Ene, yaptığı açıklamada, başantrenör olarak görev yaptığı TOFAŞ'ta ve Bursa'da bulunmaktan son derece mutlu olduğunu vurguladı.
Bugüne kadar antrenörlük geçmişinde görev yaptığı tüm kulüplerden kendi isteğiyle ayrıldığını anlatan Ene, "Burada çok mutluyum. Bu kulübe değer veriyorum. Kulüp de bana değer veriyor. Bursa'da insanlardan büyük saygı görüyorum. Bunlar önemli şeyler. Burada insanların sevgilerini de hissediyorum." dedi.
Orhun Ene, Türkiye'de özellikle basketbolda antrenörlükte uzun hedefler koymanın çok zor olduğunu, o yüzden de kendisinin uzun soluklu hedefleri bulunmadığını belirtti.
Antrenörlükten keyif aldığını ve bu işi yaptığı sürece de mutlu olmaya devam edeceğini dile getiren Ene, "Tabii bu işi mutlu yaparken imkanların da oluşması lazım. Oluşmazsa en sevdiğim işi yapamaz hale geliyorum. Benim için iki önemli şey var. Birincisi, üretmem lazım, diğeri de kulübe katkı sağlamam lazım. Eğer sağlayamıyorsam burada işim olmamalı. 'Gideyim Avrupa Ligi'nde antrenörlük yapayım.' diye, öyle hedefleri olan insan değilim. Sahaya girdiğimde mesleğimi iyi yapabiliyorsam bu beni mutlu ediyor." diye konuştu.
- Milli takımı çalıştırma teklifi
Orhun Ene, TOFAŞ'ta göreve başlarken 5 yıllık sözleşme yaptığını ve kulüple bir yola çıktıklarını vurguladı.
Milli takımdan kendisine daha önce gelen antrenörlük teklifine de değinen Ene, şunları kaydetti:
"TOFAŞ, Türk basketboluna katkı sağlayacak kulüp. Hem milli takım hem de TOFAŞ aynı anda olmayacağı için milli takım projesi daha olgunlaşmadı ve ben de kulübümde kalmış oldum. Ben basketbol antrenörüyüm. Önemli olan kendi mesleğimi en iyi şekilde yapabilecek ortamda çalışmak. Güçlü de, güçlü olmayan takım da olabilir. Önemli olan oyuncularımızın parasının zamanında ödenmesi, antrenman yaptığımız yer. Benim için para bunlardan sonra gelen şeydir. İstediğiniz kadar bütçeli takım kurun, bu parayı sezon sonunda 2-3 ay oyuncularınıza ödemediğinizde profesyonel bir çalışma ortamı olmaz. Bu ülkede bunun yollarını bulmuşuz, böyle devam ettirmeye çalışıyoruz. 'Bir oyuncu 3-4 ay maaş almadan oynayabilir.' diye düşünülüyor ama ne kadar oynayabilir."
Ene, Türk basketbolunda başarı kriterlerinin de geçmişe göre değiştiğini vurguladı. Artık her maçına iddialı çıkan bir kulüp oluşturmanın da bir başarı olduğuna değinen Ene, "Türkiye'de, Fenerbahçe Doğuş'un, Anadolu Efes'in verdiği bütçeleri verebilen 8 takım yok bugün. O takımlar ne yapacaklar, mücadelenin içinde kalacaklar. Biz en zor anımızda Fenerbahçe'yi yendik. Fenerbahçe'yi yenen son Türk takımıyız. Bizim için önemli." ifadelerini kullandı.
- "İllaki kupa kaldırmaya gerek yok"
Yüksek bütçeli takımlarla kupalar kaldırmak yerine, plan ve projesi olan kulüpte çalışmanın kendisini daha mutlu ettiğini belirten Orhun Ene, şöyle konuştu:
"Son 5 senedir şampiyon olan takımlara bakın; 2 Fenerbahçe, birer Galatasaray, Beşiktaş, Karşıyaka. Hepsinin ortak noktası, camia, taraftar takımı olmalarıdır. Onun için bu yarışa girmek bana göre enerji ve para kaybına da sebep oluyor ama kulüp olarak yıldız, genç oyuncu yetiştirmek, milli takıma oyuncu vermek, kendi kadronuzda kendi şehrinizin oyuncularını oynatmak... Bunlar da Türk basketbolu için önemlidir. Buralarda kupa yok, kaldıramıyoruz ama yarın öbür gün Türk basketbolunda bunları görebilecek insanlar hakkımızda iki çift güzel laf söylese, bunlardan örnek alsa bu da yeter bizim için. İlla ki kupa kaldırmaya gerek yok."
- Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi şampiyonluğu
Orhun Ene, THY Avrupa Ligi'nde Yunanistan ekibi Olympiakos'u finalde 80-64 yenerek şampiyon olan Fenerbahçe'nin çok zor bir işi başardığını anlattı.
Fenerbahçe'nin daha sezon başında Türkiye'de oynanacak Dörtlü Final maçlarında şampiyonluğu hedeflediğini dile getiren Ene, şunları kaydetti:
"Fenerbahçe'nin, Avrupa Ligi'nin en iyi, en yetenekli takımı olduğunu düşünmüyorum ama orada bir maçı kazanmak için en fazla enerjiyi veren, takım halinde en iyi hazırlanan ve hazırlandığını da en iyi ortaya koyan takım olduğunu düşünüyorum. Fenerbahçe basketbolda kulüp olarak farklı bir kulvara çıktı. Belki çok para harcıyor olabilir, belki Türk oyuncu oynatmıyor olabilir ki birçok insan eleştiride bulunabilir ama o seviyede oynanan oyunun kuralları bu. Gönül ister ki biz de oynayalım ama o hedefe gidiyorsanız, bugün o parayı verseniz birçok insan o bütçeyle bu işi yapamayabilir. O parayı verdiğiniz zaman kupayı vermiyorlar. Doğru hamleler yaptılar ve bana göre Avrupa basketbolunda belli kalıpları da kırdılar. Buna saygı duymak lazım, takdir etmek gerekiyor."
