yerine getirmiş olmalarına karşın Rektör Prof. Yusuf Ulcay’ın keyfi tutumu yüzünden kadroları ilan edilmemekte, bu da Tıp Fakültesinde huzursuzluğa ve iş memnuniyetinde düşmeye yol açmaktadır. Birçok akademisyen başka üniversitelere gitmenin yollarını arar hale getirilmiştir.
Uludağ Üniversitesi Rektör Ulcay ile birlikte büyük yönetsel sorunların yaşandığı bir kuruma dönüşmüştür. Daha önce büyük emek ve çabayla kazanılan Tıp Fakültesi Hastanesinin JCI Akreditasyon belgesi kendisinin döneminde kaybedilmiştir. Bu belgenin kaybedilmiş olması Tıp Fakültesi Hastanesinde büyük bir özveri ile sunulmaya çalışılan kaliteli hizmetin olumsuz etkilenmesi anlamına gelmektedir. Hastanede hasta ve çalışan memnuniyeti son yıllarda dramatik olarak düşmüştür.
Rektör Ulcay tüm daire başkanlarını görevden almış, yerlerine yetkin kişiler getiremediği için Üniversitedeki bürokratik işlemlerde büyük bir karmaşa yaşanmasına yol açmıştır. Şu anda tüm daire başkanlıkları vekâletle yönetilmektedir.
Uludağ üniversitesinde atanan rektör aracılığı ile yapılanların ve yapılmak istenenlerin öncelikle bilim üretmek ve bununla ilgili eğitim vermek üzere kurulan bir yüksek öğretim kurumuna yakışmadığı, çalışmaların denetimsizlik ve keyfilikle yürütüldüğü, temel haklara, anayasa ve yasalara uygun olmadığı, bilimsellikten uzak, hukuksuzluk yaratılarak kişilerin mağdur edildiği görülmektedir.
Kamu yönetiminde yetkinlik ve liyakat olmaksızın yapılan görevlendirmeler olumsuz sonuçlanmaya mahkûmdur. Bu gidişat ile kentimizin göz bebeği Uludağ Üniversitesi çökertilecektir.