Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Makedonya Cumhurbaşkanı Corge İvanov ile yaptığı görüşme sonrası basın mensupların sorularını yanıtladı.
Erdoğan Hac’da yaşanan izdiham ile ilgili üzüntülerini dile getirerek, “Son aldığımız rakama göre 753 orada hacımız rahmetli oldu. Son nihai bir durum olarak söylemeyim ama 14 tane de Türk hacısı olduğu rivayet ediliyor. Daha kesin değil" diye konuştu.
Esed'in zerre kadar Suriye'ye ve halkına sevgisi varsa, bırakıp gitmeli. Suriye'nin içiyle herhangi bir derdimiz yok ama 911 kilometre sınırımız olduğunu kimse unutmasın. Oradaki terör örgütlerinin tehdidi altındayız ve buna bir yere kadar sabrederiz.
Yaşanan izdiham sonrası Suudi Arabistan yönetimine ilişkin eleştiriler olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Duygusal olmak yanlış olur. Şunu görmek lazım. Suudi yönetimi hac organizasyonu ile ilgili olarak bugüne kadar alt yapı, üst yapı noktasında sürekli plan proje çalışması yaptıklarını ben yakından biliyorum. Ulaşım güzergahları üzerinde nasıl çalıştıklarını da iyi biliyorum. Bununla ilgili olarak belirli bir oran koyduklarında İslam dünyasından birçok ülke ‘hacıların taleplerine cevap veremiyoruz’ diye ben dertlendiklerini de biliyorum. Hatta bizim kendi ülkemizden bile ‘Bize 70 bin yetmez’ diyenleri de biliyorum.
Suudi Arabistan yönetimi mümkün olduğunca şartları zorlayarak bu taleplere cevap verirken özellikle son yapılan oradaki inşaat çalışmalarında yine bunu biraz daha azaltması gerekiyordu. Bununla ilgili de bu taleplere cevaplar verildiğinde İslam dünyasından ‘nasıl azaltalım’ gibi olumsuz yaklaşımlar oldu” şeklinde konuştu.
"SALDIRGAN YAKLAŞIMLARI DOĞRU BULMUYORUM"
Organizasyonda sıkıntı olduğu yönündeki yaklaşımları doğru bulmadığını söyleyen Erdoğan şunları söyledi:
"Bunu söyleyenlerin çoğunun sırtında küfe yok, olmayınca bunları rahat konuşuyorlar. Dünyanın birçok yerinde bu tür organizasyonlarda bakıyorsunuz ihtimaller düşük de olsa bazı sıkıntılar yaşanıyor. Bunu sadece Hac organizasyonunda değil faklı organizasyonlarda oluyor. Bunlara bakarken bardağın dolu tarafından bakmak isabetli olur. Kalkıp da illa Suudi Arabistan’a bir fatura, suçlusu buymuş gibi bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Tam aksime Suudi Arabistan şu ana kadar katıldığım hac ve umre farizasında orada yapılan hassasiyeti de yakından bilen bir insanım. Burada kalkıp da ‘bu organizasyon yanlıştı’ deme yerinde değilim.
Her büyük yükün maalesef buna benzer bazı eksikleri olabilir. Ben inanıyorum Suudi Arabistan bunula ilgili yine bazı kararları alacaktır. Bu işlerde bir panikleme olduğu anda maalesef bedeli ağır oluyor. Burada da yine böyle bir paniklemenin neticesinden bir sıkıntı oluştu. Kolay değil 4 milyonu aşkın hacı aynı anda aynı yere geliyor. Arafat’daki vakfeden sonra Mina’ya gelişte olan bir hadise. Böyle bir şeyi gönlümüz alsa kabul etmek ama oldu. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz. Tabii tedbirler inanıyorum ki çok daha bundan sonra farklı olacaktır. Burada Suudi Arabistan yönetimine yönelik saldırgan yaklaşımları doğru bulmuyorum."