OİB Başkanı Baran Çelik, “Bu ek maliyet, ürünlerimize yönelik pazar kaybına neden olabilir” uyarısında bulundu.
Aydın DAĞTEKİN
Avrupa Birliği’nin (AB) Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama uygulamasıyla yürürlüğe girdi. İthalatçılar için ilk raporlama dönemi 31 Ocak 2024'te sona erdi.
Yönetmelik uyarınca AB, SKDM için 1 Ekim'den 31 Aralık 2025'e kadar geçiş dönemi uygulayacak. SKDM'nin pilot fazına uyum, her 3 ayda bir yapılacak raporlamalarla tamamlanacak. Bu süreçte şirketlerden, karbon emisyonlarına ilişkin veri toplaması ve bu verilere ilişkin raporlamalar gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Bu uygulamayla, ithalatı gerçekleştirilecek ürünlerin üretim süreçlerindeki karbon emisyonlarının AB standartlarında kabul görmemesi halinde, bunların ithalatçıları sınırda karbon fiyatı uygulamasına maruz kalabilecek. Böylelikle AB, ithal edilen ürünlerin üretiminde açığa çıkan sera gazı emisyonlarının, ürünün üretildiği ülke dışına taşınmasını önlemeyi veya bu ürünlerin karbon yükünü kendi standartlarına uygun olarak düzenlemeyi amaçlıyor. Bu sürece AB standartları doğrultusunda uyum gösterebilen şirketler ürünlerini AB pazarına, rekabetçiliklerini kaybetmeden ihraç edebilecek.
OİB Başkanı Baran Çelik
İhracatçıların karşı karşıya kaldığı ve maliyetleri artırabilecek bu yeni durumu, ihracatçılarla değerlendirdik. Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik, konuya ilişkin olarak şunları kaydetti:
“SKDM Tüzüğü, 1 Ekim 2023 tarihinde raporlama yükümlülüğü ile sınırlı olarak uygulamaya alındı. Bu kapsamda, 1 Ekim 2023-31 Aralık 2025 tarihleri arasında, mali yükümlülük doğmayacak bir geçiş dönemi söz konusu olacak. Mali yükümlülüklerin devreye girdiği asıl uygulama dönemi 1 Ocak 2026 itibariyle başlayacak.
SKDM, demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen sektörlerini kapsıyor. Otomotiv sektörü henüz SKDM kapsamında değil. Ancak sektörlerin genişlemesi ile gelecek yıllarda bu kapsama girecek. Otomotiv endüstrisi olarak temel amacımız, gelecek düzenlemeleri kontrollü ve hazırlıklı bir şekilde karşılamak.
Gümrük Birliği acilen güncellenmeli
Her ne kadar karbon vergisini AB’deki ithalatçı ödeyecek olsa da, bu ek maliyet bizim ürünlerimize yönelik pazar kaybına neden olabilir. Diğer taraftan, AB ile Gümrük Birliği olmasına karşın, bize bir muafiyet sağlanmıyor. Bu durum, AB ile olan Gümrük Birliğinin devamlılığı ve ayrıca Gümrük Birliğinin bir an önce güncellenmesinin yapılması açısından büyük önem arz ediyor.
OİB olarak, Ticaret Bakanlığımız, çatı kuruluşumuz TİM, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile Yeşil Dönüşümün başarıyla gerçekleştirileceğine, Türkiye’nin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna geleceğine inanıyor, tüm faaliyetlerimizi bu doğrultuda planlıyoruz.”
Otomotivciler yeni döneme nasıl hazırlanıyor?
OİB Başkanı Baran Çelik, “Geçen yıl Türkiye Otomotiv Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planını hayata geçirdik. Geçen ocak ayında Bursa, Kocaeli ve İzmir’deki ihracatçılara Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) uygulamasına hızlı uyum ve yeşil dönüşümün sağlanması amacıyla eğitimler gerçekleştirdik.
2023 yılında Sürdürülebilirlik temasında 15 farklı konuda (yenilebilir enerji, döngüsel ekonomi, temiz üretim ve atık yönetimi, yeşil dönüşüm için finansman imkanları, karbon ayak izi, AB ticaret politikasında sürdürülebilirlik, sürdürülebilirliğin sosyal ve çevre bileşenleri vb.) 30 saati aşkın eğitim gerçekleştirdik. Üyelerimiz web sitemizden eğitimlere ücretsiz bir şekilde kayıt olabilirler. Yine bu kapsamdaki etkinliklerimiz arasında yer alan “Otomotiv Sektöründe Yeşil Dönüşüm Ur-Ge Projesi”ni de OİB koordinasyonunda yürütüyoruz.” şeklinde konuştu.
TİM: Karbon vergisi ticareti kökten değiştirecek
TİM açıklamasında, “Avrupa Birliği’nin karbon vergisi uygulaması hedefi, dünya ticaretini ve Türkiye’nin AB ile ticaretini kökten değiştirecektir” denildi.
Türkiye’deki ihracatçı birliklerinin çatı kuruluşu Türkiye İhracatçılar Meclisi de (TİM) konuyu yakından takip ediyor.
TİM’den yapılan değerlendirmede, “Bir yandan iklim değişiminin etkileri, diğer yandan küresel ticaret sistemindeki yeni eğilimler dünya ekonomisindeki gelişmelere yön veren ana unsurlar olmaya başlamıştır. Avrupa Birliği’nin her iki unsuru da içeren karbon vergisi uygulaması hedefi ise dünya ticaretini ve Türkiye’nin AB ile ticaretini kökten değiştirecektir” görüşüne yer verildi. Açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:
“Küresel ısınma ve onun yarattığı iklim değişimi, dünya genelinde üretimi ve ticareti yeniden şekillendirmektedir. Küresel ısınmaya yol açan en önemli alan, iktisadi faaliyetlerdir. Bu nedenle mevcut iktisadi faaliyetlerde başta karbon salınımı olmak üzere küresel ısınmaya yol açan tüm süreçlerde kısıtlar getirilmekte ve iyileşmeler hedeflenmektedir. Üreticilerden sürdürülebilirlik olarak adlandırılan koşulların sağlanması istenmektedir. Ticarette de giderek bu koşulları karşılayan ürünler tercih edilmektedir.
Türkiye için avantaj da olabilir, dezavantaj da…
AB’nin yeni karbon vergisi hedefi, Türkiye için uyum sağlanması halinde yeni fırsatlar sunmaktadır. AB’nin talep edeceği sürdürülebilirlik koşullarının karşılanamaması halinde ise karbon vergisi Türkiye için dezavantaj olacaktır.”
Karbon vergisi nasıl uygulanacak?
1 Ekim 2023’de yürürlüğe giren AB sınırda karbon vergisi mekanizması (SKDM), kademeli olarak uygulamaya konulacak.
İlk aşamada, yüksek karbon kaçağı riski taşıyan 6 sektör belirlenmiş durumda: Çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, hidrojen ve elektrik.
2025 yılının sonuna kadar sürecek kademeli geçiş döneminde, AB ithalatçıları herhangi bir karbon vergisi ödemeyecek, SKDM mekanizmasına tabi ithal ürünlerdeki gömülü emisyonları raporlayacak. 2026 yılında, sektör ayrımı yapılmaksızın, tüm ithal edilen ürünlerde SKDM uygulaması geçerli olacak.
SKDM, 2026 yılında tam olarak uygulamaya geçtiğinde, AB ithalatçıları, SKDM dâhilindeki ithal malları için karbon vergisi ödemek durumunda kalacak. Karbon vergisinin, terim karşılığı ise SKDM sertifikasıdır.