Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Belediye Meydanı'nda Gölbaşılılarla buluşmasında, "Bu ülkede iki tane önemli tehlike var. Bunlardan bir tanesi makbul Türkler, bir diğeri de makbul Kürtler. Biz her ikisine de hayır diyoruz. Bizim anlayışımızda ne siyasi Kürtçülük vardır, ne siyasi Türkçülük vardır." dedi.
Demirtaş'ı da sert sözlerle eleştiren Erdoğan, "Şimdi bunların bir cici çocuğu var, malum. Bu cici çocuk, benim Kürt kardeşlerimi sokağa davet etti mi? Etti ve o gün 50 kişi maalesef öldü mü? Öldü. Ölenler Kürt değil miydi? Öldürenler, onlar da Kürt'tü. Hele hele 15 yaşındaki Yasin Börü, 3 kattan atıldı, bıçaklandı, üzerinden arabayla geçilerek, şehit edildi. Buradan ona söylemiyorum zaten, onda ciğer yok, onda bu noktada zerre kadar insaf yok. O aydınlara sesleniyorum, siz bu tür bir katliama vesile olanlarla beraber mi olacaksınız?" açıklamasında bulundu.
Erdoğan, şöyle devam etti: "Her gün bu nasıl diktatör ki gazetelerinden, televizyonlarından küfredecekler, hakaret edecekler ben diktatör olacağım. Ben diktatör olsam sen küfredersin ha. Sen kalkıp da affedersin hakaret edersin ha. Diktatörün olduğu bir ülkede bunları yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler. Biz demokrasiye inandık bu yola böyle çıktık. Ama demokrasiyle yola çıkarken bizi idamla tehdit edenlere, 'Biz kefenimizle bu yoldayız' dedik."
Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle: "Bu ülkede iki tane önemli tehlike var. Bunlardan bir tanesi makbul Türkler, bir diğeri de makbul Kürtler. Biz her ikisine de hayır diyoruz. Bizim anlayışımızda ne siyasi Kürtçülük vardır, ne siyasi Türkçülük vardır.
"NE AYDINI YA BUNLAR KARANLIK"
Terör örgütünün güdümündeki parti bizim bayrağımıza alternatif bayrak çıkartmış. Sözüm ona bazı aydınlar çıkmış. Ne aydını ya bunlar karanlık karanlık. Bizim bayrağımıza alternatif bayrak çıkartanlardan yana mı olacaksınız, yoksa bayrağımızdan yana mı olacaksınız?
"DİKTATÖR OLSAM SEN KÜFREDERSİN HE..."
Neymiş diktatör. Kimmiş diktatör. 90 parti var 20'si seçime giriyor. Bu nasıl diktatör ki her gün gazetelerinden televizyonlarından küfredecekler. Ben diktatör olsam sen küfredersin he, hakaret edersin he. Diktatörün olduğu ülkede bunu yapamazsın. Adamın anında işini bitirirler. Biz bu yola böyle çıktık.
Bunu Doğan Medyası sosyal medyasında yapmadı mı? Şimdi allayıp pullayıp pudralayıp çıkarıyorlar. Niye? Diyorlar ki yine bu yola bunlarla devam etmemeliyiz. Ben niye meydanlardayım? Tek sebebi var bunlar yıllarca bu ülkede hükümetler kurdular, hükümetler indirdiler. Artık bu ülkede millet hükümet kuracak, millet hükümet indirecek.
"MİLLET BUNLARIN 5 YILLIK ZULMÜNE NASIL TAHAMMÜL EDECEKTİ YA"
Hatırlayın şimdi de eski Türkiye koalisyonu kurdular değil mi? Atalarımızın güzel bir sözü var. Kırk çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Bunu böyle bilin. Ülke yönetilemez bir haldeydi. Siyaset kurumu felç olmuştu. Ekonomi çökmüştü. Kepenkler kapanmıştı. Sosyal barış tehdit altındaydı. Çiftçi işçi memur ev kadını herkes huzursuzdu. 2002'nin Kasım'ında biz bu yönetimi kimlerden aldık? DSP, MHP, ANAP'tan aldık. Ben şimdi buradan bu partilere gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Bu MHP beş yıllığına iktidara gelmemiş miydi, DSP 5 yıllığına gelmemiş miydi? Niye bunlar 3,5 yılda bırakıp kaçtılar. Niye erken seçim dediler? Fakat iyi ki de demişler. Yoksa bu millet bunların 5 yıllık zulmüne nasıl tahammül edecekti ya. Düşünün MHP'yi parlamentoya bile sokmadı millet. Şimdi çıkmış meydanlarda dolaşıyor. Diyor ki tek başına iktidar. Be kardeşim milli irade seni tanıyor, biliyor. Siz değil misiniz 25 tane bankayı batıran? 50 milyar dolar faturayı millete kesen siz değil misiniz? SHP'si ANAP'ı DSP'si MHP'si bu ülkede işçiden memurdan 15 katrilyon kestiler. Bunun adı neydi zorunlu tasarruf. Başbakan oldum masamın üstüne geldi bu. Dedim ya devlet memuruna işçisine borçlu olur mu? Arkadaşlar hemen bunu ödeyeceğiz dedik ve biz ödedik.
"ELİNDE SAZ OLANLARA İNANMAYIN"
Şimdi de elinde saz olanlara inanmayın. Gerçek aşıklardan değil bunlar. Gerçek aşıklar şu anda toprağın altında. Onlar diyor ki "uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece" Unutmayın Aşık Veysel'i de bu Ankara'ya sokmamıştı bu zihniyet. Bunlar bu kadar pespaye ettiler. Ben Ziya Gökalp'in şiirini okuduğum için hapse girdiğim o kara günleri hep yaşadık. İçine kapanan Türkiye adeta bölgesiyle dünyasıyla tamamen irtibatı koparılmış bir Türkiye.
"BEN ONA SÖYLEMİYORUM, ONDA CİĞER YOK"
Bunların bir cici çocukları var. Bu cici çocuk benim Kürt kardeşlerimi sokağa davet etmedi mi, öldü? 50 kişi malesef hayatını kaybetti. Hele hele Yasin Börü, 3. kattan atıldı, üzerinden arabayla geçildi. Ben zaten ona söylemiyorum onda ciğer yok. Ben o aydınlara sesleniyorum; siz bu katliama sebep olanlarla birlikte mi olacaksınız? Kardeşlerim tehditlerle siyaset olmaz. Siyaset sandıktadır. Demokrasi halktan geçer."