Emine Erdoğan: İfadem çarpıtıldı
Borsa İstanbul ev sahipliğinde, UN Global Compact (UNGC), Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), Dünya Borsalar Federasyonu (World Federation of Exchanges-WFE), Borsa Yatırım Fonlarındaki Kadınlar Platformu (Women in ETFs), Sürdürülebilir Borsalar Girişimi (Sustainable Stock Exchanges Initiative-SSE) ve Uluslararası Finans Kurumu (International Finance Corporation-IFC) iş birliğiyle iş dünyasını toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeye ve kadınların ekonomik hayatta güçlenmesini desteklemeye çağırmak amacıyla bir etkinlik düzenlendi. Programa, süteks grup Yönetim Kurulu Başkanı ve iş dünyası sözcüsü Nur Ger, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Talat Ulussever, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan katıldı. Program’da Kadınlar Gününe özel olarak kadın erkek eşitliği için İstanbul Borsa’sının gongu Emine Erdoğan tarafından çalındı.
Programdan bir konuşma yapan Bakan Ramazanoğlu konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlayarak, “Kadınların ekonomik, kültürel ve sosyal hayatta güçlenmesi konularında farkındalık oluşturmak amacıyla buradayız. Her türlü ayrımcılığın sona erdiği kadınların ekonomik, kültürel ve siyasi hayatta hak ettikleri yeri aldığı bir dünya temenni ediyorum. Ulusal ve Uluslararası konularda bu konuyu gündeme getirmeyi, öncülülük etmeyi ve bu konuda yapılan tüm çalışmalara destek olmayı hedefledik. Kadınlara, eşit haklarla çalışma fırsatı sunmayan toplumlar zenginleşemez. Toplumların gelişmesi ancak, kadının her alanda statüsünün yükseltilmesi ile mümkün olur. Kadınlarımız için fırsat eşitliğini öne çıkaran her projeye destek vermemeye ve paydaşlarımızla işbirliğine devam edeceğiz. Borsa İstanbul’un açılış gongunu bu sefer kadınlar için eşitlik ve adalet için çaldık. Umuyorum ki, bu sesi tüm dünyayı tüm dünyadaki kadınlar adına söylüyorum; Doğu’dan Batı’ya tüm dünya duyar. Bu ses kadın girişimcilerimizin, kadın çalışanlarımızın sesi olsun. Emeğin adaletin, kadına karşı şiddeti engellemenin sesi olsun. Aynı zamanda vatan için eşleri evlatları şehit edilen onurlu vefakar kadınlarımızın, annelerimizin sesi olsun. Savaş bölgesinde öldürülen yüz binlerce kadınımızın sesi çığlığı olsun. Borsa İstanbul aracılığı başta Birleşmiş Milletler Uluslararası toplumların bu sese kulak vermesini istiyorum” dedi.
“KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ KOMİSYONU, SİYASİ KARARLILIĞIN GÖSTERGESİDİR”
Programdan dolayı memnuniyetini dile getiren Emine Erdoğan “iş dünyasında cinsiyet eşitliğini ilerletecek şirket politikaları geliştirmesi geleceğimiz için bir umuttur diyerek”, “Kadının güçlenmesi prensiplerinde yer alan 7 ilkeye imza koyan liderleri tüm kalbimle tebrik ediyorum. Şirketlerin yönetim kurullarında kadınlara daha çok yer verilmesi, tüm kadın ve erkeklere işte adil davranılması gibi ilkeler, daha iyi bir dünyanın müjdecisidir. Ülkemizde kadının güçlendirilmesi adına son 10 yılda yetmez ama diyeceğimiz pek çok önemli gelişmeler oldu. 2004 ve 2010 yıllarında Anayasanın 10’uncu maddesinde yapılan değişikle kadın erkek eşitliğini gözeten birçok düzenleme yapıldı. 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kadın erkek fırsat eşitliği komisyonunun kurulması, bu konudaki siyasi kararlılığın bir göstergesidir. Bu tür düzenlemeler kadınların güçlenmesi noktasında önemli sonuçlar vermiştir. 2002 seçimlerinde parlamentoda kadın temsil oranı yüzde 4.4 iken 7 Haziran 2015 seçimlerinde bu oran yüzde 17.82’ye çıkmıştır. Şu anki parlamentomuzu oluşturan 1 Kasım seçimlerinde ise 81 kadın vekil sayısı ile yüzde 14.73 oranında bir temsil gücüne sahip olduk. Siyasetteki kadın varlığının son 13 yılda yüzde 10’luk artış göstermesi önemli bir ilerlemedir. Türkiye’de akademi de kadın oranı ise dünya ortalamasının üzerindedir. 2015 verilerine göre, üniversitelerde kadın öğretim elemanı yaklaşık yüzde 43’tür. Fakat isteriz ki kadınlarımız cam tavan engelini aşarak üniversitelerin yönetim kademelerinde etkin bir şekilde var olabilsinler. Keza kamu kurum ve kuruluşlarındaki yüzde 36 oranındaki kadın personelin üst düzey karar verici konuma gelmeleri kadın duyarlılığın yaygınlaşmasında beklentimizdir. İş dünyasında kadın varlığına bakacak olursak, kadın istihdam oranının son 10 yıl yüzde 20.8’ den yüzde 27.5’e yükseldiğini görüyoruz. Kadınların iş gücüne katılma oranı ise 8.3 bir artış göstermiştir. Kadınlarımızın ekonomiye katkısını teşvik amacıyla evde imal ettikleri ürünleri iş yeri açmaksızın satışa sundukları halinde vergiden muaf tutulmaları kadınlar için önemli bir motivasyondur. Aynı şekilde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılarak kobi kredileri için yüzde 75 olan kefalet oranı kadınlar için yüzde 85 olarak planlanmıştır. Tüm bunlar kadınlarımızın iş piyasasındaki etkinliğini artıracak düzenlenmelerdir” diye konuştu.
“İŞ DÜNYASI LİDERLERİ, KADIN GÜCÜ ARTMASI İÇİN PROAKTİF YAKLAŞMALIDIR”
Dünya da yüzde 49 oranında kadın olduğunu ifade eden Erdoğan, “Dünyada yaygın pratiğin aksine birbirini tamamlaması ve birbirine destek vermesi beklenir. Cinsiyet adaletinin var olduğu bir dünya kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan özelliğin yansıdığı daha dengeli bir hayat vadetmektedir. Bu vesile ile kadın erkek eşitliğinin cinsiyet adaleti gibi bir değer kriteri ele alınmasının önemi üzerine durmak isterim. Zira kadınların özel sorumlulukları hesaba katılmadan ele alınan eşitlik arada eşitsizlikler doğurabilir. Söz gelimi kadınların çocuk sahibi olması ve çocuğun yetiştirilmesinde bazı geleneksel roller bir takım ayrıcalıklar gerektirmektedir. Hükümetin yaptığı düzenlemeler bu anlamda çok önemlidir. Doğum nedeni ile ücretsiz geçen sürenin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi bunlardan bir tanesidir. Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma imkanı ve babalık izin süresinin arttırılması da kadınlarımızın hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerdir. Bu uygulamalar erkeklerin vereceği destek ve yüksek farkındalık ile gerçek amacına ulaşabilir. Bu noktada iş dünyasının liderlerini kadın gücünü arttırma noktasında daha proaktif yaklaşımlara davet ediyorum” dedi.
“İFADEM ÇARPITILARAK, BAMBAŞKA NOKTAYA ÇEKİLMİŞTİR”
Türkiye’nin kadına seçme seçilme hakkını veren ilk ülkeler arasında olduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye 1934’te dünyada kadıların seçme ve seçilme hakkı kazandığı ilk ülkelerdendir. Bir ülkenin tarihinde kazanımlar olduğu gibi elbette bir takım uygulama sorunları da vardır. Nitekim seçilme hakkının tüm kadınları kapsamaması bir ayrımcılık sorunu doğurmuştur. Mesela başörtülü kadınlar seçimle hakkına ancak 80 yıl sonra ulaşabilmişlerdir. Öte yandan Türkiye’de bazı etnik ayrımlar konusunda birikmiş sorunlarımız olmuştur. 60 ve 80 darbeleri, Türkiye tarihinin enkazlarıdır. Geçmiş hafta tarihimizin bu tür enkazlarına atıf yapan bir ifadem çarpıtılarak bambaşka noktaya çekilmiştir. Oysa kazanımlarıyla birikmiş sorunlarıyla geçmiş, hepimizin ortak geçmişidir” şeklinde konuştu.